Anselmo tradutor Francês
94 parallel translation
Yanınıza iyi bir kılavuz veriyorum, Anselmo adında yaşlı bir adam.
J'ai un bon guide pour vous, un vieil homme nommé Anselmo.
- Ben başarırım, Anselmo.
- Je vais y arriver, Anselmo.
Anselmo!
Anselmo!
Anselmo, yoldan geçen her şeyi yaz.
Anselmo, marque tout ce que tu vois passer sur la route.
Anselmo köprüde çok hareket olduğunu söylüyor.
Anselmo dit qu'il y a du trafic sur le pont.
- Görüşmek üzere, Anselmo.
- À bientôt, Anselmo.
Havaya uçur, Anselmo!
Fais-le sauter, Anselmo!
Dün gece Anselmo'nun Barı'ndan Casino Tiyatrosu'na yolcu götürdün mü?
Hier soir, on vous a appelé du bar Anselmo pour le Casino Theatre?
Anselmo'nun Barı'ndan Casino Tiyatrosu kuru bir gecede 45 sent eder.
De chez Anselmo au Casino Theatre? Ça doit faire dans les 45 cents, ça...
Sanık Scott Henderson bir kadınla beraber olduğunu iddia ediyor! Cinayetin işlediği gece saat 8'i 5 geçe evinden yaklaşık 6.5 km ötedeki Anselmo'nun Barı'ndaymış. Çok zekice!
La défense prétend qu'Henderson était avec une femme au bar Anselmo à 6 km de chez lui, à 20 h 05 la nuit du crime.
Ayrıca sanık sizden 8'i 5 geçe bardaysa karısının öldürüldüğü saatten iki dakika önce apartmanda olmasının mümkün olmadığına inanmanızı istiyor.
La défense veut nous convaincre que s'il était au bar Anselmo à 20 h 05, il ne pouvait être chez lui deux minutes avant, à l'heure où sa femme était tuée.
Kendinizi oldukça ciddiye almıyor musunuz, Bay Anselmo?
Vous vous la pétez pas trop, Mr. Anselmo?
- Anselmo!
- Anselmo!
Seni istiyorum.
Anselmo...
Beni gıdıklıyorsun, Anselmo...
Tu me chatouilles...
Sabırlı ol.
Ne sois pas impatient, Anselmo.
Anselmo.
Anselmo.
Seni bekliyordum, Anselmo.
Anselmo, je t'attendais.
Yapamıyorum, Anselmo.
Je n'en peux plus, Anselmo.
Kızlar, bebeği alın ve Büyükbaba Anselmo'nun bir şeye ihtiyacı var mı, bakın.
Les filles, prenez le bébé... et allez voir si Grand-père Anselmo a besoin de quelque chose.
Anselmo, bu zavallı hayvana ne oldu?
Anselmo, qu'est-il arrivé à cette pauvre bête?
Yaşlı Anselmo, her zaman domatesi getiren ilk kişidir.
Le vieil Anselmo est toujours... le premier à apporter des tomates.
- Sorunlarla yüzleşmiyor.
- L'affaire Anselmo.
- Evrakları teslim ediyor. - Anselmo vakası. - Yapma.
Il n'aime peut-être pas trop la nouvelle mouture de Clair de Lune.
- Ne vakası?
- Ah, l'affaire Anselmo.
- Evet, Anselmo vakası. - Evrakları verip vermediğinizi...
Agnes, d'homme à homme, cette femme s'occupe de ça, ou quoi?
Ya da buradaysan kapalı kapılar ardındasın. Hepsinin kolu var.
Tu sais, je suis toujours sur les traces de cet Anselmo.
Ben hala koşturuyorum, şu Anselmo'yu bulmaya çalışıyorum.
- Il a l'air insaisissable. - Il est difficile à trouver.
San Anselmo'dan eski bir çocukla konuşuyordum. Bana orada dünyanın sonunun geldiğinden bahsettiklerini söyledi.
Un type de San Anselmo m'a dit que là-bas, y a une secte ou un truc du genre.
Ben Anselmo davası ile ilgileneceğim.
Je dois me remettre à travailler sur l'affaire Anselmo.
Bayan Anselmo'yu kandırdık.
Mme Anselmo s'est fait avoir.
İnanamıyorum, ilk gizli görevimde Anselmo davasında çalıştım.
J'y crois pas, pour ma première mission, je travaille sur l'affaire Anselmo.
- Anselmo davasında.
- Oui, sur l'affaire Anselmo.
Bayan Anselmo'yu kandırmak için duşa girdik.
On était sous la douche, pour faire partir Mme Anselmo.
Ve Bayan Anselmo'yu gerçekten kandırdınız.
Et vous avez bien eu Mme Anselmo.
Anselmo Davası asla çözülemedi... ve hala esrarını korumaktadır.
L'affaire Anselmo n'a jamais été résolue... et demeure un mystère.
Merhaba, Bay Anselmo. Benimle görüştüğünüz...
M. Anselmo, merci de bien vouloir...
Benim için ne yapabilirsiniz, Bay Anselmo?
Alors, qu'est-ce que vous pouvez faire?
Teşekkürler, Bay Anselmo. Çok teşekkürler.
Merci, M. Anselmo.
Kahvaltıda Frank Anselmo ile buluşacağım.
Je déjeune avec Frank Anselmo.
Brooklyn'de, Frank Anselmo'nun misafiri olursun.
A Brooklyn, tu es chez Anselmo.
Sanırım Frank Anselmo'yu çok kızdırdım.
Je l'ai envoyé paître.
Olan olay, Frank Anselmo ve oralı dostları.
Anselmo était flanqué de ses copains promoteurs.
Anselmo dedi ki, " Metro durağı yoksa...
- Il a dit : " Pas de métro...
Anselmo'yu şimdilik askıya alabilirdik ama BankExchange'i istiyoruz. İş gerek. O paranın müşterek tasarrufa gitmesi gerek.
L'ennui, c'est qu'on a besoin... de BankExchange... et de ses emplois pour Brooklyn.
Frank Anselmo orada olacak.
Anselmo y sera.
Yukarı gelmesini söyle. Onunla lobide görüşmek istiyorum.
Dites à Frank Anselmo que je l'attends dans le hall.
- Anselmo? - Evet, Magda.
- Anselmo?
Bir dakika uğrayıp oturmak ister misin?
Tu veux entrer une minute? Il faudrait vraiment que j'avance sur l'affaire Anselmo.
Şu Anselmo olayında yapmam gereken işler var aslında.
Mais, oui, j'ai une minute.
George Frank Anselmo içeride.
George!