English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Abartıyorsunuz

Abartıyorsunuz tradutor Francês

112 parallel translation
Sanırım biraz abartıyorsunuz.
Vous exagérez.
Abartıyorsunuz.
Vous me flattez.
Abartıyorsunuz sayın rahip ama bebekken güzelmişim.
- Mon ami, vous êtes beau. - Vous exagérez. Mais j'ai été un beau bébé.
Abartıyorsunuz.
- M. Durand n'était pas si fort.
- Abartıyorsunuz.
- Vous exagérez!
Ama ne yazık ki, Hükümetteki etkimi abartıyorsunuz.
Mais j'ai peur que vous surestimiez mon importance dans le gouvernement.
Abartıyorsunuz mon capitaine!
Vous exagérez!
Abartıyorsunuz ama!
- Mm, mm. Nous avons fait quelques imprudences.
Efendim, birazcık abartıyorsunuz!
- Il y en a d'autres. - Cher directeur, vous exagérez.
Bayan Marple, artık abartıyorsunuz.
Enfin Miss Marple, ça suffit.
Monsieur abartıyorsunuz. Madame çok nazik biri.
Madame est aimable.
Nasıl da abartıyorsunuz.
Vous exagérez.
Abartıyorsunuz.
Vous exagérez un peu.
Bence çok abartıyorsunuz.
Il me semble qu'on exagère beaucoup.
Fazla abartıyorsunuz.
Vous exagérez, non?
- Abartıyorsunuz.
- Pas du tout!
Ayrıca, bunu biraz fazla abartıyorsunuz.
Par ailleurs, vos craintes sont peut-être exagérées.
- Korkarım abartıyorsunuz Monsenyör.
— Vous exagérez. — Mais nullement!
Buradaki zehir ve böcek ilaçlarını abartıyorsunuz.
Vous avez exagéré avec les pesticides et les poisons.
Abartıyorsunuz, mösyö Perrin.
- N'en faites pas trop, monsieur Perrin.
Takdir hoşuma gitse de, bence abartıyorsunuz.
J'aime qu'on l'apprécie, mais vous exagérez.
Abartıyorsunuz.
Vous exagérez.
Abartıyorsunuz.
Ne dramatisons pas.
Sanırım biraz abartıyorsunuz.
N'en faites pas trop.
Ondan nefret ediyorum, çünkü siz onu biraz fazla abartıyorsunuz.
Je le hais parce que vous, les mômes, le prenez pour ce qu'il n'est pas.
28 yaşındaki bir vekilin otoritesini fazla abartıyorsunuz.
Commandant en chef de l'O.J.C., ANTEK avait quitté le ghetto 6 jours avant l'attaque allemande.
Endişenizi anlıyorum. Bana kalırsa durumu biraz abartıyorsunuz.
Je vous remercie, mais je vais avec vous.
Abartıyorsunuz Kaptan.
Vous exagérez.
Sanırım bu ofisteki yerimi önemsiz görüp, kendizinkini fazla abartıyorsunuz.
Vous sous-estimez mon pouvoir et vous exagérez le votre
- Bence, çok abartıyorsunuz. Bu yüzden mi Doktor Hill'e görevi vermediniz?
Vous lui avez donc refusé le poste.
Bence abartıyorsunuz.
Vous plaisantez?
Bence sorunu abartıyorsunuz.
Je crois que vous dramatisez le problème.
Bay Elton, abartıyorsunuz.
Vraiment, M. Elton, vous exagérez.
- Efendim, çok abartıyorsunuz.
- Ces mesures sont disproportionnées.
Abartıyorsunuz.
Vous exagérez, M. Torrente.
Olayı abartıyorsunuz.
Ça ne tient pas debout.
- Abartıyorsunuz.
- Vous me flattez.
Noel'de gerçekten abartıyorsunuz. - Şey...
Ils changent constamment sous notre regard, ils grandissent et se développent.
- Abartıyorsunuz.
- Maintenant vous exagérez.
- Hayır. Bakın bayan,.. ... ne demeye çalıştığınızı bilmiyorum ama abartıyorsunuz.
Ecoutez, madame, je ne sais pas oû vous voulez en venir, mais vous vous trompez.
Abartıyorsunuz.
C'est exagéré.
Bu işi çok abartıyorsunuz.
Vous en faites trop.
O kadar da kötü kokmuyor, abartıyorsunuz.
Ca fouette pas tant que ça, vous en rajoutez.
Devlet başkanlarının güçlerini abartıyorsunuz.
Vous surestimez le pouvoir des chefs d'Etat.
İkiniz bu akşam abartıyorsunuz.
Ça descend vite ce soir.
- Abartıyorsunuz.
- Pas du tout.
- Beni fazla abartıyorsunuz.
- Vous me surestimez.
Kadınlar üzerindeki gücünüzü abartıyorsunuz, Bay English.
Vous surestimez votre pouvoir sur les femmes, M. English.
Eminim abartıyorsunuz.
C'est la conspiration du silence.
Abartıyorsunuz.
- Vous exagérez.
Abartıyorsunuz, Albay.
Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]