Ahmad tradutor Francês
319 parallel translation
Hem de bir kurtarıcı. Ahmet kralken mümkün değil.
Pas tant qu'Ahmad sera roi.
- Zorba hükümdarın adı ne?
Le nom du tyran? Ahmad!
Şimdi söyle. Ben kral Ahmet'im.
Dis-la-moi, je suis le roi Ahmad.
- Kral Ahmet öldü. Dün öldü.
Le roi Ahmad est mort hier.
Hayır. Ahmet'di.
Non... c'est Ahmad.
Ahmet görecek.
Ahmad verra.
Ahmet'i unut.
Oublie Ahmad.
Bu Ahmet!
C'est Ahmad!
Söyle bakalım. Arkadaşım Ahmet nerede?
Savoir où est Ahmad.
- Artık Ahmet'i görebilir miyiz?
Comment voir où est Ahmad?
Doğru. Bu Ahmet.
Oui, c'est Ahmad!
Korkma Ahmet!
N'aie pas peur, Ahmad!
Ahmad'a sorarım, Beyim.
Je vais le demander à Ahmad.
Mehdi adlı Muhammed Ahmed'e haber yolla, ve ona söyle, Sudan genel valisi Gordon Paşa kampına geliyor.
Envoyez un messager à Muhammad Ahmad, le Mahdi. Dites-lui que Gordon Pacha, le gouverneur général du Soudan, est ici.
Şehrin sakinlerinden ayrılmak isteyenler, Mehdi olarak tanınan Muhammed Ahmed'in, koruması altına girmekte serbest olacaklardır.
Tous les habitants de la ville désireux de partir et de demander la protection de Muhammad Ahmad, le Mahdi, seront libres de le faire.
bana söyle, Muhammed Ahmed, Hartum'da kim hatırlanacak? Senin Allah'ın mı yoksa benimki mi?
alors dites-moi tout bas, Muhammad Ahmad, qui restera dans la mémoire de Khartoum?
Ahmet, bana bebek bezi getir.
Ahmad, apporte-moi un linge!
- Ahmet. Neredesin, Ahmet?
Ahmad, où es-tu?
Ahmad!
- Ahmad!
Ahmad!
Yo, Ahmad!
Ne yapıyorsun be? Beni yere bırak!
Qu " est-ce que tu fais, Ahmad, repose-moi!
Ben kendine saygı duyanlara saygı gösteririm. Ahmad!
Je respecte ceux qui se respectent!
Ahmad, dur lütfen!
Ahmad, arrête! S " il te plaît, arrête!
- Ahmad.
- Ahmad.
Ahmad ne?
- Ahmad comment?
Ahmad, bekle bir saniye.
Ahmad, attends une seconde.
İlerle Ahmad, git ve oraya otur.
Venez, Ahmad, asseyez-vous là.
Mir Hüseyin NÛRÎ Ahmed ENSÂRÎ
Mir Hosein NOURI Ahmad ANSARI
Arkadaşım Ahmet de yalnızdı ben de buraya onu ziyarete geldim.
Mon ami, Ahmad, était seul aussi, alors je suis venu lui rendre visite.
95W856, Wolf ; ve 88A578, Ahmad.
95W856, Wolf et 88A578, Ahmed.
Diğer üç mahkûmun durumları nasıl, Keller, Seran ve Ahmad'in?
Comment vont les autres détenus, Keller, Seran et Ahmad?
Seran ve Ahmad'in yaraları yüzeysel.
Seran et Ahmad avaient des blessures superficielles.
- Doktorun adı Ahmet.
Le médecin s'appelle Ahmad.
- Nathan, o bizi Ahmet'e ulaştırıyor.
- Elle nous a présenté Ahmad. - Ah?
Ahmet, zaman geldi.
Ahmad, c'est le moment.
Çekilin yoldan!
Dégagez! Ahmad!
Tamam. Tamam. İyi şanslar Ahmet.
Bonne chance, Ahmad.
Ne düşündüğünü biliyorum Ahmad, ama Efendi Said müthiş birisidir.
Je sais à quoi tu penses, Ahmad. Mais Imam Said est un grand homme.
Neden Ahmad Lalar'a saldırdın?
Pourquoi t'es-tu jeté sur Ahmad Lalar?
- Ahmad, başka birisini kolladığımdan dolayı ruhunu başıboş hissediyor musun?
- Écoutez... - Ahmad, te sens-tu à la dérive maintenant que j'ai pris quelqu'un d'autre sous mon aile?
- Bize adını söyle.
Quel est ton nom? Ahmad.
Kral Ahmet.
Le roi Ahmad, fils d'Akbar, petit-fils de Haroun-al-Raschid, le Grand, l'illustre,
Kral Ahmet!
Ahmad, le roi!
Kral Ahmet.
Ahmad, le roi...
Ahmet!
Ahmad!
Ahmet, gitmen gerek.
Ahmad.
Sana söyledim, Ahmet seni unuttu.
Ahmad t'a oubliée.
Anlamalısın, Muhammed Ahmed.
Vous devez comprendre, Muhammad Ahmad.
Git.
Ahmad, tes devoirs!
Bu bizim Ahmet mi?
Mais on dirait Ahmad! Qu'est-ce qu'il va faire à Pochté?
Ahmad Pezhman
Ahmad Pejman