Alec tradutor Francês
1,848 parallel translation
- Alec?
Alec?
- Evet Alec, duyuyorum.
Alec, je t'entends.
Alec, rica ediyorum.
Alec, s'il te plaît.
Alec, lütfen Carlos'la konuşmama izin ver.
Alec, s'il te plaît, laisse-moi parler à Carlos.
Alec?
Alec?
Alec? - Ne?
Quoi?
Alec olur, bana Alec diyebilirsin.
Ça me va, vous pouvez m'appeler Alec.
- Bizi nereden tanıyorsun Alec?
Comment nous connais-tu, Alec?
Benim amacım da o zaten Alec.
Mais c'est précisément mon point de vue, Alec.
Alec, dinle, sorun yok.
Non, Alec, écoute, c'est bon.
Alec, burada kal.
Alec, reste ici.
Alec açıklayacaktır.
Alec t'expliquera...
Alec değildi.
Ce n'était pas Alec...
Söyle işte Alec.
Dis-le juste, Alec.
Alec'ten olmalı.
Doit être d'Alec.
Alec kim?
Qui est Alec?
Alec'in iyi şanlar deme şekli. Manevi olarak yanımızda olması güzel.
( Rires ) c'est juste la façon d'Alec de dire bonne chance bien, je suis très contente qu'il soit avec nous en esprit.
- Ben Alec Martin.
Alec Martin.
Alec.
Alec.
Oh, hayatım, Alec için de bi tane getir.
Oh, chérie, prend en un pour Alec, aussi.
"Aç Alec Baldwins" den sonra tabi ki.
À part le Hippo-Glouton Alec Baldwin.
Evlendiğimiz günden beri Alec bizi ayırmaya çalışıyor. Ya o ya ben.
Alec conspire à nous séparer depuis le jour où nous nous sommes mariés...
Alec'in yerine birini işe almalısın.
Il faut que tu trouve un remplaçant à Alec.
Alec ve ben üniversiteden beri beraberdik.
Alec et moi étions ensemble depuis le 1er jour d'université.
Alec'in bir üst versiyonu.
Il est Alec deuxième version.
Alec'in ne yaptığını bana bir cümleyle anlat.
Dis-moi en une phrase ce qu'Alec a fait pour toi.
Alec bu şirkete, bir cümleye sığdıramayacağım kadar katkıda bulundu.
Alec a fait bien plus pour cette entreprise que ce que je peux dire en une phrase.
Alec'le bir sürecimiz vardı.
Avec Alec, on avait un processus.
Alec.
- C'était qui? - Alec.
Şöyle ki mutlu olmanı istiyorum ve belki de Alec olmadan veya sadece yeniden dekore eden ve öğle yemeğinde insanları büyüleyen değil de tamamen kötü olmayıp teknoloji işlerinden senin yaratıcılığını ateşleyecek kadar anlayan biri olmadan mutlu olamazsın.
Ce qui se passe c'est que... Je veux que tu sois heureux. Et peut-être que tu ne peux pas être heureux sans Alec mais au moins avec quelqu'un qui n'est pas le Mal incarné et qui comprend que la technologie suffit à faire étinceler ta créativité et qui ne se contente pas de redécorer
Alec tam olarak nerede olduğumu biliyordu.
Alec savait exactement où j'étais.
Bak, Alec. Hiçbir amacım yok.
Ecoute, Alec, je n'ai pas de point de vue.
Ama Alec evlendiğimiz günden beri bizi ayırmak için uğraşıyor, ve sonsuza dek onunla savaşamam.
Mais Alec a essayé par tous les moyens de nous séparer depuis le jour de notre mariage, et je ne vais pas être capable de lui tenir tête éternellement.
Bunun için çok geç, Alec.
C'est trop tard, Alec.
Alec...
Alec...
- Alec Dell.
Alec Dell.
Bu, oda arkadaşım Alec'in motosikleti.
C'est la moto de mon colocataire Alec.
Alec Dell'in cep telefonu konuşmalarına taban karşılaştırması yaptım mesajlar ve gönderilen yerler Astsubay Boxer'ın aksini iddia ediyor.
J'ai fait une grille de comparaison des appels d'Alec Dell avec, de ses textos et localisations avec celles de l'Officier Boxer.
Alec "Bira Hortumu" Dell de üyesiymiş.
Alec "Beer Bong" Dell est un membre.
Sanırım, Alec Dell ve Vijay Chaya arasında bir bağlantı buldum.
Je pense que j'ai trouvé un lien entre Alec Dell et Vijay Chaya.
Hiçbir zaman, bunun Alec Dell'in fikri olduğunu inkar etmedim ama avukatlarım, ona bir şey borçlu olmadığım konusunda garanti verdiler.
J'arrive tout de suite. Je n'ai jamais nié que c'était l'idée d'Alec Dell, mais mes avocats m'ont assuré que je ne lui devais rien.
Alec denen herif beni pek sevmiyor.
Cet Alec ne m'aime pas beaucoup.
Alec denen herif benim kardeşim.
Cet Alec est mon frère.
Jace, Alec'in onun hakkında neler hissettiğini biliyor mu?
Jace sait ce qu'Alec ressent pour lui?
Harika görünmüyor mu Alec?
Elle est canon, Alec, non?
- Alec sana canının yanacağını söyleyip duruyordu.
Alec t'avait prévenu.
Alec'e bir şey olmasını hiç istememiştim.
Je n'ai jamais voulu de mal à Alec.
- Alec gittikçe kötüleşiyor.
Alec va mal.
Adı Alec, Rusça.
Son nom est Oleg.
- Üvey kardeşim Alec.
Mon beau frère, Alec.
Dr. Mallard, Alec Dell'in profilini çıkardı.
Le Dr Mallard a profilé Alec Dell.