Adım bond tradutor Francês
73 parallel translation
Bu arada, adım Bond...
Je m'appelle Bond...
Adım Bond.
Je m'appelle Bond.
Bay Kalba, adım Bond, James Bond.
M. Kalba, mon nom est Bond, James Bond.
Adım Bond.
Mon nom est Bond.
Adım Bond. James Bond.
Mon nom est Bond, James Bond.
Gerçek adım Bond.
Mon vrai nom est Bond.
- Adım Bond. Evet.
- Je m'appelle Bond.
Bunu söylemekteki amacı "Adım Bond, James Bond, 007 öldürme ruhsatlı."
Ce qu'il veut dire, c'est : "Mon nom est Bond, James Bond, 007, permis de tuer."
- Adım Bond, James Bond dersin sandım.
Je pensais que tu allais dire ceci : - Non, je ne le ferai pas.
- Brooklyn'den Broadway'e büyük adım.
De Brooklyn à Broadway en une couverture, c'est un sacré bond.
İyi akşamlar 007. Adım James Bond.
Je m'appelle James Bond.
Sanıyorum ki adımın yazılı olduğu kartı aldınız.
Vous devez avoir mon nom? James Bond.
Zamanda, geriye doğru atılan bu büyük adım çok etkileyici, öyle değil mi?
Ce brusque bond dans le temps a quelque chose d'émouvant, ne trouvez-vous pas?
John bu gecenin Amerika'nın sosyal evriminde ileriye doğru... atılan mükemmel bir adım olduğunu söylüyor.
John dit que ce soir, ce sera... un grand bond en avant pour la révolution sociale américaine.
Bu senin için büyük bir adım olacak.
C'est un grand bond en avant.
Bayan Boyd ve Bay Walters'ın çabaları sayesinde, uzay yarışında Ruslar'ın soğuk füzyonda bir adım öne çıktıkları iddialarının safsatadan başka bir şey olmadığını ispatlamış olduk.
que nous avons prouvé que le prétendu bond en avant des Russes dans la course vers l'espace, avec la fusion froide, n'est que du vent.
Bu, bir insan için küçük insanlık içinse büyük bir adım.
C'est un petit pas pour l'homme... mais un bond de géant pour l'humanité.
"Bu, bir insan için küçük, insanlık içinse büyük bir adım."
"C'est un petit pas pour l'homme, mais un bond de géant pour l'humanité."
Adımın baş harflerini görünce kalbim yerinden fırladı.
J'ai vu mes initiales et mon cœur a fait un bond.
İnsanlık için başka bir büyük adım daha ve Mars'ta nelerin ters gittiğini bulamazsak, son adımımız olabilir.
Un bond en avant pour l'humanité. Si nous échouons, ce sera le dernier.
Bu, bir insan için küçük ama insanlık için büyük bir adım.
C'est un petit pas pour l'homme... et un bond géant pour l'humanité.
"Bu yüzden endişlendinmi? , Evet, şaşırdım Aynı adımlarla cadde de karşılıklı sevgiye doğru yürüyelim."
" Est-ce que ça a de l'importance, se demandait-elle, en marchant vers Bond Street
... birisi için bu küçük bir adım, insanlık için dev bir adımdır.
C'est un petit pas pour l'homme... et un grand bond pour l'humanité.
Mitchell Flinkman için küçük ama insanlık için büyük bir adım.
Un petit pas pour Mitchell Flinkman. Un grand bond pour l'humanité.
Huzur Denizi'ne hoşgeldiniz, 1969'da, 20 Temmuz'da,... komutan Neil Armstrong bir insan için küçük,... insanlık için büyük bir adım attı.
Bienvenue sur la Mer de la tranquillité, où le 20 juillet 1969, le commandant Neil Armstrong a fait un petit pas pour l'homme et un grand bond pour l'humanité. Ceux qui l'ont vu ne l'oublieront jamais.
Haydi, sakın geri adım atma.
Nous fais pas faux bond.
