English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ Ç ] / Çatıya

Çatıya tradutor Espanhol

2,374 parallel translation
Onunla birlikte çatıya çıkmak öyle zevkliydi ki. Çünkü o zaman...
Era divertido subirse al techo, porque con ella...
Çatıya çıkıp, elektriği kökünden kesmeliyiz!
No se. Vamos a tener que subir a ese techo y apagarlos para siempre!
Dün gece çatıya vuran şeyi sen de duydun mu?
¿ Por las noches, oyes cosas en el techo?
Fredo, çantayı çatıya götür.
Fredo, tomar esta bolsa hasta el techo.
Çatıya çıkın.
Vayan a la azotea.
Pennock, çatıya çık!
Pennock, ve a la azotea.
- Çatıda. Çatıya bak.
- El techo, amigo, mira aquel techo.
İnanmıyorsan çatıya bak.
En el techo, si no me crees.
Ben çıkıp çatıya bakayım.
Solo subiré a la azotea.
Çatıya kadar merdivenlerden çık.
Sube las escaleras hasta la azotea.
Çatıya çıkarken el ele tutuşalım mı?
¿ por qué no nos damos la manos en lo que subimos al techo?
Chato, çatıya geç. Birileri bir şey almak için dönerse diye nöbet tutmanı istiyorum.
Quiero que vigiles por si regresan.
Yardım etmek isterdim ama çatıya çıkmak hastane kurallarına aykırı.
Aunque quisiera ayudarle, las normas del hospital prohíben subir a la terraza.
Medyayı çatıya çıkarttık.
La prensa subimos a la terraza.
İşaret fişeğimi ateşleyip çatıya çıkacağım ve tepe penceresinden gireceğim.
Voy a disparar ganchos con cuerdas, treparme al techo y entrar por el tragaluz.
Başımızın üstünde gerçekten çatı olan bir çatıya ne dersin?
¿ Y que te parece un techo de verdad?
Stockton, Mundy çatıya.
Stockton, Mundy, al techo.
- Çatıya çıkış nereden?
- ¿ El acceso al techo?
Dizaynını kullandım ve çatıya bu hasarı verecek yeterli hızdaki bütün yolları hesapladım ama eşleşme bulamadım.
He utilizado tu diseño, y calculado cada manera concebible de cómo haber llegado a la suficiente velocidad para causar el daño del tejado, pero no coinciden.
Ama sonra, D-Rott çatıya geldiğinde ve iyi olduğunu işaret ettiğinde iyi olmadığını biliyordum.
Pero luego cuando D-Rott no se asomó por el tejado para decir que estaba bien, supea que no estaba bien.
Bisikleti ortada yoktu. Evet, çatıya çarpması, iki katlı binadan düşmeye eşit güçteymiş.
Si, bueno, mi gente dijo que golpeó el tejado con la fuerza equivalente a la caída de un edificio de dos pisos.
Ben çatıya bakacağım.
Yo iré al tejado.
Çatıya çıkıp sızıntıyı halledeceğim.
Subiré al atico y arreglaré la gotera.
Ben çatıya çıkacağım, tamam mı?
Me estoy va a ir en la azotea, ¿ bien?
Çatıya.
Al tejado.
Çatıya mı?
¿ En el tejado?
Hâlâ da tartıştığınız için yapmak için çatıya gideceğim, tamam mı?
Y como seguís igual, Me voy a hacerlo al tejado, ¿ vale?
- Öldü ya da şu anda çatıda ölmek üzere. Ne saçmalıyorsun?
Muerto o muriendo en el techo...
- Neyi? Çatıdakiler artık çatıda değiller.
Los que estaban en el techo ya no están ahí,
Onu her gün çatıda gezdiriyorum. Aşağıya atlamayı denemesin diye sıkı sıkı tutuyorum.
La saco a caminar por el techo bien sujeta, cada día, ya que a veces cree que puede volar.
"Coventry ve Leceister şehirlerinde çatışmalar hala devam ediyor."
"Y las contraofensivas en Coventry y Leicester ya están en marcha."
Çatıya çıkıyor.
Va hacia el techo.
Çatıdaki atlı kızak. Sekiz güzel ren geyiği, ve santa Ben. - Bacadan aşağıya iniyor.
El trineo en el techo, los renos hermosa ocho, y Santa - me - va por la chimenea!
Kafanı kırarsam acaba çat diye mi ses çıkartır ya da pört diye mi ses çıkartır?
¿ Cuando picotee tu cabeza, habrá "algo" o está "fisurada"?
Peki, bak bakalım Cat ya da Catalina bulabilecek misin?
Vea si tiene alguna Cat o Catalina.
Cat ya da Catalina'yı arıyorum.
Estoy buscando a una Cat o ¿ Catalina?
Cat ya da Catalina'yı arıyorum.
- Hola. Estoy buscando a una Cat o ¿ Catalina?
O günün o çatıda bitmemesi için yüzlerce sebep bulabiliyorsun.
Ya sabes, encontrar cientos de formas diferentes que podría haber dado forma al día para no terminar en el techo.
Çatıyı tamir ettin demek.
Ya reparaste el tejado.
İtfaiyeciler de bize yarım ediyordu merdivenle çatıya çıkarak bir suçlu ya da suçluların olup olmadığına bakıyor ya da çatıya bir şey atıp atmadıklarına bakıyorduk muhtemelen silahlarını.
00 P. M CORTESÍA KRWG Los bomberos nos ayudaron a poner escaleras para ver... Para asegurarnos que...
Çatıya falan mı çıkmıştın?
¿ En un techo?
Ya komşu çatısı?
¿ Qué hay del tejado de al lado?
Eğer burada olsaydı, mantıken ya ölmüş ya da çatışma halinde olurduk.
Si estuviera, la lógica dice que estaríamos muertos o en un tiroteo.
- Çatıya.
- ¿ Adónde vamos?
Booth, dışa kayan göz pınarları ya da yüksek burun çatıları yok.
Booth, no tienen distopía canthorum o altas raíces nasales.
Bir sürü zırhlı çete elemanıyla çatışıp sağ çıkınca araba çarpması ya da LAE'de trafik cezası yazmak gibi.
Sobrevives a una balacera de pandilleros armados para ser atropellado por un auto mientras haces una multa.
Sakın bana ahlaki bir çatışma içinde olduğunu ya da o yaşlı pisliğin ölümünü önemsediğini söyleme.
Ahora no me digas que estás luchando con la moralidad de si el viejo bastardo debe morir o no.
Daha önce... Bir çatışmada falan kullanıldı mı?
¿ Se ha empleado ya en combate?
Ama artık zayıf değilim. Ama sen Guru Sona, dolandırıcısın. İlahilerini, yoganı, Shinnig Tree'deki öğretilerini al..,... dünyanın çatısına tıkıştır.
Pues, ya no soy débil, pero tú, Gurú Sona, eres una estafadora así que, puedes tomar tus mantras, tu yoga y tu Shining Tree Of Life y meterlos en tu trasero.
Anlaşma toplantısı zamanı gelip çatıncaya kadar bahar geçit töreni sezonu geçmiş, karnaval zamanı gelmiş olacak.
Y cuando lleguemos a una conciliación ya habrá pasado la primavera y estaremos en carnaval.
Cat Ears, anlıyorum.
Orejas de gato, ya veo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]