1817 tradutor Francês
19 parallel translation
Fransa ve Almanya arasında benzer bir düello olmuştu, yılı da... - 1817. - Doğru.
Un duel semblable a eu lieu entre un Français et un Allemand en... 1870.
1817'de Fransız yazar Stendhal Floransa'daydı.
En 1817, Stendhal, l'écrivain français, vint à Florence.
Oda 1817.
Chambre 1817.
Pawnee şehri 1817 yılında... Peder Luther Howell isimli genç bir adam Terre Haute'den bir öküz üstünde geldikten sonra kurulmuş.
La ville de Pawnee a été créé en 1817, quand un jeune homme répondant au nom de révérend Luther Howell, est venu de Terre Haute sur un buffle.
Pawnee 1817 Mayısında kuruldu.
Pawnee a été fondée en mai 1817.
- Hem de 1817'de.
En 1817, alors...
1817 YILINDA TÜM NÜFUS BİRDEN KAYBOLDU.
TOUTE LA POPULATION A DISPARU EN 1817.
1817 yılında söylentilere göre madenciler köylülere saldırdı tarihin en kanlı saldrılarından biri her yer kan içindeydi..
Il y a eu des conflits durant quelques années. Durant le Halloween 1817 la ville fut ravagée par des hillbillies et ce fut le plus grand massacre de l'histoire de l'État.
Mayıs 1817.
Mai 1817.
Haziran 1817, onlardan zengin olanları bankalardan bütün paralarını çektiler ve korkaklar gibi tepeye, Eagleton'ı kurmaya kaçtılar.
Juin 1817, les plus riches d'entre eux récupèrent tout leur argent à la banque et s'enfuient vers la colline comme des traîtres pour fonder Eagleton.
Gaddarı atın! Bugün 1817'deki çay dökümünü andığımız yerde Ted Partisi Günü'ndeyiz.
Catapultez ce scélérat! Aujourd'hui, c'est le Ted Party Day où on commémore le répandage de thé de 1817.
İkimiz Tarih Evi'nde yaşayacağız modern teknolojisiz, 1817 kurallarıyla.
Si on allait vivre dans la maison de l'Histoire, sans technologie moderne, comme en 1817.
1817'den sonra icat edilen hiçbir şey kullanılamaz.
Tout ce qui a été inventé après 1817.
London 1817, Poyais şemasına bulaşman.
Londres 1817, ton implication dans le schéma Poyais.
Bilirsiniz, Pawnee'nin ilk belediye başkanı, 1817'de... şöyle demişti : "Kayıtsız, şartsız sahip olduklarımız şeyler... seçme hakkımız ve KızıIderilileri öldürme hakkımızdır."
Vous savez, c'était le premier maire de Pawnee, en 1817, qui a dit, "Tout ce que nous avons est le droit de vote et le droit de tuer des Indiens sans conséquences".
Her şey tıpkı 1817'de olduğu gibi. Tabii artık kadın ve azınlıklar oy kullanabiliyor,... tuvaletlerimiz içeride ve artık aritmetik öğreniyor diye dulları yakmıyoruz.
Exactement comme en 1817, sauf que les femmes et les minorités ont le droit de vote, les toilettes sont à l'intérieur, et on ne brûle plus les veuves qui aprennent l'arithmétique.
Bayan Grant, 1817'lere dayanan bir geleneğin parçası olmak nasıl hissettiriyor?
Madame Grant, qu'est ce que ça fait de faire partie d'une tradition qui remonte à 1817?
Muscle Beach.
1816 1817
Dost ateşi, kazalar, hastalık bunlar da 1817 eder.
Ça en fait encore 1817.