Hayatımda önemli bir adım atmak için.
- Un bond dans la vie!
"İnsanlık için küçük bir adım, Scooter için büyük bir sıçrayış."
"Un petit pas pour l'homme, un grand bond pour Scooter."
Şiddetli bir sıçrama yerine... küçük bir dere üstünde hızlı küçük bir adım.
C'est juste une enjambée, au dessus d'un petit trou, plutôt qu'un qu'un "sacré bond".
Ve bunun senin için büyük bir adım olduğunu biliyorum.
Et je reconnais le bond de géant que cela représente pour toi.
Bay Bond adım Fields. Konsoloslukta çalışıyorum.
Mlle Fields, du consulat.
Geleceğe adım atın
Faites un bond dans l'avenir
Geleceğe adım atın ama
Faites un bond dans l'avenir Mais n'oubliez jamais
İleriye uzunca sıçramak ilk önce geriye iki adım atmayı gerektirir.
Un grand bond en avant nécessite souvent une prise d'élan.
Bir insan için küçük fakat insanlık için çok büyük bir adım.
C'est un petit pas pour l'Homme... ATTERRISSAGE SUR LA LUNE... mais un bond de géant pour l'humanité.
Kariyerimin yeni büyük adımı olduğunu düşünüyorlar.
Ça ferait faire un bond en avant à ma carrière.
O ucube genetik mühendisliğinde büyük bir adımı simgeliyor.
Ce monstre représente un bond de géant en recherche génétique.
Bir insan için küçük bir adım ama insanlık için büyük bir atılım.
C'est un petit pas pour l'homme, mais un bond de géant pour l'humanité.
Ben şuna inanıyorum : Sen o meşhur adımı atarken onu da yanında götürüyor ona sıkı sıkıya sarılıyordun. Ta asık suratlı ölüme kadar.
Je crois que lorsque vous avez fait votre fameux bond, vous aviez cette chose et vous vous y accrochiez, avec l'énergie du désespoir!
Fargo için ise dev bir adım.
Un bond de géant pour Fargo.
Bir kültürden diğer bir kültüre dev bir adım atamazsınız : Ara sistemler vardır.
On ne peut pas faire un bond d'une culture à l'autre, il y a des systèmes intermédiaires.
Bu bir insan için küçük, senin salak ayakkabıların için büyük bir adım, Will.
C'est un petit pas pour l'homme et un bond de géant pour tes palmes, Will.
James Bond büyük bir adım atar ve yatağından şöyle bir doğrulur.
James Bond faisait un grand pas en sortant du lit.
Kuzey Kutbu'ndan buraya kaçmak büyük bir adımdı ve adım atmadan önce önüme bakmam gerektiğini anladım.
Venir ici depuis le pôle Nord a été tout un bond. Je vois maintenant que j'aurais dû mieux regarder avant de faire ce saut.
Bu bakıcılık işi benim için çok büyük bir adım.
Je fais un bond en avant avec ce truc de baby-sitting.
Pawnee için küçük bir adım ama insanlık için büyük bir adımdır.
Un petit vote pour Pawnee un grand bond pour le vote pour l'humanité.
Bu hareket Constantine'i bir sıçrayışta... dünyanın bir numaralı aranan suçlusu yaptı. Gizemli Lemur'dan bir adım önde.
Constantine fait ainsi un bond de géant pour devenir le criminel le plus recherché au monde, juste devant le mystérieux Lémur.
Bu işin en büyük mükafatlarından biri bir sonraki büyük adımın nerede veya kim tarafından atılacağının meçhul olmasıdır.
L'un des attraits de mon travail est de ne pas savoir d'où viendra le prochain bond en avant et de la part de qui.
- Evrimsel büyük bir adım.
Un bond en avant dans l'évolution.
Çocuğun bu adım olabilir.
Votre enfant pourrait être ce bond.
Bu insan için küçük... ancak insanlık için büyük bir adım.
Un petit pas pour l'homme, un bond de géant pour l'humanité.