Üniforması tradutor Espanhol
1,117 parallel translation
Sana inanmak isterim ama üzerindeki denizci üniformasına benzemiyor.
No es que no le crea, pero ese uniforme no me parece de la marina.
Ona ulaşmayayım diye, her şeyi düşünmüş bir şey hariç herkes gibi kontrole geldi, üniformasında bir kart vardı.
Lo planeó todo para que no la pudiese encontrar. Excepto algo. Ella pasó la visita médica.
Evlat, lekeleyeceğim üniforma onun üniforması.
Muchacho, es su uniforme el que yo propongo deshonrar.
Tommy'nin görevi hava durumuna bakıp günün üniformasını belirlemekti.
El trabajo de Tommy era revisar el clima para así determinar el uniforme del día.
Ama aslında, onlar Alman üniforması giymiş beş İngiliz ajanıydı.
Pero, de hecho, eran cinco agentes británicos disfrazados de alemanes.
- Onlar hapisteler. Bana bir Romulan üniforması gerekiyor.
Necesito un uniforme romulano.
İngiliz üniforması, efendim.
Un uniforme británico, señor.
British Petrol üniforması mı?
¿ El uniforme de British Petroleum?
Bison, bize üç Alman üniforması tedarik edebilir misin?
Bisonte, ¿ puede conseguir tres uniformes de oficial alemán?
Seni üniformasız hatırlamıyorum bile.
No te recuerdo sin el tuyo.
- Onu üniformasızken gördün mü?
- ¿ La has visto alguna vez sin uniforme?
İtfaiyeci üniforması sana çok yakışmış!
Qué guapo estás en uniforme de bombero.
Kablocu üniforması seni yanıItmasın.
No dejes que el uniforme te engañe.
Parlak düğmeli üniformasıyla gözümün önüne geliyor.
Como si le viera con su uniforme botones relucientes.
Biliyorsunuz 7,000 genç adam ki bunların pek çoğu ulusumuzun liderleri olabilirdi başka bir ülkenin üniforması içinde katledildi.
Para mí, es serio. Aquí puede ver el retrato de la Princesa Estefanía, reina de Portugal.
Sınavlarını bile Nazi üniformasıyla yapıyordu.
¡ Imagínate que tomaba los exámenes en uniforme fascista!
Beyler şu andan itibaren tozluğu, kravatı, miğferi olmayan herkes botu parlamayan ve üniforması ütüsüz olan herkes derisini yüzdürecek.
Caballeros desde hoy, todo soldado que no use polainas, casco, o corbata que lleve el calzado o el uniforme sucio será despellejado.
İsyancı üniforması düğmesi.
Hay un botón de un uniforme rebelde.
Faşist üniformasını giyip Mussolini'nin tüm retoriklerini bilen Madam Inès ile beraber etrafta dolaşırdı.
Se paseaba junto a Zig-Zag, con su uniforme fascista, y con la señora Ines, que sabía de memoria todos los discursos de Mussolini.
Sanki savaş varmış gibi üniformasını giyip duvar kenarlarından süzülürdü.
Se ponía su uniforme, y salía de su taller como guarnicionero, y se pegaba a las paredes, creyéndose en tiempo de guerra.
Tanrı papazının üniformasıdır.
Es el uniforme de un ministro de Dios.
Her kim, bu mavi ve yünlü polis üniformasını tasarladıysa geçimini sağlamak için yapmış olmalı.
¡ El hombre que diseñó los uniformes de sarga para la policía seguramente ha de vender estos para vivir!
Asker üniforması olduğundan eminim.
Estoy segura de que era un uniforme militar.
Yaşlı budala, hala baştan aşağı saltanat üniforması içinde yürüyordu.
Anciano ridículo, vestía su uniforme imperial dorado.
Bugün ben Kızıl Ordu'nun üsteğmen üniformasını taşıyorum.
Hoy, Lazarev, yo tengo puesto el uniforme de un Teniente Primero del Ejército Rojo.
- O sürtüğün üniformasına sok gitsin.
Sólo pégalo en el uniforme de esa puta.
Kağıdı ters çevirin... Kağıdı ters çevirin, ama gözünüzü deveden ayırmadan. Ve denizci üniformasının kenarına yapıştırın.
