Önder tradutor Espanhol
252 parallel translation
Çocuklar ve kadınlar gözyaşı dökerken, büyük bir önder denize doğru ilerler.
Mientras lloran las mujeres y los niños, un gran conquistador marcha hacia el mar.
Komünist önder olarak tutuklanan bizim masum kurban, hapiste çürümektedir.
Detenido como líder comunista, el inocente languidece en la cárcel.
İskender'in düşleyemeyeceği kadar büyük bir orduya önder olacaktım.
Pensé que dirigiría el ejército más grande que jamás soñara Alejandro.
Bana kalırsa, çok büyük bir önder "Dünya alçakgönüllülere miras kalacak" demiştir.
Creo que fue un gran líder el que dijo : "Los humildes heredarán la tierra."
O gece, tüm hayvanlar, Bay Jermans yattığında yaşadığı yıllar göz önünde tutulursa hayvanların en akıllısı olarak takdir edilen... İhtiyar Önder'in... büyük ahırda düzenleyeceği gizli toplantıya katılmaya karar vermişlerdi.
Todos los animales habían acordado que esa misma noche, tan pronto como el Sr. Jones se hubiera acostado, se reunirían en el establo en una asamblea secreta convocada por el Viejo Mayor, el cerdo padre más anciano y respetado, quien a causa de su avanzada edad
İhtiyar Önder artık rahatsızdı ve çok geç olmadan... hayvan yoldaşlarına anlatması gereken şeyler olduğunu bildirmişti.
Mayor estaba enfermo, y tenía que comunicar algunas cosas que quería decir a sus amigos antes de que fuera demasiado tarde.
Nihayetinde herkes İhtiyar Önder'i dinlemek için yerleşebilmişti.
Finalmente, todos estuvieron instalados para escuchar al Viejo Mayor.
Hemen ertesi sabah - muhtemelen İhtiyar Önder'in öngördüğünden de erken -... hayvanlar yaşadıkları şartları dayanılmaz buldular.
A la mañana siguiente, mucho antes de lo que el Viejo Mayor había previsto, los animales encontraron su situación insostenible.
Görünüşe göre tavuklar İhtiyar Önder'in... "Yumurtalar asla alınmamalı" dediğini anımsıyorlardı.
Las gallinas recordaron al Viejo Mayor diciendo que nunca más les serían arrebatados sus huevos.
Her sınıfta bir önder olması gerekir.
Y todas las clases necesitan un líder.
O önder sen olabilirsin Miller.
Tú podrías ser ese líder, Miller.
Haydi, önder sensin.
Vamos, tú eres el líder.
Tek millet, tek devlet, tek önder!
¡ Adelante por el Führer, el Pueblo y la Patria!
"Ey Yahudiye diyarındaki Beytlehem! Yahuda önderleri arasında hiç de en önemsizi değilsin. Çünkü benim halkım İsrail'i güdecek olan önder senden çıkacaktır."
"Y tú, Bethlehemen, en la tierra de Juda... no eres la más pequeña entre las grandes ciudades de Juda, porque de ti saldrá un jefe, que pastoreará a mi pueblo Israel."
Geri dönerler. Önder olmadan, Julius olmadan ittifak olmaz.
Sin líder y sin Julio, no existe la alianza.
# Bir önder, belki gezgin bir müzisyen Âdeta bir konçertonun giriş müziği #
Cabellera de pastor o poeta Un concierto sublime estalla en mi cabeza
Gerçek bir önder.
Un verdadero pionero.
Bir tek önder!
¡ Un solo líder!
Onu ne zannediyorsunuz? Yüce önder falan mı?
¿ La tomas por una campeona o algo así?
Yo, ben senin yüce önder olduğunu sanıyordum.
Creí que tú eras el campeón.
Sorumlu bir önder gibi. Kimin aklına gelirdi bu?
Quién lo hubiera pensado, ¿ no?
Şimdi de size soruyorum, ulu önder Adolf Hitler.
Le pregunto a usted, mi líder Adolf Hitler.
Tek millet, tek parti tek önder, tek Almanya!
Como un pueblo, como un partido... un líder, una Alemania.
Bu herifin neden önder olduğunu anlamış oldum.
