Çıkacak tradutor Espanhol
9,373 parallel translation
Rogelio ve ben birlikte eve çıkmaya karar verdik. BİR HAFTA ÖNCE Büyük bir kavga çıkacak sanmıştım, ama bir şey demedi.
Así que Rogelio y yo decidimos mudarnos juntos.
Lütfen bana Marbella'da çıkacak bir müzisyen bulduğunu söyle.
Por favor, dime que has encontrado un músico que toque en el Marbella.
Sonuçlar iyi çıkacak.
Las posibilidades está a tu favor.
Dr. Hillcroft şehir dışına çıkacak ve randevuları çok dolu, beni araya sıkıştıracaklar.
El Dr. Hillcroft está fuera de la ciudad y está completamente lleno, por lo que me están presionando.
Firenin parası kimden çıkacak?
¿ Quién pagará la parte de peso que falta?
Hayır, çıkacak.
No, no lo hará.
İki türlü de sorun çıkacak.
De todos modos, va a haber un problema.
Yaklaşık on yıl sonra çıkacak ama, harika bir şey.
Es dentro de unos diez años, pero es increíble.
R.E.M bu hafta sonu Chapel Hill'de sahneye çıkacak.
R.E.M. toca en Chapel Hill este fin de semana.
Tom ne zaman tanık kürsüsüne çıkacak?
¿ A qué hora subirá Tom al estrado?
Kendimi öne atıyorum. Öğrenmek için bunu uğraş edinmeliyim. Bütün kemikler, mezarlardan çıkacak.
Voy a arriesgarme y tengo que intentar averiguarlo, y todos los trapos sucios van a salir.
Kemikler etlerinde kopup, eklemlerinden çıkacak.
Los huesos se romperán y perforarán la carne.
- Evet, burada savaş çıkacak birazdan.
- Sí, es un campo de batalla.
Kevin, bu içki iyi çıkacak mı?
Kevin, ¿ esta bebida puede mejorar?
Bakalım neler çıkacak.
Me quedo. A ver dónde nos lleva esto.
Çünkü gerçek ortaya çıkacak.
Porque la verdad saldrá a la luz.
Quinn, Piper Shaw şimdilik bunu gizli tutuyor. Ama ortaya çıkacak.
Quinn, Piper Shaw lo está manteniendo en secreto por ahora, pero va a salir a la luz.
Yarın hapishane kapısından elini kolunu sallayarak çıkacak senin vicdanın da rahatlayacak.
Ella saldrá de prisión mañana, y tu conciencia quedará limpia.
Hangi kanalda çıkacak?
¿ Por qué canal saldrá? Digo...
- Sana da arka çıkacak bir arkadaş lazım.
Sí, y tú necesitas a alguien que te cubra la espalda.
Hepsi açığa çıkacak.
Si, todo se aclarará
Sonunda Akıllı Yağmur genetik olarak geliştirilmiş tohumlarımıza düştüğü zaman. Araziler bahar bolluğunu yaşayacak. Verim on katına çıkacak.
Cuando la Lluvia Inteligente por fin caiga en nuestras semillas mejoradas genéticamente, los campos en descanso volverán a la vida abundante, aumentando los rendimientos por diez.
"Zamanı geldiğinde gerçek ismim ortaya çıkacak..." "... ve bu ismi kimse unutmayacak. "
Mi verdadero nombre se sabrá a su debido momento, y es un nombre que nadie olvidará.
Onun yokluğuyla başa çıkacak zihinsel veya duygusal kapasitem yok.
Carezco de la capacidad mental o emocional para lidiar con su pérdida.
Son oyunda bu hurdalığın içinden esrar iğneleri mi çıkacak zannediyorsun?
Pensé que habría al menos un juego de pinchar los huevos al tío cachas.
Elbette, yani işimiz bitene kadar çok kavga çıkacak.
Claro, así que habrá pelea antes de que terminemos.
Bir Evo'nun 30 metre yakınında olunduğu sürece cihazda hepsi çıkacak.
Mientras estemos a unos 30 metros de un evolucionado, quedan registrados en el dispositivo.
Renautas'un aslında Primatech olduğu ortaya çıkacak.
Renautas es Primatech.
13 Haziran'ın arkasında Renautas'un olduğu ortaya çıkacak.
Esto prueba, que Renautas estuvo tras lo del 13 de Junio.
Ah, evet... Pek çıkacak gibi gözükmüyor.
No parece que se quite.
Anlaşıldı. Şimdi sahneye çıkacak kişi
Derecha, hasta la etapa de hoy para cantar el tema
5 dakika içinde burada olmazlarsa, olay benim elimden çıkacak.
Si no están aquí dentro de diez minutos, el residente va a quitarme esto de las manos.
Çıktı çıkacak.
Están allí bastante bueno.
Sonunda kuzey ışıkları daha önce olmadığı kadar güneyden ortaya çıkacak.
Y finalmente la aurora boreal aparecerá más al sur de lo que jamás lo ha hecho.
Ama karşıma çıkacak şeylere hazırım.
Pero estoy listo para lo que sea que esté frente a mí.
Bakalım sonu nereye çıkacak.
Bien. A ver a dónde va esto.
İkinci grup yakında yola çıkacak.
El Segundo grupo se pronto en movimiento.
Kötü büyücüler otoriteme karşı çıkacak. Fikirlerime tezat oluşturacak.
¿ Cuándo otros magos, magos malvados, pueden alzarse para desafiar mi autoridad, para contradecirme?
Kim karşı çıkacak?
¿ Y quién va a oponerse a ella?
- Evet. İlk dövüşe Sör Galavant çıkacak.
Sir Galavant luchará en la primera ronda.
Ortaya çok komik bir şey çıkacak!
¡ Esto va a ser un gran puntazo!
# Düşünsene, çıkacak büyük yaygara #
* * ¿ Puedes imaginar el jaleo?
Çok iyi gidiyorsun. Bebeğin kafası ha çıktı ha çıkacak.
Lo estás haciendo muy bien.
Bence işimizi bırakıp listemizdeki kurbanlarla senin bulduklarını karşılaştıralım. Bakalım bağlantı çıkacak mı.
Minimicemos las pérdidas, y comparemos lo que sea que hayas descubierto con nuestra lista de víctimas potenciales, y luego veamos si podemos encontrar una conexión.
Kim bilir o yol nereye çıkacak.
¿ Y quién sabe a dónde nos llevarán?
Bu arada, bugün yeni iPhone çıkacak yani bizim telefonların ıskartaya çıkması an meselesi...
Y para que lo sepas, hoy sale un iPhone nuevo, lo que significa que vuestros teléfonos antiguos van a quedar totalmente...
- Tanımadığım biriyle çıkacak değilim.
No voy a salir con alguien al azar.
Sıradaki albümleri Nevermind bu ayın 24'ünde piyasaya çıkacak, ve sizler de Üniversite Bölgesi'nde
El 24 saldrá su nuevo álbum Nevermind.
Gerçek ortaya çıkacak. Belki bugün değil ama yakında.
La verdad se va a saber, puede que hoy no pero pronto.
Önceden de planladığım gibi, yola çıkacak ve işi bitirecektim. Anita, artık emniyette olacaktı.
Anita estaría a salvo.
Yolumuza kim çıkacak?
¿ Quién se interpone en nuestro camino?