Ata tradutor Francês
2,027 parallel translation
- Evet, ata sarılı olarak.
- Y a autre chose à l'intérieur.
Zorda kalırsan hangi ata binersin?
Chacun pousse de son côté. Vous choisiriez lequel?
Seni ata bağlamak bile istemedi.
Elle n'a même pas pu t'attacher sur le cheval.
KTA'nın, yani Kadim Teknolojileri Aktivasyonunun sürekli olan tek bir genle olduğuna inanıyoruz.
Nous croyons que l'ATA, ou Activation de la Technologie des Anciens, est causée par un seul gène qui est toujours actif.
şey, o bir bebek taşıdığından beri, onu kızların ve çocukların seveceği bir yere götürmeyi düşünüyordum, o yüzden randevuya lunaparkla başlamanın iyi olacağını düşündüm ve "Yıldırım kırbacı" na binebiliriz diye onu ata binmeye götüreceğim, ve sonra biz daha samimi olacağız
Et bien, comme elle va avoir un bébé, je me suis dit que j'allais l'emmener à un endroit que les enfants et les filles aiment, Alors je me suis dit qu'on irait dans un parc d'attractions, et qu'on essaierait un grand-8, le "fouet d'éclairs". Et ensuite, je vais l'emmener en ballade à cheval jusqu'à cette magnifique vue, et on va s'installer confortablement et boire un petit peu de breuvage.
Dostum gerçekten olabilecek bir şey için endişelenmelisin, bir ata kendini kelepçelemek gibi.
Inquiète-toi pour des choses possibles. Te menotter à un cheval, par exemple.
Aşık olduğu kız mı? Beyaz bir ata biniyor ve pembe bir kaskı var.
La fille dont il est amoureux monte un cheval blanc avec une bombe rose.
Üzerinde at gübresi ve bir ata ait ayak izi bulmuşlar.
Il y avait du crottin de cheval et de la nourriture pour chevaux.
Onları ata yurtlarından çıkardık.
Nous les avons chassés de leurs foyers ancestraux.
Dört ata sekiz tüfek.
Huit mousquets contre quatre poneys.
Sekiz tüfek. Dört ata.
Huit musawacon contre quatre shocawaka.
Ata Ruh'a sadık kalmamız için ısrar ettim.
J'ai insisté pour que nous restions fidèles à l'Esprit des Anciens.
Unutma, bir kadın ata benzer.
Une femme, c'est comme un cheval.
Affedersin ama, kadın ata falan benzemez.
Une femme n'est pas un cheval.
Daha önce hiç ata binmedin mi?
Tu n'es jamais montée à cheval? - Non.
İmkân varken ata binmeyi öğrenmemek bir bayan kovboy için dezavantaj olabilir.
Vaut mieux savoir monter à cheval pour une cow-girl. Tu veux essayer?
Son yarış bitmeden hangi ata oynaması gerektiğini bilecek.
Elle saura sur quel cheval gager avant que la derniére course soit gagnée.
Siz çocuklar yanlış ata binmemişsiniz, anlaşılan.
Vous avez misé sur le gagnant.
Olur! Derhal bu ata binin şimdi!
Ramenez vos fesses sur le cheval, fissa!
"Derhal bu ata binin şimdi."
"Ramenez vos fesses sur ce cheval."
Size kovboyun mavi bir ata bindiğini söylemeyi unuttum. "
"Je reprends, j'ai pas dit que le cheval est bleu." Putain!
Beş yaşımdan beri ata biniyorum.
Je monte depuis que j'ai 5 ans.
Babam bırak yarışmayı ata binmemi bile istemiyor.
Papa ne veut pas que je monte, alors la course...
Başlamak için yalnızca bir kaç ata ihtiyacımız var.
Il nous faut juste quelques chevaux pour commencer.
Şimdilik, elimdeki yeterli değil... ama böyle bir kasabada birden şansınız dönebilir ve sonra... bir sabah kalkıp tüm paramı bir ata oynamayı... düşünüyorum.
Je n'ai pas assez, mais ici, la chance peut vous sourire... Je rêve, un beau matin, de retirer tous mes dollars, et de les parier sur un cheval.
Evet, ata bin bebeğim! Atı sür!
Chevauche-moi, chérie!
Biliyor musun, itiraf etmeliyim. Ata çok iyi biniyorsun.
Je dois admettre que t'es vraiment doué à cheval.
Chris'in buraya ilk kez geldiğinde ata binmekte ne kadar eziyet çektiğini hatırlıyor musunuz?
Tu te rappelles comme Chris craignait de monter à cheval, au début?
Korkarım yarın ben ata binemeyeceğim.
Je monterai pas à cheval demain.
Hep yanlış ata oynarlar.
Ils perdent toujours.
Ya bizim ata oynarlarsa?
S'ils misent comme nous?
Ben ata kulak veriyorum.
Je suis à l'écoute du cheval.
Okumaktan ve ata binmekten.
Lire. Monter à cheval.
- Evet. - Ata mı bindin?
- Tu montes pas à cheval?
- Evet, ata bindim.
Si, je monte à cheval.
Daha önce hiç ata binmemişe benziyordun.
Pourtant, on aurait dit que c'était la première fois. Tu es drôle, tu es charismatique...
Bilmiyorum, ama hep onun nasıl ata bindiğini düşünüyordum.
Je ne sais pas, mais je me suis toujours demandé comment ces hommes pouvaient monter à cheval.
Sana değil, ata sordum.
Je ne te l'ai pas demandé, je demandais à ce cheval.
Başka bir ata ihtiyacı var.
Il lui en faut un autre.
- Yeni bir ata ihtiyacın var, eskisi tepiyor.
- Il t'en faut un autre, le vieux rue.
Ata sürüyormuş gibi yapıyor.
Elle prétend monter à cheval.
Pek çok kadın ata binmekten cinsel bir haz duyuyor.
De nombreuses femmes éprouvent du plaisir à monter à cheval.
Bellboylardan biriyle konuştum ve ata binebileceğimiz bir yer olduğunu söyledi.
J'étais en train de parler à l'un des grooms Et il a dit qu'il y avait un endroit pas très loin
Ata binmeye gidelim diyordum.
Je disais que nous pourrions faire de l'équitation.
Bir kere bir ata kafa attım.
J'ai mis un coup de boule à un cheval, une fois.
Böyle gidemezdim sonuçta. Göğsümü şişirdim ve "Bu ata bineceğim" dedim. Ata bindim ve...
Je veux pas avoir l'air d'une mauviette, alors je gonfle le torse, et je me lance.
Enerjik birine tamam demek ata zamk demek gibidir.
Dire d'accord à un mec motivé, c'est comme cravacher un cheval.
Bununla hançerlersek, küçük piçimiz çığlık ata ata cehennemi boylayacaktır.
Un seul coup avec ça et on renvoie ce petit salaud hurler en enfer.
Üç ata 500. Kazanan, Seminal Uprising.
Victoire de Seminal Uprising.
Ata binmek, içki alemleri falan gibi mi?
Brighton et Hove, plutôt.
Ata biner misiniz?
Vous faites du cheval?