35 yaşında tradutor Francês
348 parallel translation
O bir çocuk değil. 35 yaşında.
Ce n'est pas un garçon, il a 35 ans.
Ben, Walter Neff. Sigortacı. 35 yaşında, bekar belirgin bir yara izi yok. Bir süre öncesine kadar öyleydi.
Moi, Walter Neff, courtier en assurances, 35 ans, célibataire, pas de cicatrices... jusqu'à récemment.
Adam en az 35 yaşında.
Fréquenter un homme de 35 ans!
Onun 23, seninse 35 yaşında olduğunu anlıyorum.
Il a 23 ans et toi 35.
Jacques Griselle, 35 yaşında, Fransız Kanadalı...
" Jacques Griselle, 35 ans. Canadien français.
35 yaşında normal bir davranış.
À 35 ans, c'est très simple à comprendre.
Sandro Larrani, 35 yaşında, teşhirci, on iki defa tutuklanmış.
Sandro Lorrani, 31 ans, exhibitionniste, 12 condamnations.
Bazen de 16 yaşındaki bir kız sana sanki 35 yaşında bir kadınmış gibi görünebilir.
Et une jeune fille de 16 ans parfois vous jette un coup d'œil d'une femme de 35 ans.
Deborah Shaughnessy 20 Ocak 1913'te, 35 yaşında öldü
DEBORAH SHAUGHNESSY DÉCÉDÉE le 20 janvier 1913 à 35 ans
Burada ne diyor bir bakalım... Yaklaşık 35 yaşında, tıknaz görünüşlü...
"Homme de forte corpulence"
- Dokuz ve on yaşında iki, 16 yaşına yaklaşan iki, ve 35 yaşında bir torunum var!
- Deux petites-fiIIes de 9 et 1 0 ans. Deux petits-fiIs d'environ 1 6 ans. Et un autre de 35 ans.
- "... 35 yaşında, banka soyguncusu. "T-Dub'Üç Ayak Parmaklı'Masefield, " 44 yaşında, banka soyguncusu.
TW'Trois orteils'Masefield, 44 ans, braquage de banques, et Bowie A Bowers, 23 ans, meurtre. "
Karşınızda Gavino Ledda, 35 yaşında.
Voici Gavino Ledda, 35 ans.
Bay Murphy 35 yaşında, sağlıklı menüsküs için kabul edilmiş.
M. Murphy a 35 ans, il est en bonne santé. Admis pour une ablation du ménisque.
35 yaşında beyaz bir adam, akut afazi atağı, geçmişinde travma yok.
Mâle. 35 ans. Blanc. Aphasie brutale, pas de traumatisme.
# 35 yaşında, Lille kentinin varoşunda bir fabrikada teknik müdür.
À 35 ans, directeur technique dans la banlieue lilloise.
Şimdi 35 yaşında, artık tek kelimeyle yıkıcı. Pek çok yönden, Cameron, o senin düşmanın.
Maintenant, à 35 ans il est simplement destructif... de plusieurs façons, Cameron.
Bir enkaz gibi göründüğünü biliyorum ama sadece 35 yaşında.
Je sais qu'il a l'air d'une épave mais en fait il n'a que 35 ans.
Program'da Mozart'ın 35 yaşında öldüğünü okudum.
J'ai lu que Mozart était mort à l'âge de 35 ans.
Kendisi, Johanna Brummer adında 35 yaşındaki bir hizmetçi tarafından baştan çıkarılmıştır.
Il fut en effet séduit par une servante, Johanna Brummer, une personne d'environ 35 ans.
Bir kere daha, Sarah Connor, 35 yaşında, iki çocuk annesi, öğleden sonra vurularak öldürüldü.
Sarah Connor, 35 ans, mère de deux enfants, a été assassinée cet après-midi.
Natashalvanova, Beyaz Rus, 35 yaşında
Natasha lvanova, russe, 35 ans.
Benden 35 yaşında bir kadını son sınıfa kaydetmemi istiyorsun?
Je devrais accepter une femme de 35 ans en première? C'est ça.
Ben, 35 yaşında ölmek isterim.
Moi, je veux mourir à 35 ans.
35 yaşında mı ölmek istersin?