- Entendí por qué era el líder.
Önder yasakladı, maalesef.
El portero lo tiene prohibido, de verdad.
Önder çalışmaya gelin dedi.
El portero ha dicho que tienes que venir a ensayar.
Toprak toprağa, küller küllere, tozlar tozlara yeniden dirildiğimizde ve sonsuz yaşamda Yüce İsa'yı bize önder yap.
Tierra, cenizas y polvo eres y en polvo te convertirás en la esperanza cierta de la resurrección y la vida eterna por nuestro señor Jesucristo.
En iyi talebe, en iyi önder... herkesin en iyi arkadaşı.
El mejor estudiante, el mejor líder, el mejor amigo de todos.
Sizin gibi bir önder işte.
El típico líder.
Stenka Razin gibi bir önder değilim ki?
No soy un líder.
Tünele ekip önder.
¡ Envíe un escuadrón al túnel!
Önder Paul bize ruhun inancı ile... içimize bakmamızı söylerdi.
El apóstol pablo nos dijo que buscáramos dentro de nosotros el espíritu de Ia fe.
Barnes öfkemizin simgesiydi ve intikam almamıza önder oldu.
Barnes dirigía con calma nuestra ira y era al mismo tiempo nuestra perdición.
- Alfa önder mi?
- ¿ Líder alfa?
Ülkemizin Hamlet'leri olduk, önder babalarımızın katilleri... tahtı ele geçirmişler.
Todos somos Hamlets en este país, hijos de un padre-líder asesinado... cuyos asesinos aún ocupan el trono.
Önder buyur, aşkım.
Tú primero, mi amor.
Sonunda bir önder!
¡ Por fin! ¡ Una pista!
Ben önder değilim.
No tengo madera de líder.
Kabileler arasından bir dini önder çıkıp da... tehlikeli bulunan düşünceleri yaymaya başladı mı, hükümetpolitikası... orduyu derhal devreye sokmaktı.
Cuando un líder religioso aparecía entre las tribus... predicando doctrinas "peligrosas", la política normal del gobierno... era hacer que el ejército se ocupara de ello de inmediato.
Dostlarım, bu ülkede eksik olan şey bir önder. Liberallere karşı durabilecek biri.
Lo que este pais necesita... es un lider- - alguien que se enfrente a los liberales.
Önder belleyecekleri biri lazım onlara, kendi başlarına bir şey yapamıyorlar.
Esa gente necesita seguir a alguien. Nunca haría algo por sí misma.
Önder gemileri hedef alın.
Apunten a las naves más cercanas.
Önder gibi davran.
Sé un líder, Ford.
Çeviren : Mehmet Önder Teal'c.
Teal'c. Teal'c.
Mehmet Önder Beyler, bu gezegenler Yüzbaşı Carter'ın ekibi tarafından P3575 ve P3A-577 olarak işaretlendi. Bir sonraki göreviniz için olası bölgeler.
Caballeros, estos planetas designados P3-575 y P3A-577... fueron presentados por el equipo de la capitana Carter... como posibles destinos para su próxima misión.
Çeviren : Mehmet Önder aka "Elektro Engineer" Şimdi dur.
¡ Ahí!
Bildiğiniz gibi, bu ülkedeki, ilaç araştırmaları ve ilaç sektörü çok büyük değişimler geçirmiş bulunuyor Biz Kalnet olarak, bu değişimlerde önder olmak niyetindeyiz.
Como todos saben, la práctica médica del negocio de la medicina ha experimentado varios cambios en este país. Nosotros en Calnet luchamos por estar al frente de estos cambios.
'Matematikçi, kült önder.
Matemático, líder del culto.
Aramizdan yeni bir onder sectik : Gokyuzunden gelen adam... Helikopterci.
Entre nosotros encontramos un nuevo lider : el hombre que llego del cielo, el capitan Gyro.
Bana gelince, buyuyup adam oldum... zamani geldiginde de, onder secildim... Buyuk lKuzey lKabilesinin Sefi.
En cuanto a mi, me hice adulto... y con el tiempo, me converti en lider, en eljefe de la Gran Tribu del Norte.
Cidden, alanında önder sayılır.
Una eminencia en su campo.