Arcade tradutor Francês
261 parallel translation
bir sürü insan beraber durur burda. bir saniye bekle!
Il y en a des jeunes à Porta Portese, sous l'arcade!
Nelson sol kaşını açtı. - Kanıyor.
L'arcade sourcilière de Stoker saigne.
Driscoll yaralandı! Sağ gözünde çok kötü bir yara var.
Driscoll est coupé à l'arcade!
Arcade'de indir beni.
Déposez-moi devant l'Arcade.
Arcade otel.
L'Arcade.
Şuna baksana şimdiden sol kaşı açıldı!
Il s'est pété l'arcade sourcilière!
Ken sağını düşürmez sol direk çıkarsa ve rakibine saldırırsa üçüncü rauntta kaşını patlatır altıncı rauntta Wilcox'u yere serer.
Je crois que si Ken utilise bien sa droite, travaille son jab gauche et qu'il se bat bien, il devrait lui ouvrir une arcade au troisième et mettre Wilcox au tapis dès le sixième round.
Buradan 160 kilometre ötedeki 50 metrelik Beauvais tonozu yıkıldı.
Bien, l ´ arcade de 150 pieds à Beauvais, à moins de 100 milles d'ici, s'est effondrée. VERDl : Requiem
Ancak Reims katedralindeki 40 metrelik bu tonoz ayakta kalabildi.
mais l ´ arcade de 125 pieds ici à Reims a tenue.
Ama onun gibisini görmedim hiç bir salonda.
Mais je n'en ai jamais vu de comme lui dans aucune arcade
Benimle Çarşı'ya gel.
Viens avec moi à Arcade.
Çarşı'dayken seni öldürülmen için götürüyordum.
Quand nous étions à Arcade, je t'emmenais te faire tuer.
Çarşı'ya döneceğim.
On retourne à Arcade.
- 7, 9 ve Çarşı Devriyesi.
- 7, 9 et la patrouille Arcade.
Eğer birisinin elmacık kemiğinin üst kısmında görünür bir kontüzyonu varsa bu kişinin nesi vardır?
Pour dix points, de quoi souffrirait un homme qui aurait une contusion en haut de l'arcade zygomatique?
Bu nerdeyse eski atari kollarına benziyor.
C'est le même principe que le jeu d'arcade.
Üçüncü kemerin arkasında.
Derriére la troisième arcade.
Ping-Pong batı oyun salanunda. softball Doğudaki oyun salonunda.
Flipper sous l'arcade ouest, base-ball sur le terrain est.
7-Eleven'da.
À l'arcade.
- Gözümün üstünde kesik vardı.
Mon arcade était ouverte.
Buraya - bunun üstüne -
Où? Sur l'arcade?
Oyun salonu yerle bir oldu.
L'Arcade est en miettes.
Bunun gibi olan bir başka dehlize 1 km sonra da denize açılıyor.
Il mène à une autre arcade comme celle-ci, qui finira dans l'océan.
Bir pasajda.
- Aux jeux d'arcade.
"George Sokağının üzerinde camdan bir kemer sence nasıl olur? " Ya da yuvarlak rıhtımda küçük bir piramide ne dersin?
Que pensez-vous d'une arcade en verre couvrant la rue George... ou d'une petite pyramide de verre pour le quai circulaire?
Geniş alın çıkıntısı homo-erektusa işaret ediyor, ama o zaman köpek dişleri olurdu.
L'arcade sourcilière évoque l'homo erectus mais ils n'ont pas de canines.
Australopithecus olabilirler ama alın çıkıntısı daha az belirgin olmalıydı.
Peut-être des australopithèques, mais l'arcade serait moins proéminente.
Kaş çıkıntısındaki şişkinliği görüyor musunuz?
Vous remarquez le gonflement de l'arcade sourcilière?
Kaşı açıldı mı, göremiyorum.
A-t-il l'arcade ouverte?
O dairesel şişlik, o prognatik çene yapısı.
La même arcade sourcilière et le même prognathisme.
Quark'ın Barı'nın, Grill, Oyun Salonu ve Holosuit Salonu'nun mal sahibi olduğum yıllar boyunca, bu kadar parlak bir çalışan performansı hiç görmedim.
Dans ma longue vie de patron de bar, grill et arcade de holosuites, je n'ai jamais eu d'employée aux états de service aussi élogieux.
Tek bildiğim kardeşimin bana söyledikleri, bu çocuk caddenin karşısında dururken alarm sitemini kapatmış. Sihir gibi bir şey.
Mon frère m'a dit que comme par magie, il a désactivé l'alarme de l'arcade, en face, et les a fait entrer.
Pasaja girmiştin, değil mi?
Tu l'as fait pour l'arcade, non?
Şey, güvenlik kameraları parkta bir arabayı görüntülemiş arka koltukta bir çocukla tanımı geçende bir pasajda çekilen bu fotoğrafla uyuşuyor, birkaç çocuk aynı şekilde içeri girmişlerdi.
Les caméras de surveillance ont filmé une voiture dans le parking avec, sur le siège arrière, un garçon dont la photo fut prise il y a 8 jours dans une arcade où des gamins sont entrés de la même façon.
Sonra bu gücü kullandı nerdeyse pasajda yakalanacaktı ve şimdi de bu.
Ensuite, il l'utilise pour l'arcade et ça, maintenant.
Danny pasajda Max'le birlikte miydi?
C'est Danny, l'ami qui était avec Max dans l'arcade?
Demek kendi sanal arcade oyun salonunuz var, ha?
Vous avez vos propres jeux virtuels.
Hunters, Burlington Arcade.
Hunters, Burlington Arcade.
- Sağ gözünün üstü kesilmiş. İdman boksörünün dirseği mi ne gelmiş.
Il a eu l'arcade sourcilière droite éclatée à l'entrainement.
The part I enjoyed most about this movie was all the time Scooby and I got to spend at the arcade.
Mon passage prefere du film... a ete tout Ie temps qu'on a passe dans Ia salle de jeux.
Kurbanın elmacık kemiğinin iki yerinde üçlü kırık var. Göz tabanında da bir kırık var.
Il y a une fracture tripode de l'arcade zygomatique à 2 endroits et une fracture du plancher orbital.
Girip çıkmış. Kurşun elmacık kemiğini delip sağ şakaktan çıkmış.
La balle a perforé le crâne, entre l'arcade zygomatique et la tempe droite.
Dr. Lewis, CT'de elmacık kavisi fraktürü çıktı.
Melena en 5. Le scan montre une fracture non déplacée de l'arcade zygomatique.
Bilgisayar-atari salonları olmasa bile mi?
- Oui! Même sans les jeux d'arcade?
Atari oyunlarında harikayımdır.
Je suis fort en salle d'arcade!
Atari oyunu çok daha kolaydı!
En salle d'arcade, c'était plus facile!
Şanslısın koçum. İşin bitmek üzere.
Il est sérieusement blessé à l'arcade sourcilière.
Bu kemerde bir güç kaynağı var.
Il y a une source d'énergie dans cette arcade.
Yürüyüş yolunun karşısında bir kızla konuşuyor.
Il est derrière l'arcade à discuter avec une fille.
Tongchai'ın dediğine göre küçük Mam her gün alışveriş merkezinde oyun oynarmış.
D'après Tonshaï, petite Mam joue tous les jours aux jeux d'arcade.
bu kemerin altında birlikteydiniz!
Il était avec vous, sous l'arcade!