Tu veux mourir à 23 ans?
35 yaşında nasıl mı ölecem?
Comment je vais mourir à 23 ans?
Ama sence de bu garip değil mi 35 yaşında birinin bu kadar uğraşıp başkasının anne ve babasını mutlu etmek istemesi?
Mais ne trouves-tu pas étrange qu'un homme de trente-cinq ans se donne tant de mal pour divertir les parents d'un autre?
Sigortacı. 35 yaşında, bekâr, belirgin bir yara izi yok.
Enfin, jusqu'à récemment. ASSURANCE SUR LA MORT Billy Wilder, 1944
- 35 yaşında bir erkek.
- Homme de 35 ans.
Yaklaşık 35 yaşında.
Homme d'environ 35 ans.
35 yaşında fabrika işçisi 5 m.den bir makinenin üstüne düşmüş.
Un ouvrier de 35 ans est tombé de 5 m de haut sur une machine.
Sherman 35 yaşında!
Sherman a 35 ans.
Müteveffa erkek, insan, 35 yaşında. Haziran 2258'den beri Varoş'ta yaşandığı belirlendi.
Le défunt est un humain, mâle, 35 ans... reconnu comme vivant dans les Bas-Fonds depuis juin 2258.
Sırada, travmatik bir ampütasyon. Hasta 35 yaşında sağlıklı bir bayan, ve görüldüğü gibi...
Ensuite, une amputation traumatique chez une patiente de 35 ans, par ailleurs en bon état général.
35 yaşında hokey koçu saha duvarına savrulmuş.
35 ans, entraîneur de hockey, éjecté contre la barrière.
"John Matewon, mahkûm edilmiş, 35 yaşında... Tacoma'dan uçakla, Cheyenne'e dün varmış."
John Matewon, un criminel de 35 ans, est arrivé à Cheyenne hier en provenance de Tacoma.
Sanırım birinin seni dinlemesi için en az 35 yaşında olman lazım.
Il faut avoir 35 ans, avant qu'on vous croie.
35 yaşında ve yalnızca saati 8 dolara müzede iş bulan birisi.
Un mec de 35 ans... qui n'a pu être que gardien de musée, à 8 q de l'heure.
Mark, yardım ekibi 35 yaşında bir kadın getiriyor, solunum yetmezliği.
Mark, ambulance avec une femme, 35 ans, insuffisance respiratoire.
35 yaşında erkek, araba kazası.
Homme de 35 ans, accident.
- 35 yaşında bir lupus hastasına.
- Une femme de 35 ans avec un lupus.
İşte burdayım, otuz beş yaşında ve iyi bir saatim bile yok.
Me voilà à 35 ans, je n'ai même pas une bonne montre.
35, 40 yaşında görünüyor.
Elle fait 35, 40 ans.
Ancak şimdi, 35 yaşında sevişmenin ne olduğunu keşfetmiştim.
Mais à l'âge de 35 ans, je découvre ce que signifie faire l'amour.
Ama doktor kız 1 5'indeydi ama 35'lik gibi görünüyordu doktor... Hem bana da 1 8 yaşında olduğunu söyledi.
Mais... elle avait 1 5 ans... allant sur ses 35 et elle disait en avoir 1 8!
38 yaşındaki Miami'li Teresa Perrone... olay esnasında Michael Gallagher'la Atlanta'da olduğunu...
Teresa Perrone, une femme de 35 ans vivant à Miami, déclare que Michael Gallagher l'a accompagnée à Atlanta...
Adı Jean Cadoret, otuz beş yaşında olmalı.
Il s'appelle Jean Cadoret, | il doit avoir 35 ans.
- Kaç yaşında?
- 35, bientôt 36, Tatie.
Yaşı 35 civarında. Polis tarafından getirilmiş.
Environ 35 ans, amené par la police.
Ama sence de bu garip değil mi 35 yaşında birinin bu kadar uğraşıp başkasının anne ve babasını mutlu etmek istemesi?
Bon, ça suffit.
Bazen aynanın karşısında çıplak halde dururdum, yaşımı doğru tahmin etmek için. 35, belki de.
On appelle mon cas une "amnésie rétrograde focale".