17 yaşında tradutor Francês
847 parallel translation
İyi ki öyle. 17 yaşında harika oluruz.
J'en suis ravie. On est extra à 17 ans.
Daha sadece 17 yaşında bir çocuğum!
Je ne veux pas mourir,
Daha 17 yaşında ve çok şımarık.
Elle est gâtée pourrie à 17 ans.
Bay Walters, bir hakim olsaydınız ve bir adamın 17 yaşında bir kızı, model yapacağım.. ... seni diyerek, dairesinde alıkoysaydı. Ve kendisini kurtarmaya gelen savcı yrd.'sına şiddet gösterek, mukavemet etseydi, o adama ne ceza verirdiniz?
M. Walters, si vous étiez juge et qu'un homme invitait une mineure... chez lui pour faire son portrait, et qu'en dépit des protestations familiales... il attaquait un procureur adjoint, que feriez-vous à cet homme?
17 yaşında, o bir öksüz... ve çokten evlenmiş olmalıydı.
Elle a dix-sept ans. C'est une orpheline. Il est temps qu'elle se marie.
17 yaşında, birinci derece hırsızlık.
" A 17 ans, condamné pour cambriolage.
- Sadece 17 yaşında.
- seulement 17 ans.
17 yaşında bir öğrenci ile işi pişirmiş!
elle a eu une histoire avec un gamin de 1 7 ans.
Hatta sonunda, hayatıma 17 yaşında bir çocuk girdiğinde biri okul müdürüne şunu yazdı :
Jusque dans Ies bras d'un garçon de 1 7 ans. Mais Ie proviseur a été averti :
17 yaşında evi terk ettim.
Je suis parti quand j'avais 17 ans.
16-17 yaşında olsa Tennessee'de evlenebilirdiniz.
S'il avait 16 ans, tu pourrais l'épouser au Tenessee.
Ben 17 yaşında işe başladım.
Je me suis enrôlé à 17 ans. Et voilà, coincé ici pour 4 ans!
17 yaşında bir hakime kaçtın.
A 17 ans, tu es partie avec un prétorien.
Bir kaç veledin karısını hırpalaması 17 yaşında olmayı suç yapmıyor!
Même s'ils rentraient dans la voiture de sa femme... ça n'en ferait pas des criminels condamnés à perpétuité!
Dinle Katarzyna, o daha 17 yaşında.
- Katarzyna, il n'a que 17 ans. - Je sais.
O daha 17 yaşında.
Mais il n'a que 17 ans.
Marek. 17 yaşında.
- Marek, 17 ans. - C'est assez délicat.
Düşünsene, daha 17 yaşında. Ve bir ressam.
17 ans, il ne pense qu'à la peinture.
17 yaşında bir çocuk biraz önce Asa'nın evine girdi.
Un garçon d'environ 17 ans vient d'entrer chez Asa.
Artık 17 yaşında, tatlı bir kız. Lanet bir rock yıldızına âşık olmuş.
Elle a 17 ans maintenant, une gentille fille... elle s'est amourachée d'un chanteur de rock.
Uzun? Kısa? 17 yaşında?
Grand... petit... jeune... vieux?
17 yaşında kocasını terk etti
Délice de mon cœur "A dix-sept ans, je suis parti"
Kadınlar sonsuza dek 17 yaşında kalmazlar.
Les femmes ne gardent pas leurs 17 ans éternellement.
Lara 17 yaşında.
Lara n'a que 17 ans.
Oğlan 19, kız da 17 yaşında.
Lui a 19 ans, elle 17.
- Charlie henüz 17 yaşında.
- Charlie est un garçon de 17 ans.
- Ama Ida daha 17 yaşında.
- Ida. - Mais Ida a 17 ans.
Ama, ne yaptığını bilmeyen 17 yaşında bir çocuğu asmak.
Mais pendre un gosse qui savait pas ce qu'il faisait...
17 yaşında da bir kızım var. Son iki yıl içinde iki kez kürtaj oldu. Geçen hafta bir rock festivalinde uyuşturucu satmaktan tutuklandı.
J'ai une fille de 17 ans qui a avorté deux fois en deux ans et qui s'est fait arrêter pour deal à un festival de rock la semaine dernière.
Hayat boyu 17 yaşında kalamazsın.
Tu n'auras pas toujours 17 ans.
17 yaşında evlat edinmezsin.
A 1 7 ans, on ne vous adopte pas.
İlk filmini oynağında 17 yaşındaydı liseden mezun olduğu gece yaşlı bir adamla evlendi ve adam onu sevmiyordu.
Elle jouait une adolescente, à 17 ans. Et le jour même où elle finit le lycée, elle épouse un homme plus âgé qui ne l'aime pas.
Umuluyordu, ama kim düşünürdü bazı ülkelerde hala 17 yaşında olan bu 45 yaşındaki 2.80'lik cücenin gerçekten...
Qui aurait pensé, malgré tout, que ce remarquable nabot de 2,85 m, âgé de 45 ans, qui a toujours 17 ans dans certaines parties du monde, serait...
Dokuz yaşındasın. Sekiz yıl sonra yani 1985'te 17 yaşında olacaksın.
Tu as neuf ans, tu auras dix-sept ans dans huit ans... en 1985.
Ama 17 yaşında.
Mais elle a 17 ans.
17 yaşında.
Bientôt 18...
17 yaşında olduğum için beni ciddiye almayacaksın.
Tu ne me prends pas au sérieux parce que j'ai 17 ans.
Fark şu ki, sen bugün onyedi yaşında olsaydın, bu kızın durumunu anlardın, ama artık bir çocuk değilsin.
À la différence qu'aujourd'hui à 17 ans... on n'est plus une enfant.
Norma Desmond 1 7 yaşında genç bir kızken, günümüz gençlerinden çok daha yürekli, akıllı ve iyimserdi.
- Bien sûr. Vous n'avez pas connu la jolie jeune fille de 17 ans qui avait plus de courage, d'esprit et de cœur qu'aucun jeune de son âge.
Yüzlerimiz 45 gösteriyor, vücutlarımız ise 18 yaşında.
A nous voir, on nous donnerait 45 ans, mais notre corps en paraît 17...
Ayrıca ben onyedi yaşında değilim.
Et je n'ai pas 17 ans.
Şu anda 1 7 yaşında olmalı.
Il doit avoir environ 17 ans.
Kaç yasında dersin? 16 mı, 17 mi?
Quel âge a-t-elle à ton avis, 16, 17 ans?
Henüz 17 yaşında.
Une perle, Excellence. 17 ans à peine.
Michelangelo, 1 7 yaşında "At Binicilerinin Savaşı" nı yaptı.
A l'âge de 17 ans, il sculpta La Bataille des Centaures.
Neredeyse 17, yok 18 yaşında.
Bien sûr, c'était il y a 17 - non, 18 ans.
Dişlerine bakılırsa ya 17, ya da 18 yaşında.
17 ou 18 ans, d'après sa dentition.
- Kuzenin kaç yaşında?
- Quel âge a ta cousine? - 17 ans.
Bir defasında henüz bir çocukken, 17 yaşımdayken, evet.
Enfin, une fois à 17 ans, quand j'etais gosse, oui.
Tanrım, ne feci! Hiç de fena değil. 17 yaşında.
Mon Dieu. c'est horrible! Qu'est-ce qu'il dit?
İnan bana, seni anlıyorum. 16 yaşında kız, hiçbir tehlikesi yok.
Croyez-moi, je comprends parfaitement. À 16 ans, aucune menace possible. Elle en a 17.