Arıza tradutor Francês
1,258 parallel translation
- Arıza mı yaptın?
Êtes-vous en panne?
Bir arıza olabilir.
C'était peut-être une défaillance de l'écran.
Olay, gemi üst uzaydan çıkar çıkmaz meydana geldiğinden motorlarda bir arıza olması ihtimali üzerinde duruluyor.
Il s'agirait d'un accident de moteurs... puisque c'est arrivé à leur départ de l'hyperespace.
Belki de motorları arıza yapmıştır ya da rotasından sapmıştır.
Il a pu avoir une panne de propulseur, ou a devié de sa course.
Hâlâ çalışan sistemlerde arıza tespiti yaptım.
J'ai fait un diagnostique général de tous les systèmes qui sont encore opérationnels.
Analizlere göre diğer kriyojenik tüpte bir arıza olmamış.
D'après l'analyse des systèmes, il n'y a aucune défaillance de l'autre caisson cryogénique.
Saptırıcı ızgaralarında arıza var.
Leur vaisseau est endommagé.
Işınlama arızası ve güvenlik yetersizlikleri hakkında anlattıklarınıza inanmazlar.
Ils ne croiront pas un mot de votre histoire de doubles de téléporteur et d'erreurs de contrôle d'identité.
Bok'Nor'un motorlarında patlamaya neden olacak bir arıza bulmaya çalıştım ama yoktu.
J'ai essayé de trouver une défaillance des moteurs, mais sans résultat.
Veri tabanı bilgi çekme programında arıza oluşmuş.
Il y a eu un défaut dans la recherche des programmes.
Yönlendirme sistemindeki bir arıza olmalı.
Ça doit provenir d'un défaut du système de guidage.
Çevresel kontrollerde bir arıza var.
Il y a une panne des systèmes de contrôle de l'environnement.
Anlamadıkları bir deneyi kapatmaya çalıştılar, arıza oldu ve onları öldürdü.
Ils ont arrêté une expérience sans savoir, et ça les a tués.
Elektriksel bir arıza olmuş. Hiç gücümüz yok.
Panne d'électricité dans tout le quartier.
Güvenlik Sistemi'nde arıza var.
On affiche "Quadruple défaillance".
Babanın uzay gemisinde bir arıza oldu ve Ay'a gitmeden geri dönmek zorunda.
Quelque chose s'est cassé sur son vaisseau spatial... Il va faire demi-tour avant même d'arriver à la Lune.
Santral. 12. katta bir arıza bildirmek istiyorum.
Je signale un problème au 12ème.
- Arızalandı. - Arıza-ne?
- Il a un vice de fabrication!
Lanet olsun! Vinçte arıza tespit edildi.
Portique inutilisable.
- Bu Brandon, tam bir arıza.
- Fragilité, ton nom est Brandon.
Bir arıza var.
J'ai une panne.
Sıçrama motorlarında arıza var.
Les moteurs ne fonctionnent pas.
Arıza yaptın.
Vous êtes défaillante.
Bir düğmeyi açıp kapamak gibi çok basit, çok açık, çok kolay bir arıza... olmasını ümit edersiniz.
Les compagnies aiment nous séparer. Devant la classe économique, l'hôtesse ferme un rideau et nous regarde l'air de dire :
Arıza çok büyük.
Les avaries sont trop étendues.
- Arıza var mıymış? - Benim de aklıma ilk bu soru geldi.
Est-ce dû à une défaillance?
Ve dümen kontrolü mükemmel çalışıyor- - herhangi bir arıza görünmüyor.
Tout fonctionne. Il n'y a aucune anomalie.
Güvenlik sisteminin de arıza yaptığını farz edersek, bunun mümkün olabileceğini kabul etmeliyiz.
- Puisque la sécurité est défaillante, - c'est une hypothèse à envisager.
Buradaki holografik projektör de arıza var.
- lci Kim. Mon projecteur holographique est défaillant.
Basit bir arıza olmalı.
- Ils sont peut-être défectueux.
Kaptan, işimiz bitti, ama herhangi bir arıza tespit edemedik.
Tout fonctionne normalement.
Fakat, sanal güvertede program çalışırken meydana gelen kinoplazmik radyasyon sızıntısı yüzünde görüntüleme sisteminde, arıza meydana geldi.
Mais lors de la simulation, le système d'imagerie a été irradié.
Program arıza yaratıyor.
Le programme fonctionne mal.
Bütün bunlar, daha önce yaşadığın tecrübelerden oluşan, hafıza çevriminde ki sanal illüzyonlar. Şu anda arıza yapıyorsun.
C'est une illusion holographique, inspirée de vos circuits mémoriels.
Radyasyon sızıntısı programıma arıza çıkarmaya başladığında, kodlarım ve çevrimlerim bozulduğunda, karşımdakini yerine kendimi koyabilmeye başladım,
L'irradiation a causé la panne de mon programme et la dégradation de mes circuits.
Basit bir, bölgesel arıza olabilir, ama böyle bir şeyi hiç duymadım.
Il ne s'agit peut-être que d'une anomalie localisée.
Araçta mekanik bir arıza da yokmuş.
Et la voiture n'a eu aucune défaillance technique.
Bu alarm sistemindeki bir arıza
C'était une fausse alerte. Une erreur d'un senseur.
Özür dilerim baba. - Evde arıza çıktı da..
Désolé, j'ai eu des ennuis à la maison.
- Ben de öyle. Şu anda geçici bir arıza yaşıyoruz.
Mesdames et messieurs, nous avons un problème momentané.
Sistemde arıza var.
Les instruments fonctionnent mal.
Teknik bir arıza yüzünden... acil iniş yapmak zorundayız. ... on dakikamız var.
Suite à une panne, nous devons faire un atterrissage forcé dans environ dix minutes.
Biz Watty'i arıyoruz. Başımıza gelen bu küçük problemde bize yardımcı olabilir mi görmek istiyoruz.
On cherche Watty pour qu'il nous aide à régler un petit problème.
Romulus'taki ajanlarımıza göre, Arındırılmış Bölgede bir şeyler oluyor özellikle de Devron sisteminde.
Nos agents sur Romulus font état d'événements survenus en Zone Neutre, et particulièrement dans le système Devron.
Arındırılmış Bölgenin kendi tarafımıza 15 Yıldız Gemisi gönderiyorum.
J'envoie 15 vaisseaux stellaires à la frontière de la Zone Neutre.
Hasadı arındırmamıza yardım ettiler.
Ils ont détruit les faucheurs.
Jem'Hadar hakkında sorularınıza cevap arıyorsanız, bu cevapları sizin için bulabilecek kişi benim.
Si vous voulez des réponses sur les Jem'Hadar, je vous les apporterai.
Arındırılmış bölgedeki kolonilere, Kardasyan silahı taşıdığınıza inanıyoruz.
Nous pensons que vous transportez des armes destinées aux colonies.
Katil arıları listeye almamanıza çok şaşırdım.
Je suis surpris que vous n'ayez pas mentionné les abeilles tueuses.
Güdüm sisteminde arıza var.
- Ces mises à feu!
Arıza tespit edildi.
Mauvais fonctionnement.