Üzerinden tradutor Espanhol
9,862 parallel translation
Boston'daki o günün üzerinden kaç gün geçti?
¿ Cuantos meses han pasado desde ese día en Boston?
Şimdiye kadar aldığın bütün ilaçların üzerinden geçerek işe başlayacağız.
Así que, empezaremos con un historial médico completo.
Full house, ikişerli Vale üzerinden.
Full, Ases y dos.
İnternet üzerinden alışveriş yapmak mağazadan daha kârlı oluyor.
No te burles. Este...
Hiç şüphesiz. İnternet üzerinden alışveriş kolayıma gidiyor.
Espero que nos llevemos bien.
Elektrik elleri üzerinden yayılmış.
Electricidad entró en el cuerpo a través de las manos
Sonuncusunun üzerinden epey zaman geçmişti!
¡ Cuánto tiempo!
Sanırım kendi annem üzerinden bana bir ders vermek istiyor.
Creo que trata de enseñarme una lección sobre mi propia madre.
Tamam ama tek bir olay üzerinden takip zordur.
Sí, bueno, es difícil perseguir un solo incidente.
Magnus'ın robotlarıyla yapılan dövüşün üzerinden üç hafta geçmesine rağmen temizlik hâlâ sürüyor.
Aunque ha pasado una semana desde el enfrentamiento con los robots de Magnus, la limpieza continúa.
Saflığına 10 üzerinden puan verecek olsam 9,5 falan verirdim herhalde.
En la escala de 1 a 10, diría que su pureza asciende al 9,5.
Hazır seni yakalamışken son prostat muayenenin üzerinden bir sene geçti.
Oye, ya que estás aquí ha pasado un año desde tu último examen de próstata.
Irak'ta ve Suriye'de medyayı kullanmayı iyi bilen militanlar Facebook ve Twitter üzerinden askere alma videoları ve fotoğraflar yayınlıyorlar.
Militantes mediocres de Irak y Siria suben fotos muy gráficas... y vídeos de reclutamiento a Facebook y Twitter.
Türkiye ve Avrupa üzerinden ülkeye dönmeye karar vermişlerdi zaten.
Ya estaban pensando en volver aquí... - a través de Turquía y Europa.
Görünüşe göre şuradan ateş açıp kaçarken de çitlerin üzerinden atlamış.
Parece que disparó desde aquí, luego corrió de vuelta a la vaya y trepó.
Tetikçi araziden, çitlerin üzerinden tırmanarak kaçtı.
El tirador entro y salió de la propiedad escalando sobre ella.
Her bitirdiğim form başına üzerinden bir parça kıyafet çıkaracaksın ve böylece işim bittiğinde birbirimize zıplayabiliriz.
Cuando termine un formulario, podrás quitarte una prenda de ropa, y así, cuando acabe, podremos volvernos locos el uno al otro.
Kum tepelerinin üzerinden geçerek mi geldin?
¿ Has conducido sobre las dunas hasta llegar a la playa?
- O kısma gelmek için tümünün üzerinden geçmeliyiz.
Vamos a revisar todo el metraje hasta llegar al momento. Justo ahí.
Yönetim kurulu onunla bu sayfa üzerinden iletişime geçmiş olmalı.
El consejo debe haber contactado con él por medio de esta página.
Baskının üzerinden yaklaşık bir saat geçti ve şimdiden ortalık karışmış durumda.
Es ya una hora desde el ataque. Es como calentado como un carnaval aquí.
Florrick-Agos ile ilgili bir şeyse şirket üzerinden faturalandırabiliriz.
Sí... mire... si esto tiene algo que ver con Florrick-Agos, podemos facturarlo
Sayın yargıç, davacı fantezileri üzerinden- -
- Juez, el demandante estipulará que las prácticas sexuales...
Catherine, hadi ama, Bob ve Carol'ın bize saldırmaya çalışmalarının üzerinden haftalar geçti, değil mi?
Catherine, vamos, han pasado semanas desde que Bob y Carol trataron de atacarnos, ¿ de acuerdo?
Bizi öldürmeye çalıştılar, ve bunun üzerinden biraz zaman geçmesi bu onların şey olması anlamına...
Trataron de matarnos, y solo porque ha pasado un tiempo, no quiere decir que ellos...
