Asansörde tradutor Francês
895 parallel translation
Asansörde olmayacak.
Il n'y sera plus.
Hadi yukarı gel, asansörde 10. düğmeye bas.
Monte. Appuie sur le 10ème.
Bay H yanìnda D ile asansörde. Bay H yanìnda D ile asansörde.
M. H prend l'ascenseur avec D.
Hâlâ asansörde mi kalıyorsun?
Tu dors dans l'ascenseur?
Asansörde kalıyorum. Sabit bir yeri yok.
Sans domicile... fixe.
Asansörde birisiyle konuşmamıza izin yok.
J'ai la peste? On n'a pas le droit de parler aux gens dans les ascenseurs.
Kalabalık bir asansörde mi?
Dans une église? Dans un ascenseur?
Elbette buna tam bir göçük diyemeyiz, ama bir keresinde bir asansörde kalmıştım. Çalıştığım mağazada, iki kat arasındaydı.
On peut pas appeler ça un éboulement mais j'ai été coincé dans un ascenseur une fois, dans le magasin où je travaillais dans, entre la cave et le sous-sol.
Bir kadın, onlarla asansörde yalnız olmamalı.
Une dame ne reste pas seule avec le porteur.
Asansörde konuşurlarken duydum, "Kıza bakacak biri." dediler.
Je les ai entendus dans l'ascenseur : "Quelqu'un pour garder la petite."
Eğer iş üzerindeysen, ona asansörde ben refakat ederim, Eckstromun istediği şekilde.
Si tu avais été en place, je l'aurai cueilli à l'ascenseur comme prévu.
Eve döndüğümde asansörde yaşayacağım. İnip çıkacağım, inip çıkacağım.
Quand je rentrerai, je vivrai dans un ascenseur.
- Asansörde çimdikledi.
- On m'a pincé les fesses.
Sadece asansörde öğrendiğim küçük bir hile.
Juste un tour que j'ai appris dans l'ascenseur.
Asansörde mi?
Dans l'ascenseur?
Sizde ilk dikkatimi çeken buydu. Asansörde olmanıza rağmen sürekli çiçek takıyorsunuz.
J'ai remarqué, quand vous débutiez, que vous portiez toujours des fleurs.
Her gün asansörde yanında durmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun.
Tu ne sais pas ce que je ressens dans l'ascenseur.
Onunla asansörde karşılaştığımı... hayal ederim. Ondan bir çocuğum olurdu, bir daha onu görmezdim.
Je rêvais que je le rencontrais dans un ascenseur, il me faisait un enfant et je ne le revoyais jamais.
Bir ev var, kadın asansörde kalmış, dediğine göre, salı gününe kadar da kalacakmış.
Il y a une maison, et la femme est coincée dans un ascenseur jusqu'à mardi.
Asansörde kaldım, adresim 1132 Lenko!
Je suis coincée au 1132 Lenko.
Küçük, özel bir asansörde kaldım. 1132 Lenko caddesi. 1132 Lenko caddesi.
Je suis coincée dans un ascenseur privé 1132 Lenko Street.
Bay Quiller'a asansörde eşlik edin. Çıkış yolunu biliyor.
Accompagnez M. Quiller... jusqu'à la porte.
Geçen hafta asansörde kaldım onlarla.
- On est resté coincés dans l'ascenseur.
- Asansörde kaldık yine.
- De rester coincées dans l'ascenseur.
Posteri asansörde mi bırakacaksın?
Vous allez laisser ça dans l'ascenseur?
- Sen de asansörde taşırsın.
- Jusqu'à l'ascenseur alors.
Bir kere asansörde mahsur kaldım da bir daha girmeye cesaret edemiyorum artık.
Une fois, je suis resté coincé dans l'ascenseur... Depuis, je ne le prends plus.
- Görebiliyorum. Polislerle ben aynı asansörde.
Moi et les flics dans le même ascenseur.
Bunu önceden biliyordum... neden bilmem ama... tıpkı, o adamın seni asansörde öldürmeye çalışacağını bildiğim gibi biliyordum.
Je l'ai toujours su. Je ne sais pas pourquoi. Comme maintenant.
- Asansörde buluşuruz.
- Je suis à l'ascenseur.
Öleceğimi sandım, 20 dakika asansörde kaldım.
J'ai cru mourir, je me suis agrippé à l'ascenseur pendant 20 minutes.
Dıştaki asansörde bir gravite frenini devreye soktuk.
Nous allons faire descendre l'ascenseur extérieur sur son système de freinage.
- Asansörde üç kişi vardı.
- Trois types dans l'ascenseur.
Bugün şehir merkezindeki bir otelde Milli Psikiyatri Cemiyetince düzenlenen kongreden sonra ülkenin tanınmış 17 psikiyatristi 45 dakikadan uzun bir süre asansörde mahsur kaldı.
Dans un hôtel du centre... à la suite de la convention de l'Association Psychiatrique... 17 des plus grands psychiatres des Etats-Unis ont été coincés... dans un ascenseur plus de 45 minutes.
Asansörde!
Dans l'ascenseur!
Biliyor musun geçen hafta asansörde Kâhin Sibyl'la karşılaştım.
J'ai croisé Sibyl la Pythie la semaine dernière dans l'ascenseur.
Sizin için bir tane alayım. Sonra asansörde sizi bulurum.
Je vais en chercher un, je vous retrouve à l'ascenseur.
Asansörde biri var.
Il y a une silhouette dans l'ascenseur.
Ulaştım. Asansörde bir gölge olduğunu onun sen olabileceğini ve emin olana kadar büyüteceğini söyledi.
Oui, il a dit qu'il y avait une silhouette dans l'ascenseur, qui pourrait ëtre toi, mais il doit faire un agrandissement.
Asansörde Donald'ın cesedinin yanındaydı.
Elle était dans l'ascenseur, à côté de Donald.
Sence, Donald'ı öldüren kişi sen bodrumdan sızdıktan sonra mı yakaladı onu asansörde?
Tu penses que celui qui a tué Donald l'a coincé dans l'ascenseur... alors que tu étais déjà sorti du sous-sol?
Asansörde.
Dans l'ascenseur.
- Onu asansörde gördüm.
- Je l'ai vu dans l'ascenseur.
- Asansörde kimse yok.
- II n'y a personne.
Öğleyi onun evinde geçirmiş. Evden çıkarken asansörde kadını parçalara ayrılmış.
Elle a passé l'après-midi chez lui... et a été tranchée dans l'ascenseur à sa sortie.
Onunla işini bitirdikten sonra, asansörde bir sapığa rastlar.
Quand elle a terminé avec lui... elle a rencontré un type bizarre dans l'ascenseur.
Sana söyledim, asansörde sarışın bir kadın vardı.
Je vous ai dit qu'il y avait une blonde...
Doktor, asansörde ölene dek doğranan kadınla ilgili haberi okudunuz mu?
Pourquoi l'aurait-elle volé? Vous avez lu concernant la femme qui a été tailladée à mort?
Biri bombayla birlikte hala asansörde.
L'un d'eux est à l'intérieur avec la bombe.
- Asansörde.
Dans l'ascenseur.
Bomba hala asansörde mi?
La bombe est toujours là-dedans?