Çıktın tradutor Espanhol
23,989 parallel translation
Daha yeni silahlı çatışmadan çıktın.
Estuviste en un tiroteo.
"Uçmanın tadını bir kez alınca hayatın boyunca gözlerin hep gökte olacak çünkü oraya bir kez çıktın ve hep oraya dönmenin hasretini çekeceksin."
"Una vez que hayas volado, siempre caminarás por la Tierra con la vista mirando al cielo, porque ya estuviste allí y siempre desearás volver".
Çıktın.
Estás libre.
- Gerçekten mi? Çünkü email hakkında ortaya çıkmayacağına dair söz vermiştin ama çıktın.
Porque juraste que no dirías nada sobre el correo y lo hiciste.
- Sen niye çıktın ki?
¿ Por qué subiste?
Roma'da onur haysiyet olmadığına inanacak kadar baştan mı çıktınız?
¿ Tan depravado sois como para creer que no hay honor o fe en Roma?
- Kurt hadi ama. Yeni ameliyattan çıktın.
- Kurt, vamos, acabas de tener cirugía.
Nasıl başa çıktın bu oksijen olayıyla?
¿ Cómo manejas eso del oxígeno?
Fırtına'nın Gözü'nü aramaya çıktınız?
¿ Fueron por el Ojo de la Tormenta?
Sonra sınırın orada karaya çıktın.
Y luego desembarcas en la frontera.
Yaptıklarımın cezasını çekmekte her zaman kötü oldum, o yüzden bildiğim tek şekilde başa çıktım ben de.
Siempre fui malo afrontando las consecuencias, así que lidio con ellas de la única forma que sé.
Senin bilmek istediğin şey, her şeyin gizli görevdeki ajanların listesi açığa çıktığında başladığı.
De las cosas que quiere saber, todo eso comenzó cuando salió la lista de agentes encubiertos.
Ve eğer kırışıklıkları çıkarsa, seninde kırışıklıklarının çıktığından emin olur.
Y si le sale una arruga... se asegurará que te salga una arruga.
Boğazının yarısı kopmuş apartmanımda ortaya çıktı.
Se apareció en mi departamento, con medio cuello roto.
Dışarı çıktığını söylediği tünel burası.
Este es el túnel por donde dijo que ella salió.
Şimdi İş Verme ve Yardım Ödenekleri başvuru formunun çıktısını alıyorum.
Imprimimos tu solicitud para la ayuda a desempleados que buscan empleo.
Ve unutmayın, her şey belirgin yazı boyutunda, yazılı çıktıda olmak zorunda
Y recuerden : Deben hacerlos con una fuente que se lea bien en formato físico y otro en versión digital para moverse online.
Daisy'nin babasının gerçekten özel biri olduğunu sanmıştım. Öyle olmadığı ortaya çıktı.
Yo pensaba que el padre de Daisy era una persona muy especial pero resultó que no lo era.
Bir satın alınmış bilet ve diğerleri boş çıktı.
Un boleto pagado y todos los demás son perdedores.
Çıktığın an o mektubu yok edecek kadar akıllı olduğunu varsayıyorum.
Asumo que tuviste la inteligencia de destruirla tan pronto te soltaron.
- Kararın ne çıktığını öğrenmek istiyorum.
Quiero saber lo que iba a decir el veredicto.
- Çıktığını sanıyordum.
Creía que te habías marchado.
Bu küçük çocuk dün birden bire ortaya çıktı Leydi Ambrosia'nın bu çocuğun ortadan kaybolmasındaki rolünü merak ediyorum.
Este chico apareció ayer de la nada y me pregunto si Lady Ambrosia ha tenido algo que ver en su desaparición.
Kahve almaya çıktığını söylemişti.
Dijo que iba a por un café. Y no ha vuelto aún.
Yangının çıktığı gece bunu mu tartışıyorlardı?
La noche del incendio... ¿ estaban discutiendo de eso?
Eğer şebekesinde bir sorun çıktıysa seni temin ederim Russell Pritchard'tın ölümü daha sadece bir başlangıç.