Norveç haritası üzerinden ayın evrelerini gözlemliyorsunuz.
Está vigilando la fase de la luna para un salto en Noruega.
Siz köprünün üzerinden gideceksiniz.
Caminas por el puente.
Gördügüm seyleri senin üzerinden görüyorum.
Mis visiones provienen de ti.
Onun üzerinden yürü.
Empieza por ahí.
Şimdi, bu akşam, önemli yarışlarımızdan birini düzenledik, araba, toplu taşıma, bisiklet... ve Jeremy'nin gerçek dışı fikri arasında. "her yere nehirler üzerinden gitmeliyiz".
Ahora, esta noche estamos organizando una de nuestras importantes carreras, entre el auto, transporte público, una bicicleta y la idea fantasiosa de Jeremy de viajar por todo lado sobre ríos.
Tek telefon hattı üzerinden... -... çoklu oyun oynamayı sağlayan bir kod eklemişler.
Han añadido bites que permiten que muchos usuarios... jueguen en una sola línea telefónica.
Enkazlar için yaptığımız planlar üzerinden bir daha geçmek istersin diye. - Tabii.
Si querías repasar los planes, para el rescate.
Bölüm üzerinden kısa bir geçiş yapacağım, bakalım onlara yetişebilecek miyim.
Iré lentamente por esa sección, a ver si puedo aumentarlo.
Tamam, gözümü üzerinden ayırmam, mağazaya da ekip gönderiyorum.
Vale, la vigilaré y pondré una patrulla en la tienda.
Ve onun üzerinden iki saat geçti.
Y eso fue sobre hace dos horas.
Doer-padini üzerinden ayırma.
Lleva ese Dozer-pad contigo a todas horas.
İnternet üzerinden birileriyle takılıyordum, tam anlamıyla felaketti.
He estado buscando citas por Internet ; un desastre total.
Cadde üzerinden bir kafesin içinde yaşadı ve dışarı adım atmadı.
Vivió en la calle dentro de una jaula sin salir para nada.
Sadece sınavını geçmekle kalmayacaksın üzerinde yolculuk yaptığımız bu uzay gemisi dünya üzerinden bu kainata çok daha derin bir minnet duyacaksın.
No solo aprobarás tu examen, apreciarás más en profundidad el universo que atravesamos viajando en esta nave espacial llamada Tierra.
Sanki yirmi yıldır onu internet üzerinden takip etmiyormuşum gibi.
Ya sabes, para que parezca que no la he estado buscando en Internet estos últimos 20 años.
İnsanlar üzerinden küçük kârlar elde etmeyi öğrendim.
He aprendido a hacer algún pequeño beneficio entre los seres humanos.
Bu cinayetleri işleyen insanın, bu kadınlarla Whitehaven üzerinden etkileşime geçmiş olması kuvvetle muhtemel.
Es muy posible que la persona que haya cometido estos asesinatos haya estado hablando con esas mujeres a través de Whitehaven.
Yakıt tüketimi miktarları üzerinden geçiyordum.
Estoy repasando los números de consumo de combustible.
Gemi sistemlerinin üzerinden geçiyorum.
Estoy repasando los sistemas de la nave.
İyi, güzel. Bir kez daha üzerinden geçelim.
Muy bien, vamos a repasarlo otra vez.
MICHELLE : Aslında Craigslist üzerinden yanıt vermiştim.
Yo respondí en Craigslist.
Sadece tamamen benim söylediklerim üzerinden fikrini tamamen değiştirdiğin gerçekliğini takdir ediyorum.
Simplemente estoy reconociendo el hecho de que tú... cambiaste de parecer por completo... basándote en lo que dije.
On üzerinden yedi veriyorum.
Te daré un siete.
Şehrin suç ailesinden geriye kalanların yöneticisi yeğeninin ardından isimlendirilmiş bir paravan şirket üzerinden yatırım yaptı.
El reputado dirigente de lo que queda de la familia del crimen de la ciudad financiada a través de una sociedad tapadera que lleva el nombre de su sobrino.
Bazı temel kuralların üzerinden geçmemiz gerekiyor.
Vamos a repasar algunas reglas fundamentales.
Cesedin üzerinden alınan bir şey oldu mu?
¿ Alguien quitó algo del cuerpo?