Acil bir durum var tradutor Francês
541 parallel translation
Manastırda. Acil bir durum var.
Une urgence dans l'abbaye.
Böldüğüm için üzgünüm, ama acil bir durum var.
Excusez-moi, mais c'est urgent.
Acil bir durum var.
Mayday.
Acil bir durum var.
C'est une urgence.
4. hücrede acil bir durum var!
On demande de l'aide, cellule 4.
Acil bir durum var. Oraya gitmemiz gerekiyor. Hemen!
Atterrissage d'urgence.
Ortak hat olduğunu biliyorum, ama acil bir durum var, polisi aramam gerekiyor.
Je sais que c'est une ligne commune mais c'est urgent. J'appelle la police.
Acil bir durum var mı?
c'en est un?
Acil bir durum var.
C'est très urgent!
Acil bir durum var da.
Il y a des histoires.
Aşağıda acil bir durum var.
J'ai une urgence ici. - Qu'est-ce qui ne va pas?
Söyledim ya, acil bir durum var.
Je te le répète, on a une urgence.
- 823'de de acil bir durum var.
- Il y a une autre urgence en 823.
Baron von Schmetterlin'in odasında acil bir durum var.
- Une urgence dans la suite du baron.
Burada acil bir durum var.
On a une urgence ici.
Sen telefona ver onu. Acil bir durum var.
C'est une urgence.
Acil bir durum var.
Nous avons une urgence.
Çok acil bir durum var.
Je dois la contacter de toute urgence,
Acil bir durum var da.
- Il n'y a aucun bléssé.
Acil bir durum var.
- Nous devons partir.
Anlaşılan acil bir durum var.
Vous avez une urgence grave là-bas?
Ortada acil bir durum var.
Nous sommes dans une situation d'urgence.
Acil bir durum var.
Y a une urgence.
Sam, arka odada acil bir durum var.
Sam, il y a une urgence dans la salle du fond.
- Ama acil bir durum var.
Mais c'est une urgence!
- Ama acil bir durum var.
C'est une urgence!
Burada acil bir durum var.
Une urgence.
Lanet olsun, çabuk ol! Acil bir durum var!
Allez, bouge ton cul.
Çavuş Hooks, 1. Bölge'de acil bir durum var.
Sergent Hooks, il y a un 10-48 dans le secteur 1.
Çavuş Hooks, acil bir durum var!
Il y a un 10-48 en cours!
Acil bir durum var.
C'est réellement une urgence.
- Philips, elimizde acil bir durum var.
- Nous avons une urgence.
Doktor, Acil bir durum var burada.
Doc, nous avons eu une urgence ici.
- Acil bir durum var.
- J'ai une urgence.
Acil bir durum var. Gecenin çoğunu radyoda geçireceğim.
Il y a une urgence à la station, ça prendra toute la soirée.
Bayanlar ve baylar, acil bir durum var.
Nous avons un problème, chers amis.
Acil durum yok ama ilginç bir gelişme var.
Aucun cas d'urgence, mais un déroulement très intéressant.
Başka bir yerde randevum var ve bu acil bir durum.
Je suis en mission ailleurs. C'est une urgence.
Acil bir durum çıktı. Hasta bir adam var.
Il y a une urgence, un homme est très malade.
Keza ben de, Bay Jameson telefonda söylediği için, biliyorum ki,... şey bu türlü durumlar için bir acil durum fıkrası var.
Je sais aussi, parce que M. Jameson me l'a dit au téléphone, qu'il y a une clause d'urgence pour... les problèmes de ce type.
Gerçekten acil bir durum var.
Il s'agit d'un cas urgent.
Ambulansa ihtiyacımız var. Bu acil bir durum.
Envoyez une ambulance.
- Acil bir durum mu var?
- Une urgence?
Acil bir durum var da.
Ça urge.
Acil bir durum var.
Sors tous tes biftecks!
Anlaşılan bunun için bir tür acil durum planları var.
Apparemment, ils ont un plan d'urgence approprié.
Acil durum var! Çok önemli bir acil durum!
C'est une urgence.
Burada gerçek bir acil durum var.
Une urgence grave.
Acil bir durum mu var?
Vous avez une urgence?
Peter, acil bir durum mu var?
Plus tôt. Est-ce très urgent?
Acil bir durum ise, sosyal yardım psikiyatrlarımız var.
Carlson. Si c'est une urgence, nous avons une équipe d'assistance sociale en psychiatrie. Il y a environ une heure d'attente.