Üstümde tradutor Espanhol
858 parallel translation
Acaba benim üstümde işe yarar mı?
¿ Funcionaría en mí?
ilk tanistigimizda üstümde o ceket vardi.
Tenía esa chaqueta cuando nos conocimos.
Bugün bizim defileye gelmiş, ve bunu, benim üstümde görmüştü ama, bir an için bile, bunu, bana alacağını düşünmemiştim.
Vino al desfile de modelos y me vio llevándolo. pero ni por un momento soñé que me lo iba a comprar a mí.
- Saatim üstümde değil.
- No traigo el reloj.
Avukat benden şüpheleniyor, üstümde taşımak istemiyorum.
Creo que ese abogado sospecha de mí y no quiero llevarlo encima.
Onu her zaman üstümde taşıdım.
Lo tuve conmigo siempre.
Hâlâ üstümde olduğu için şanslıyım.
Tengo suerte por volver así.
Size yardım ettiğimiz için benim üstümde kontrolünüz olduğunu düşünüyorsunuz.
- Usted cuenta con eso. Piensa que nos tiene a todos sometidos porque le hemos ayudado.
Gece gösterisi için giyinmem gerekiyor. Şeytani gözlerinin benim üstümde olmasını istemiyorum.
Vete, tengo que vestirme para la actuación y no quiero verte por aquí echándome mal de ojo.
- O kadar yok, üstümde.
- No tengo tanto efectivo.
Para üstümde değil kusura bakmayın.
Perdóname por no tenerlo.
Her zaman benim üstümde yazılabilirsiniz.
A Uds. Dos las pueden poner en el programa antes que a mí.
Hep üstümde kaldı gözleri ışıl ışıl.
Y, hasta el final,... mantuvo la vista clavada en mí.
Yeterince kanın var üstümde...
Mi alma ya está demasiado cargada de tu sangre.
Çünkü gözü hep üstümde olacak. Ne düşünüyor biliyor musun?
Me dirá susurrando :
Neredeyse sahip olduğum her şey üstümde.
Llevo encima casi todo lo que poseo.
Ama dişlerini benim üstümde veya Eve'in üstünde bilemene izin vermem.
Pero no dejaré que los afiles conmigo, ni con Eve.
Bir üstümde, bir yedek, bir de yıkamada.
Una puesta, una muda y otra para lavar.
Ben alçakgönüllü bir soytarıdan başka bir şey değilim. Ya sen? Sen benim çok üstümde bir yerdesin..
Soy un simple bufón, y usted está muy por encima de mí.
Benim üstümde hak iddia edemezsin.
No tienes ningún derecho sobre mí.
Ben bu çağın çocuğuyum, üstümde hakimiyet kuran kimse yok.
Soy hijo de estos tiempos. Ya no tengo sobre mis altares autoridad.
En az 900 metre üstümde uçacaksın.
Debes estar al menos 100 metros arriba de mí.
Evet, o sıralarda üstümde epey para vardı. - Ben de nakit ödedim.
Sí, tenía dinero encima y decidí pagar en efectivo.
- Ama elbise benim üstümde olacak.
- Para entonces lo llevaré puesto.
Bir kereliğine bile olsa onu üstümde görmeni istiyordum.
Quería que me vieras con él, sólo una vez.
Damatlığım bile üstümde.
Llevo el traje de novio.
Balık pazarına üstümde sadece tulumla giderdim.
Iba al mercado de pescados vestido sólo con mis overoles.
Ellerin üstümde teklif ettiğin bu mu?
Humano.
Daha görmeden üstümde belirdi!
Lo vi cuando estaba encima nuestro.
Bütün Paris'in gözü üstümde.
Porque todo París me mira.
Kendi üstümde mi kullanayım?
¿ Sugieres que lo utilice en mi persona?
Fakat, üstümde çıplak bir bayan asılıyken uyumakta biraz sorun yaşayabilirim.
Pero tendré problemas para dormir con esa chica desnuda colgada en la pared.
Adam haklı Tony. Gözün üstümde olsun.
Tiene razón, Tony, debes vigilarme.
Babam öldüğünden beri firmanın bütün sorumluluğu benim üstümde.
Desde la muerte de mi padre... toda la responsabilidad recae sobre mis espaldas.
- Bugün pisboğazlığım üstümde.
- Un bocadito más. - Sólo un dedo...
Benim üstümde deneyemezsin.
- Pues conmigo no practicas.
Dul Faulk üstümde otururken nasıl içebilirim ki?
¿ Cómo, si tengo a la viuda Faulk encima?
Çatıyı mı boyuyordu, haçı mı tamir ediyordu artık bilmiyorum ama ava buz gibiydi, üstümde kürk ceket olmasına rağmen donuyordum.
- A Paliychuk. Estaba pintando tablas o haciendo una cruz, o qué sé yo. Yo estaba tan descontenta que me marché.
- Ayrıca üstümde otoriteni kullanamazsın.
Y no puedes darme órdenes, claro está.
Bir çete üyesi işimi bitirir sandın, ve üstümde anahtar aramayıp $ 500,000'ı bırakacak.
¿ Crees que un miembro de un grupo de secuestradores iba a golpearme... y, con 500.000 dólares en juego, irse sin cachearme en busca de la llave?
Benim üstümde yürüyebilir... üstüme bomba yağdırabilir... beni yakabilir, kısırlaştırabilirsiniz... ama asla bana acımayın Bay Dobbs, asla.
Puede pasarme por encima, agujerearme con sus bombas, quemarme, esterilizarme, pero no me tenga lástima, Sr. Dobbs, nunca.
Bunu benim üstümde kullanmasını istedin, değil mi?
Quería que me pegara un tiro, ¿ no?
Hayır, üstümde hiçbir şey yok.
No, no llevo nada encima.
Fakat bu patron da benden çok şey istiyordu. Yağmurlu havalarda beni, üstümde bir şey olmadan... odun toplamaya gönderiyordu.
Como este patrón me exigía mucho... ya que me mandaba a buscar leña sin manta y lloviendo....
Hadi ama, kasabaya geldiğim günden beri gözün üstümde.
Has tenido esa mirada desde que llegué al pueblo.
- Şimdi üstümde yok.
- Aquí no las tengo conmigo.
Hep üstümde taşıyorum.
Y la guardo siempre aquí.
Siyah çamaşırlarım üstümde.
Llevo ropa interior negra.
Bir şey var üstümde!
Algo me está rozando la frente.
Heyheylerim üstümde de.
. Estoy nervioso.
Benim de üstümde siyah bir kaban ve can kurtaran yeleği vardı.
El bote hacia agua, y yo con una batita y un chaleco salvavidas.