Ördü tradutor Espanhol
91 parallel translation
Sakal bir çeşit duvar ördü.
La barba acabó siendo una fortaleza.
Kader ağlarını ördü.
El destino se comporta de forma extraña.
Ununla, hırsızının korkusuyla, zenginliğin duvar ördü, Hazreti İsa bile seni diriltemez!
Y que a Uds, con su harina, con el miedo a los ladrones y con las cosas amuradas, no los resucitará ni Cristo.
- Züppe, etrafımızda etten bir duvar ördü adeta.
- Me he ocupado de ellos. El Dandy ha formado una cadena... de eslabones sueltos a nuestro alrededor.
Bu iş aramıza duvar ördü.
Ha creado un muro entre nosotros.
Kader ağlarını ördü artık. Günlerini görecekler.
Su destino está marcado, están sentenciados.
Limuzinde bir düğmeye basıp şoförle aramıza duvar ördü.
Adentro, oprimió un botón y se alzó una pared entre el chófer y nosotros.
Doğrusu, en kötü şeyleri miras bırakıyoruz.İyi niyetler, tuğlayı ördü.Çok iyileriyse, bu ülkeyi inşa etti.
Podrían heredar algo peor que buenas intenciones. Este país se construyó con ellas...
Zengin bir adamın oğlu olabilirdim ama kader kötü ağlarını ördü ve bu hallere düştüm.
Ok, pero se llama nuestra "salsa especial", Bundy, y va al final. Tú la has estado poniendo al principio, y le ha lavado el colorante a los tomates.
- Evet, ne çoraplar ördü ama.
- Sí, un baile muy alegre por el que nos ha llevado, sí.
Onu geçindireyim diye bu garajı duvarlarla ördü.
Instaló este negocio para que yo lo mantuviese.
Büyük torunu için ördüğü şalı düşünüyorum aylarca ördü... ve bitirdi.
Bárbara llevaba meses haciéndole un chal para su nieta y lo terminó.
Kader ağlarını ördü.
El destino te da una mano.
Craig bana bir kazak ördü.
Craig me tejió un suéter.
Başıma çorap ördü.
Todo se pone contra mi.
- Süeterinizi kim ördü?
- Quien tejio ese suéter?
Bunları sana biri mi ördü?
¿ Alguien le tejió estas cosas?
Ann saçlarımıızı ördü.
Y Ann nos ha hecho trenzas.
Annemle birlikte yıkandık. Ve sonra saçını çok güzel bir şekilde ördü.
Mami y yo nos bañábamos... y entonces ella trenzó mi pelo con una linda cuerda.
Lakin kader ağlarını ördü.
Pero no puede cambiar el destino de la gente.
Saçlarını önce kazıttı, sonra tek tek ördü.
Se afeitó la cabeza, se hacía temer.
Arkamdaki çocuk saçımı ördü.
El tipo de detrás me ha trenzado el pelo.
Bunu kendisi ördü
- Ella misma lo tejió.
Kay Teyzem muhtemelen Wal-Mart'a gitti, kazağı gördü eve gelip aynısından bana ördü
La tía Kay probablemente fue a WalmartY vio el suéter y fue a casa y me tejió lo mismo.
O şapkayı annen mi ördü?
¿ Tu madre te tejió ese gorro?
Sadece bir haftada bir hırka ördü.
Me hizo un cárdigan en una semana.
Sonra saçımı ördü ve bana yakışmadığı için.. ... söktü.
Luego me hizo una trenza francesa y la deshizo porque dijo que no podría sacármela.
.. adam geldi ve tuğla ördü.
El vino y la emparedó.
Evet, ya da su bin yıl boyunca kireçtaşını eritti ve kader bu gün, bu saatte ve bu dakikada ağlarını ördü.
Sí, o el agua erosionó la caliza durante cientos de años y esto fue el día, la hora, y el minuto del fallo catastrófico predestinado desde la eternidad.
Bunu karın mı ördü?
¿ Lo tejió ella?
Harika bir ağ ördü Billy. Ve bizde tam ortasına kendi irademizle tırmandık.
Él urdió una hermosa red, Billy, y nosotros nos metimos dentro...
İçimizden birisi ördü o duvarı ve daha fazlasını.
Cualquiera de nosotros ha hecho eso y más todavía.
Rahibe şefi terk etti, şef çılgına döndü. Rahibe de korkup şefi uzak tutabilmek için tünelin ağzına duvar ördü.
La monja deja al chef, el chef se asusta, la monja se asusta y construye un muro para mantenerlo afuera.
"Annem benim için ördü?" Yaşın kaç senin?
"Mi mami lo tejió. ¿" ¿ Cuántos años tienes?
Elizabeth duvar ördü etrafına onun.
Tu hermana construyó un muro a su alrededor.
Dün gece oturup örgü de ördü mü?
¿ Y también se convirtió en un explorador anoche?
Yaşlı bir kadın bunu tam bir yılda ördü.
La vieja que la hizo tardó un año.
Şunları tek başına ördü.
Los tejió ella misma.
Lorraine Burch, Samantha'ya o hırkayı Doğu Sahilinde çok satan bir motiften ördü.
Lorraine Burch tejió ese jersey para Samantha a partir de un patrón que se vendió por toda la costa este.
Kader ağlarını ördü Finn.
Las Parcas han hablado, Finn.
Kader ağlarını ördü Bay Shue.
Ya hablaron las Parcas, Sr. Schue.
O kazağı sana büyükannen mi ördü?
¿ Tu abuela te lo hizo?
Büyükannem ördü.
Lo tejió mi abuela.
Biri kapının arkasına duvar mı ördü?
¿ Puso alguien un muro de ladrillos detras de la puerta?
Annem bana ördü.
Me lo hizo mi mamá.
Bana atkı bile ördü.
Me tejió una bufanda.
Ne çorap ördü ne süveter.
Ella podría haberme tejido unos cacetines, un jersey o algo.
Saçını kim ördü?
¿ Quién te trenzó el cabello?
- Ewoklar saçını mı ördü?
- ¿ Los Ewoks te trenzaron el cabello?
- Bana bu çorabı ördü.
- Me tejió estos calcetines.
Hayır, efendim. Kader ağlarını ördü baktım ki, gitmişsin Kararmış kanatlarla
No, señor.