English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Arsenik

Arsenik tradutor Francês

205 parallel translation
İlk aklıma geleni söyledim. Mesela, arsenik.
J'utiliserais un poison connu comme l'arsenic.
Bir mermi üzerindeki balistik izlerinden, arsenik kalıntısından... ve saçınızın küçücük bir parçasından kimliğiniz tespit edilebildiği sürece...
Le moindre indice peut les trahir.
Bana öyle geliyor ki kalıntı bırakmayan arsenik şimdiye kadar keşfedilmiştir.
Il doit y avoir des poisons qui ne laissent aucune trace.
Dört litre mürver şarabının içine... bir çay kaşığı arsenik... yarım kaşık da kargabüken özü koyuyorum. Bir çimdik de siyanür ekliyorum.
A 4 litres de vin de mûres... j'ajoute une cuillerée d'arsenic, un peu de strychnine... et une pincée de cyanure.
Evet, öyle. "Arsenik" in "a" sı. Anladınız mı?
"A" comme arsenic.
Şekerde yüzde 60 oranında arsenik bulundu.
Au sucre, s'ajoutait 60 % d'arsenic.
Saf arsenik.
De l'arsenic pur.
- Arsenik içeriyorlar mıydı?
- Contenant de l'arsenic?
Roy, Arsenik Annie'ye güvenmemeliydi, biliyordum.
Roy n'aurait pas dû faire confiance à Annie Arsenic.
Bayan Allison 80'lik babasının kremasına arsenik katıp öldürmeye çalışırken yakalanmış.
Ils ont pincé Mme Allison au moment où elle mettait de l'arsenic dans le lait de son père.
Merhaba. Süt ve arsenik zamanın gelmedi mi sevgilim?
Ce n'est pas l'heure de ton lait à l'arsenic, chérie?
İçi arsenik dolu bir kurabiye gibisin.
Tu es venimeux.
Tabii, viskideki arsenik.
Oui, de l'arsenic sur des glaçons.
- Cıva, sülfür, arsenik.
- Mercure, soufre, arsenic?
Arsenik zehirlenmesinden kuşkulanır gibi sorular sormuşsunuz.
Il dit que vous l'avez interrogé comme s'il avait été empoisonné.
Klasik arsenik zehirlenmesinde görülmesi muhtemel kronik gastrik sorun yoktu.
Il n'y avait aucun symptôme d'un empoisonnement classique à l'arsenic.
Laboratuar köride arsenik buldu.
Ils ont trouvé de l'arsenic dans le curry.
Körime arsenik katmayı planladınız, bunu asla affedemem, ve etkileriyle ilgilenmenizin isteneceğini biliyordunuz.
Vous avez mis de l'arsenic dans mon curry, ce que je ne vous pardonne pas, en sachant qu'on vous appellerait pour traiter tout le monde.
Bence arsenik.
l'Arsenic, je dirais.
Bir göz kırpması ve de çorbada arsenik.
Les yeux doux et l'arsenic dans la soupe.
Tatlılarına arsenik koyup, 6 kocasını tahtalı köye gönderen kadın mesela.
Elle a tué six époux en mettant de l'arsenic dans leur dessert.
Ne? Kendisini bir gün sonra öldüren aşçı Kihei babanızın yemeğine üç gün boyunca arsenik koymuş.
Kihei, le goûteur qui s'est tué l'autre jour... a mis de l'arsenic dans la nourriture de votre père trois jours durant.
Neden arsenik ya da striknin değil?
Pourquoi pas l'arsenic ou la strychnine?
Arsenik zehirlenmesinden ölmüş.
Il est mort empoisonné.
Arsenik.
De l'arsenic.
Arsenik uyguladığınız çok durum var mı Rahip Severinus?
Avez-vous, dans de nombreux cas... recours à l'arsenic, Frère Severin?
Arsenik, siyanür. Siya... Arsenik.
"Arsenic, cyanure" - - cyan--arsenic.
Selenyum, titanyum, arsenik.
sélénium, titane, arsenic.
Ardından Barones'in düşüşünü gören çoban çocuk arsenik zehirlenmesinen niçin öldü?
Alors pourquoi le jeune berger qui a été témoin de sa chute est-il mort, empoisonné à l'arsenic?
- Arsenik?
- De l'arsenic?
Bir arsenik karışımı.
Une mixture d'arsenic.
Arsenik yüzünden öldü, yani bir suikast.
On l'a tué à l'arsenic, un agent de conservation.
Hey, Schibetta, Bugün yemekte Arsenik var.
Scibetta, le plat du jour, c'est l'arsenic!
Bunlar siyanür ya da arsenik kadar tehlikelidir.
Ils sont aussi mortels que le cyanure ou l'arsenic.
Orada hiç ağıotu var mı? Arsenik, çabuk öldürecek bir şey.
Ou de l'arsenic, tant que ça agit rapidement.
Bu Talaka, diğer adıyla sarı arsenik öksürük, soğuk algınlığı
Cela s'appelle Talaka ou arsenic jaune.
İşlenip sarı arsenik ve 3 madde ile birleşip bu kabın içinde pişirilmeden önce
Il y a trois jours, il y a eu de l'arsenic jaune et d'autres choses dans ce pot qui a été chauffé après assèchement.
Buraya iniyoruz ve bizim zehrimizi buluyoruz : Arsenik.
On descend et on trouve notre poison, l'arsenic.
Arsenik bizi öldürüyorsa, bu da onları öldürebilir.
Ca pourrait être leur arsenic.
Arsenik kalıntısı buldum.
Il y a des traces d'arsenic.
Sinirleri öldürmek için arsenik kullanmak Rusya'dan Doğu Bloğu'na sıçrayan bir adettir.
C'était utilisé pour les dents en Russie puis dans le Bloc de l'Est.
Arsenik kalıntısı buldum.
Lequel, alors?
Sinirleri öldürmek için arsenik kullanmak Rusya'dan Doğu Bloğu'na sıçrayan bir adettir.
Numéro 5, je suis sûr.
Hayır, muhtemelen biber ile bezenmiş, ya da... Arsenik...
Non, tu as dû le saupoudrer de poivre ou d'arsenic.
Arsenik, saç dökülmesine ve deride sararmaya yol açar. Siyanürün, acı badem kokusu vardır.
L'arsenic, qui fait tomber les cheveux et jaunir le teint.
Arsenik ve siyanür.
Arsenic et cyanure.
- Arsenik kullanıyorlar mı? - Sürekli test ediliyoruz.
- Ils nous surveillaient.
ADAMOTU KÖKÜ, BILDIRCIN OTU SUYU, KAVAK YAPRAĞI, ARSENİK, SÜLFÜR, SİYAH MUM, KUTSAL SU, KUTSANMIŞ EKMEK.
Racine de mandragore, sève d'aconite, feuilles de peuplier, arsenic, souffre, chandelles noires, eau bénite profanée hosties consacrées.
Belki de arsenik.
Peut-être de l'arsenic.
- "Damarlarındaki iğneler ve arsenik balıkları gibi- -"
- " " Po! ssons arsén! ques comme requ!
Alanın tamamı arsenik tutma bölgesi olarak belirlendi.
Quelle heure est-il?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]