¡ Por favor! Si su sistema está fallando, te aseguro que la muerte de Russell Pritchard es sólo el comienzo.
Ancak Caretaker'ın sistemi açığa çıktı ve FBI onu arıyor.
Pero el sistema del Cuidador ha sido comprometido, y el FBI lo está buscando.
Takım lideri, adamlarınızdan biri açığa çıktı.
Líder de Equipo, uno de nuestros hombres estaba comprometido.
Ajan Reade tedbir olmadan dışarı çıktığını söyledi, onun hikayesiyle çelişiyorsunuz.
El agente Reid dice que salía cuando quería sin vigilancia todo el tiempo... usted está contradiciendo su historia.
Sarah kahve almak için dışarı çıktı, adamın biri onunla konuşmaya başladı Sarah'la sadece konuşmaya başladı.
Sara salió a por un café, y un tipo empezó a hablarle... Bueno, simplemente empezó a hablarle.
Sonra üst kata çıktık ve karını baygın hâlde bulduk.
Luego subimos y encontramos a su esposa inconsciente.
Banyodan çıktım, apartman kapısını açmak için düğmeye bastım, sonra banyoya döndüm.
Salí del cuarto de baño, oí algo y luego volví.
Dawson ve Louie, Casey'nin yanına taşınabilsin diye evden çıktığını duydum.
Escuché rumores, ya sabes, que te mudas para que Dawson y Louie puedan irse a la casa de Casey.
Benim bilmek istediğim ise, bu fotoğrafın nasıl dışarı çıktığı.
Pero lo que quiero saber es cómo se filtró esta foto.
- Bir kere çıktığını söylemiştin.
Has dicho que lograste escapar una vez.
Oradan nasıl çıktın?
¿ Cómo te saliste?
Durun, Charlie çıktığında Tanrı'nın yüzünü gördüğünü söylemişti.
Esperen, Charlie dijo que vio el rostro de Dios cuando salió.
Sarah'ın çıktığı adamla ilgili bir şey biliyor musun?
¿ Sabes algo de este tipo con que Sarah sale?
Odanın her tarafında parmak izim çıktı.
Mis huellas estaban por toda la habitación.
Roger'ın mazereti doğru çıktı.
- Su coartada es cierta.
Karının o merdivenlerden yukarı çıktığını gördün.
Vio a su esposa subir las escaleras.
Saatler önce çıktığını söylediler.
Dijeron que había estado desaparecido durante horas.
2 gün içinde başka Shaw sızıntısı ortaya çıktığında sözünü geri alacaksın.
Cuando dentro de dos días salga la próxima filtración de Shaw, lo comprarás.
Kaset yaklaşık bir yıl önce Starlee'nin evinden bilgisayarı çalınınca ortaya çıktı.
Sí, la cinta se hizo pública hace un año después de algún ladrón irrumpió en la casa de Starlee y robó su computadora portátil.
Açığa çıktıklarını söyledi.
Le dijeron que estábamos comprometidas.
Bir güzergâh planı yapmadan, kapıya çıktığını haber etmeden gitmişsin.
Te fuiste sin dejar un planificación de ruta, sin avisar en la puerta.
Jesus'un toplayıcı olduğunu ve dün çıktığını söyledi, bu sabah değil.
Me dijo que Jesus hace encargos y que se fue ayer, no esta mañana.
Eğer bu becerilerde ustalaşırsanız ve buradan çıktığınızda iş bulursanız geleceğinizde bir maaş çeki olabilir.
Si logran aprender este oficio, podrían conseguir empleo al salir y recibir un cheque a futuro.
Gururun baskın çıktı.
Deje que su orgullo se interponga en el camino.
Figürün piyasaya çıktığında hazır olacaksın.
Cuando tu figura de acción arrase en las estanterías, te instalarás como quieras.
Nasıl hissettiğini biliyorum, Eric. Okuldan çıktığın zaman telefonun olmamasının. Kimseyle konuşamamanın zorluğunu biliyorum.
se como te sientes, Eric lo que se siente al salir de la escuela sin celular sin conctacto humano extaño mis cosas vamos, hay otros como nosotros aqui