Giren el papel sin perder de vista el camello... y enganchen cerca del uniforme del marinero... hasta que la palabra "Maudling" se haya oscurecido casi del todo.
Şu ibne üniformasını giyebildiğim sürece sorun değil!
Bueno, ¡ si puedo llevar puesto ese uniforme de marica!
Polisin seni tanımasını istemiyorum. Robot üniformasını çıkarmalısın.
Si no quieres que te reconozcan, quítate el uniforme de robot.
Eminim onun üniforması 1 nolu olandır
El debe ser inutil de primera clase
Birçok Gestapo üniforması oraya atılmıştı.
Muchos de los uniformes los guardias de la Gestapo habían guardado allí.
Pinback'in üniforması bana uymadı, İç çamaşırları ise çok büyük, bu görevde kalmak istemiyorum artık, tek istediğim dünyaya geri dönmek.
El uniforme de Pinback me queda mal, su ropa interior es enorme. No pertenezco a esta misión, quiero regresar a la Tierra.
Yeni üniformasıyla hava atmak istiyordu.
Quería presumir su nuevo uniforme.
Öyle fakirdi ki, kıyafet alacak parası olmadığından üniformasını giyerdi.
Era muy pobre. Iba de uniforme porque no tenía para ropa.
Çok fakir bir ülkede, yabancıların üniformasını giyecek birilerini bulabiliyor olmanız aslında şaşırtıcı değil.
No es ninguna sorpresa que en un país muy pobre... puedas encontrar personas dispuestas a vestir uniformes extranjeros.
Bayan Schmidt valizinde bir kondüktör üniforması buldu ama Pierre'in olamayacak kadar büyüktü ve ilave bir kanıt olarak bir düğmesi de eksikti.
La señorita Schmidt encontró en su valija un uniforme que no era de la talla de Pierre y al que faltaba un botón.
Üzerinde onbaşı üniforması vardı.
Vestía uniforme de cabo.
Prusyalı müttefiklerin mevzilendiği bölgeden sadece birkaç kilometre ötedeydi. Bu subay üniformasıyla ve elindeki evraklarla... oraya kuşku çekmeden gidebilir... ve ordudan kaçış hikayesi yayılmadan uzaklaşmış olurdu.
Entre el bosque y el sector de sus aliados prusianos, sólo había unas pocas millas... que el uniforme y la documentación... le permitirían recorrer sin levantar sospechas... y estar lejos de allí a la noticia de su deserción, que pronto se conocería.
Bu evin üniforması.
Es el uniforme de la casa.
Kahvaltısını ve banyosunu yapıyor, yaveri üniformasını giydiriyor.
El desayuno, se baña y se viste con su Vallet.
Bir şoför üniforması.
El uniforme. Un chofer.
Lacivert üniforması içersindeki kahramanımız, buraya dalıp, kötü adamları kelepçeliyecek, öyle mi?
¿ acaso el héroe va a entrar de golpe con el uniforme azul... y atrapar a los malos?
bir kondüktör üniforması gibi.
- Necesito un disfraz. - Conseguiré un uniforme de mozo.
Süvarinin üniforması üzerinde botlarını silmesine izin mi verseydim?
Limpiara sus botas en el uniforme de el 7mo Hussars?
Tabi dini töreni reddedip kara faşist üniformasıyla gömülmek isteyen kocasını saymazsak.
Después del bueno de su marido, claro. Cuando agonizaba, pidió morir con la camisa negra.
Ama Almanların üniforması daha zarif.
- Sí. Pero los uniformes alemanes son más elegantes.
Ee.. yanlışım varsa dur de, ama buradaki bazı adamların üzerinde asker üniforması yok.
Dígame si me equivoco, pero algunos no visten uniformes.
- İngiliz denizci üniforması
- El uniforme de la marina británica. - ¿ Británica?
Son nokta bir Alman üniforması giymekti.
Llegamos aquí al castillo y pedimos ver a Marshal Pètain.
- Waffen S.S. üniforması mı? - Evet o.
Como si fueramos una vergüenza, una vergüenza que iba a requerir una explicación en el futuro.
- Onun üniformasına sığar mı peki?
- Pero ¿ dará la talla?