English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ 6 ] / 60 dakika

60 dakika tradutor Francês

193 parallel translation
Ama Meleğim ile geçen bir saat... 60 dakika.
Mais une heure avec Ange... 60 minutes.
Her durumda 60 dakika içinde dışarıda olmanız gerekiyor.
Dans tous les cas, vous devez sortir avant 60 minutes.
Roketin fırlatılmasına 60 dakika kaldı.
Nous sommes à 60 minutes du lancement.
Pekâlâ Turner. 60 dakika bekle, evindesin.
Turner, tenez une heure et vous serez à l'abri.
60 dakika sonra konuşacağız.
On en reparlera dans 60 minutes.
45-60 dakika kadar dışarıda olacağım.
Je serai absent jusqu'à une heure ou une heure et quart.
Önümüzdeki hafta 60 Dakika programına çıkacak. Fransız, İngiliz, İtalyan, Japon televizyonlarına çıkıp konuşuyor.
Il est au programme d'une émission spéciale qui sera diffusée sur les télés française, britannique, italienne et japonaise.
Eğer gerçekleri isteseydim, "60 Dakika" yı tutardım.
Si je voulais la vérité, j'aurais engagé "7 sur 7".
Holmes'a kupayı bulması için 60 dakika süre verdi.
Il donna à Holmes 60 minutes pour trouver le trophée.
Bakın çocuklar. Eğer önümüzdeki 60 dakika beni üzerseniz, yemin ederim gebertirim sizi. Öldürürüm.
Si vous m'embêtez durant la prochaine heure, je jure de vous tuer.
Hiç 60 Dakika'yı seyreder misiniz?
Vous connaissez son émission?
60 Dakika'yı izliyorum.
Je regarde la télévision.
60 Dakika'yı kaçırmış olmalıyım.
Je ne regarde pas assez la télé.
60 Dakika programında mı duydun?
- Sais-tu ce que ça veut dire?
The New York Times aradı. '60 Dakika'sizinle konuşmak istiyor ve Georgine aradı.
Le New York Times a appelé, 60 Minutes veut une interview et Georgine a appelé.
Bunu biliyorsan 2.00'ye kadar devam ediyorsam bu en azından bir 60 dakika demektir... Ne diye zilimi çalıyorsun?
Si tu sais que je répête jusqu'à deux heures, c'est-à-dire dans une heure, pourquoi tu es là?
Geçen hafta 60 Dakika'da izledim. Yiyecek bulan insanlar onları pişirip yiyorlar.
J'ai vu dans 60 minutes que certaines personnes cuisinent.
Mahkemeye yemek için 60 dakika ara verilmiştir.
Suspension pour le déjeuner.
O zaman 60 Dakika filminde gördüğümüz o üçkağıtçıların huzurevine yerleştiririz.
On te mettra dans la maison qu'on a vu à la télé.
Önümüzdeki 60 dakika boyunca size gerçek kaza kurbanlarını göstereceğiz.
Pendant 60 minutes, nous allons voir un film sur les victimes de la route.
Bunların hepsi ve Andy Rooney bu gece 60 Dakika'da!
Tout ça plus Andy Rooney, ce soir, dans 60 Minutes!
Su anda yakıt yüklüyorlar. 60 dakika içinde fırlatmaya hazır olacaklar.
Ils ravitaillent leurs missiles et seront opérationnels dans 60 minutes.
60 Dakika'da gördüm...
J'ai vu ça sur 60 Minutes...
- 60 dakika, 28 saniye.
- 60 minutes, 28 secondes.
Yani 80 yaşında bir adamın sırtına bindin... ve 60 dakika boyunca sürüp, kırbaçladın öyle mi?
Donc tu étais sur un homme de 80 ans, tu l'as monté et cravaché pendant 60 minutes?
Bana bu yaptığınız, 60 Dakika programında yayınlanan, yanlış yere suçlanmış insanların başına gelenlerle aynı.
Ceci a tout l'air d'une de ces erreurs de justice comme on en voit aux infos.
