English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ 2 ] / 230

230 tradutor Francês

4,479 parallel translation
Evet, ne olmuş yani? Ev benim, kanepe benim, alet benim.
{ \ pos ( 192,230 ) } C'est ma maison, mon canapé, mes couilles.
# Beğenirsiniz hem gördüğünü hem de duyduğunu # # Al bir yudum, bol köpüklü buz gibi birandan #
{ \ pos ( 192,230 ) } Tu aimes ce que tu es en train de mater Sers-toi une bonne chope glacée
# Tut o kızı, yanına çek kolundan # # Hammerstein birasıyla Kızlar daha güzel görünür #
{ \ pos ( 192,230 ) } C'est la bibine Qui rend les femmes divines
Kımıldayan her şeyi düdüklediği halde ölümcül bir zührevi hastalık kapmadan 44 yıl yaşamayı becerdi. Sanırım...
{ \ pos ( 192,230 ) } Il a sauté sur tout ce qui bouge pendant 44 ans sans choper de MST fatale.
Sanırım öyle.
{ \ pos ( 192,230 ) } Je suppose.
Sanırım bir süreliğine gerçekten kafam iyi değildi.
{ \ pos ( 192,230 ) } J'ai un peu perdu la tête. Un peu?
Gerçekten mi?
{ \ pos ( 192,230 ) } - Vraiment?
Kusura bakma. Baskı altındayken ufaktan kaçırma eğilimim var.
{ \ pos ( 192,230 ) } J'ai des fuites quand je suis stressé.
Teşekkür ederim. Burada olduğum için mutluyum.
{ \ pos ( 262,230 ) } Ravi d'être revenu.
Blenderi al şimdi.
{ \ pos ( 192,210 ) } Prends le mixeur. { \ pos ( 192,230 ) } Voilà.
Aynen öyle. İçine yoğurt, donmuş meyve ve meyve suyu koy.
{ \ pos ( 192,230 ) } Mets-y du yaourt, des fruits congelés
Meyve parçalarının taşaklarına çarpışını hisset.
{ \ pos ( 192,230 ) } Tu sens les fruits contre tes couilles?
Şimdi sikini tam oradaki deliğe- - Selam. Yeni oda arkadaşıyım ben.
Maintenant, mets ta queue au milieu, où il... { \ pos ( 192,230 ) } Nouvelle coloc'.
Romantizminizi böldüğüm için özür dilerim ama bugün çok yoruldum, uyumam lazım.
{ \ pos ( 192,230 ) } Désolée de vous interrompre, mais j'ai eu une dure journée et j'aimerai dormir.
Hiç durma. Amin.
{ \ pos ( 192,230 ) } Faites-le.
İşin bitince mutfak eşyalarını kapatmayı unutma.
Amen. { \ pos ( 192,230 ) } N'oubliez pas de tout éteindre quand vous aurez fini.
Güvenlik her şeyden önce gelir.
{ \ pos ( 192,230 ) } La sécurité d'abord.
Dışarıda daha fazla vakit geçirmem lazım.
{ \ pos ( 192,230 ) } Il faut que je sorte plus souvent.
Doğru.
{ \ pos ( 192,230 ) } Oui, en effet.
Selam. Beni tanımıyorsun ama bende sana ait bir şey var. Gürültülü bir şey.
{ \ pos ( 260,230 ) } Vous ne me connaissez pas, mais j'ai quelque chose à vous, un truc avec une détonation.
Bunu bilmemen bile beni endişelendirdi.
230 ) } Le fait que tu ne saches pas m'inquiète déjà.
Patent dalgasını mı diyorsun?
230 ) } Le truc du brevet?
Patent dalgası dediğin kâğıt parçası bizi dünden beri bekletiyor.
230 ) } "Le truc du brevet" est le seul papier manquant pour valider notre accord.
O dünyadan bir şey çıkmayınca Ajan Morgan kendini Doyle'un yerine koydu ve oğlu Declan'ın peşine düşeceğini anladı.
- N'ayant rien trouvé de concluant, { \ pos ( 190,230 ) } l'agent Morgan s'est mis à sa place { \ pos ( 190,230 ) } et a su qu'il chercherait son fils, Declan.
Pekala, kısa bir liste, ama muhtemelen yazılı bile değildir.
{ \ pos ( 192,230 ) } C'est une liste courte, mais sûrement pas écrite.
Öyle bile olsa dünyanın her yerinden bağlantıları vardı.
{ \ pos ( 192,230 ) } Et même, elle a des contacts internationaux.
Başka şansım mı vardı sence?
230 ) } Parce que j'avais le choix?
McGarett, elinde bir silahla Valinin cesedinin başındaydı, Danny.
230 ) } Il était à côté du corps avec l'arme du crime dans la main.
Sorduğuna sevindim şimdi. Çünkü yapman gereken, Five-O takımını parçalamak yerine onları soruşturmaktı. Kaçıp, polislerin arasına katılmak yerine.
230 ) } Bonne question. au lieu de le démanteler et de t'enfuir rejoindre le HPD.
Çünkü bu tartışmanın Steve'nin işine yarayacağını hiç sanmıyorum.
Je suis sûr que cette conversation 230 ) } n'aide pas Steve.
Wo Fat'i bu sabahki cenazede gördüm.
230 ) } J'ai vu Wo Fat ce matin.
Balistik, McGarett'in elindeki silahın cinayet silahı olduğunu doğruladı. Yeni ateş edildiği için Wo Fat silahı onun eline yerleştirdiğinde laboratuar, McGarett'in giysilerinde barut izleri buldu.
230 ) } La balistique a confirmé que McGarrett tenait l'arme du crime. le labo a trouvé des traces de poudre sur ses vêtements.
Hayır, hepsi etkisizleştirilmiş.
230 ) } Éteintes.
Steve içeri girerken hepsini kapatmış.
230 ) } Steve les a désactivées pour entrer.
Boynunda kesin izleri vardır. O ne olacak?
230 ) } Il a des marques dans le cou.
Davacı avukatı onun da yalan olduğunu ıspatlayabilir.
230 ) } Le procureur va le rejeter.
McGarett, Valinin tüm güvenlik görevlilerini indirdi.
230 ) } McGarrett a neutralisé tous les gardes.
Herhangi fiziksel zarar, o kavga sırasında oluşmuş olabilir.
230 ) } Ils peuvent dire qu'il s'est blessé à ce moment-là.
Bu bilgiyi ona karşı kullanmam artık.
230 ) } J'essaierai de pas lui en vouloir.
- Steve'i eğiten adam bu.
230 ) } Il a formé Steve.
Ashley, selam.
{ \ pos ( 192,230 ) } Bonjour!
Selam.
{ \ pos ( 192,230 ) }
Şaka mı yapıyorsun?
{ \ pos ( 192,230 ) } T'en penses quoi?
Şuraya bir bak. Hayatımın seninki gibi olmasını istiyorum!
{ \ pos ( 192,230 ) } Tu veux rire!
Evet, haklısın.
{ \ pos ( 192,230 ) }
Bardak getireyim mi? Keşke içebilsem.
{ \ pos ( 192,230 ) } Ce qui est à moi est à toi.
Bu Victoria Grayson için.
Je sors des verres? { \ pos ( 192,230 ) }
- Bilmiyor ki. - Ne?
{ \ pos ( 262,230 ) } Elle l'ignore.
Evet.
{ \ pos ( 192,230 ) } et du jus de pomme.
Bir de bana sor.
{ \ pos ( 192,230 ) } Dis-moi.
Siz ikinizin tartışması bitti mi artık?
230 ) } Vous avez fini?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]