Sen 60 dakika geciktin. Bu az değil.
Mais 60 minutes de retard, ce n'est pas quelques minutes.
"60 Dakika" da ki o olayı görmedin mi?
Tu n'as pas regardé 60 Minutes?
Hayır, en aptalca söylediğin şey ; 60 Dakika'da oynayan Steve Kroft'un Seals Croft'ta da olduğunu söylemendi. Videoları seyret.
Après l'histoire du journaliste que tu as pris pour un crooner.
60 dakika.
Soixante minutes.
"60 Dakika" haber programına çıkmaktan.
Ça passera à la télé!
Özel Program, 60 dakika röportajlar, söyleşiler denemek gerekiyor özgürce programını yapabilirsin.
Un magazine, une heure... genre enquête, genre rentre dedans. Ils disent, et ça reste à définir... que tu auras plein pouvoir.
Andy Rooney ile ilgili bütün hikayeler..... bu akşam 60 dakika programında.
Ces histoires, suivies de Andy Rooney... ce soir dans "60 minutes".
60 dakika içinde yola çıkacağız.
Tu sors de cette chambre dans 60 minutes.
60 Dakika'yı mı izliyorsun, Jimmy? - Sandığı kadar aptal değilim.
Tu regardes les infos?
Ölünün vücudu yıkanıp kefen beziyle sarılır. Bu gördüm. 60 dakika.
Le lavage du corps et ensuite le vêtement funèbre, j'ai vu ça à la télé.
"60 Dakika" yı kaçıracağım. "60 Dakika" yı kaçırmaktan nefret ettiğimi bilirsin.
Je vais manquer mon émission, 60 minutes!
60 dakika daha iyi.
Soixante.
- Bakalım kaç yapıyor 70 çarpı 60 dakika, çarpı 24 saat, çarpı 365 gün.
- Pas si vite, Bill. - Ça fait... 70 fois 24, fois 60 minutes, par 365 jours.
Tanrı'nın cezası "60 Dakika II" nin çekimleri içindi.
C'était pour Envoyé Très Spécial.
Bana 60 dakika verin, hatasız bir 60 dakika sonra tatile çıkabilirsiniz.
Personne ne merde pendant 60 minutes... et vous aurez de chouettes vacances.
Yani 60 Dakika'daki bize yardım edeceğini söyleyip herşeyi berbat eden tamircilerden biri gibi.
Tiens, il y en a aussi dans l'espace des mécaniciens qui prennent les clients pour des pigeons?
Program bir dakika şaşarsa karşılığı 60 saniye olmaz.
Parce que une minute d'écart veut pas dire forcément soixante secondes.
Ne zaman durayïm? 59, 60... Asïl cinayete 28 dakika.
Dites-moi quand arrêter. 59, 60... 28 minutes avant le meurtre.
10 dakika önce 1e 60 tı.
Elle était à 60 contre 1 il y a 10 minutes!
İtiş motorlarıyla % 60, bir dakika ve kırk saniye.
Avec les moteurs à 60 pour cent, dans une minute et 40 secondes.
Bu aynı "60 Dakika gibi" ( Reality Show ) Başlangıçta ilacı yapan ilaç firmasına kızarsın. Oh, Tanrım!
C'est comme dans 60 minutes.
Eğer bu isteklerim 15 dakika içinde karşılanmazsa... Her 60 saniyede bir rehini öldüreceğim.
S'il n'est pas là dans 15 minutes, je tuerai un otage toutes les 60 secondes.
Fırlatmaya bir dakika.
H moins 60 secondes.
- Cinsel ilişkiden otuz ila altmış dakika arasında değişiyor.
Ça fait effet environ 4 h. Prenez-le 30 à 60 mn avant le début des rapports.
Daha iyi bir fikrim var... bir dakika içinde kafanı şu pencereden çıkar.
Tu sais quoi? Reste plutôt comme ça. Dans 60 secondes, passe la tête à la fenêtre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]