Ayağa kalktı tradutor Francês
474 parallel translation
Gün geldi, dört ayaklılar, ayağa kalktı.
où les créatures à quatre pattes se sont mises à marcher debout.
Adam ayağa kalktı ve mızrağını uzattı Kızılderili de onun üzerine geldi.
Adam s'est levé. Il a pris sa lance et l'Indien s'est avancé.
Ayağa kalktı, masanın etrafını dolaştı ve önümde durdu.
Il se leva aussi et vint à ma rencontre.
- Demek ayağa kalktınız.
- Ainsi, vous êtes debout.
Gözleri üzerimde, ayağa kalktı.
Elle est restée les yeux fixés sur moi.
Ayağa kalktı!
Il est debout!
İnanmayacaksınız ama çocuk yürüdü. Ayağa kalktı ve yürüdü.
Vous n'allez pas le croire, mais la petite s'est levée et a marché.
Küçük kız ayağa kalktı ve yürüdü, gerçekten ayağa kalktı ve yürüdü.
La petite Marsh s'est levée et a marché, c'est la vérité.
Kasları çok zayıf, ama ayağa kalktı ve bir iki adım attı.
Ces muscles sont trop faibles, mais elle a bien fait quelques pas.
Geri dönecektim ama ayağa kalktı ve başka bir sokağa kaçtı.
J'allais reculer, mais il s'est levé et il a fuit par une autre rue.
Tekrar ayağa kalktığımda bütün para gitmişti.
Quand j'ai ete sur pieds, l'argent etait parti.
Tekrar ayağa kalktığında sen ve ben dost olmalıyız, Dixon.
On devrait bien s'entendre quand vous serez rétabli.
Kız sana gelmek için ayağa kalktığında tahminen orada mı sendeledi?
Lorsque la jeune femme a commencé à s'approcher de vous, a-t-elle perdu l'équilibre à cet endroit?
Sanırım o da, kendi başına etrafı gözetleyen kişiyi bekliyordu çünkü aniden ayağa kalktı ve kaçmaya başladı.
Il devait être à l'affût du rôdeur lui-même, parce que il s'est relevé tout d'un coup et s'est mis à courir.
Onun beşikten ayağa kalktığından beri sirkten başka düşündüğü bir şey yoktur.
Depuis qu'il est sorti de son berceau, il ne pense qu'à ça.
Sonra ayağa kalktı ve masanın kenarından yürüyerek bana doğru sokuldu.
Puis, il... s'est levé, a fait le tour du bureau pour venir vers moi.
Hazreti İsa bugün ayağa kalktı "
Jésus Christ est ressuscité aujourd'hui. "
# Hazreti İsa bugün ayağa kalktı.
Jésus Christ est ressuscité aujourd'hui
Ama tekrar ayağa kalktığında, bekliyor olacağım.
Mais, tachez pas de vous relever, parce que vous me trouverez sur votre chemin.
Ayağa kalktığımda, tarlada çalışmayacağım.
Quand je sortirai, ce ne sera pas pour aller derrière une charrue.
Sanırım insanoğlu ayağa kalktığından beri ilk defa Verne uzay ve hızla ilgileniyordu.
Depuis que l'homme est bipède, il est fasciné par l'espace et la vitesse,
Ayağa kalktı.
Il se relève.
Hepimize birer kahve vermişlerdi. Sonra geminin limandan ayrılacağı duyuruldu. Hepimiz ayağa kalktık ve fincanları sağ tarafımıza bıraktık.
Elles nous ont distribué du cafè, puis on nous a dit d'embarquer et on s'est tous baissès pour poser la tasse près de notre pied droit.
Bu yüzden ben ayağa kalktım ve evlilik teklif ettim.
Alors, je lui ai proposé qu'on se marie...
Kölelerin başlarını topraktan kaldırdıklarını görmek... diz çöktükleri yerden ayağa kalktıklarını görmek... dudaklarında bir şarkıyla... dimdik ayakta... haykırarak... dağlarda koştuklarını duymak... ovalarda şarkılar söylediklerini duymak.
De voir des esclaves relever la tête... de les voir se tenir debout... la tête haute... une chanson aux lèvres... de les entendre... prendre la montagne d'assaut en criant... de les entendre chanter dans la plaine.
Ayağa kalktığımı hatırlamıyorum.
Je me rappelle seulement m'être relevé.
- Ayağa kalktım.
Je me lève.
Sabaha bunu konuşacağız. Kendine gelip ayağa kalktığında.
On parlera demain matin, quand tu auras retrouvé tes esprits.
.. beni yargıç sanıp ayağa kalktılar.
La 1 ère fois, j'ai bénéficié d'égards :
Neden ayağa kalktın?
Pourquoi vous levez-vous?
Ayağa kalktığını görmek ne güzel.
- On fait une petite pause?
Bir kere onun için ayağa kalktın.
Tu l'as défendue un jour.
" Ruhlarımız sapasağlam ayağa kalktığında,
" Lorsque nos deux âmes se dressent
Onu gösteren işaretinizle mi, yoksa benim sorumla mı ayağa kalktı?
S'est-elle levée par réflexe, ou parce qu'elle a compris ma question?
Şey Bay Crowder o sırada ayağa kalktı ve tam göğsünden vuruldu ve sırt üstü yere düştü.
Eh bien... M. Crowder s'est mis debout et il a été touché en pleine poitrine... et il est tombé en arrière par terre.
Hiçbir sorunu yok. Bu sabah başağrısı ya da başka bir şikeyeti olmadan ayağa kalktı.
Ce matin, il s'est réveillé sans maux de tête.
- Ayağa kalktığım gibi oturmasını da bilirim, tamam mı?
- Je me suis levé seul. Je peux m'asseoir seul.
Hop, ayağa kalktık!
Le voilà debout.
Bogdanski sersemlemiş durumda ama ayağa kalktı.
Bogdanski titube, mais il est debout sur ses pieds.
Bunu söylemesi güç. Sanki biri ayağa kalktı ve sıradan çıktı...
Je crois que. quelqu'un s'est levé et a quitté le rang...
Adam da kayıplara karıştı. Ayağa kalktım ve mantomda 25.000 liret buldum.
L'homme disparut, je me relevai et trouvai 25000 lires dans mon manteau.
Ama ayağa kalktı. Kaldırıma çıktı ve bağırdı ;
Bien que blessé, il se lève, et se met à hurler sur le trottoir :
Ayağa kalktı, herkese gülerek baktı.
Il s'est relevé, il a regardé tout le monde en rigolant.
Ayağa kalktılar ve beni coşkuyla alkışladılar.
Il s'est levé et m'a ovationné.
21 inçlik ekranınızda ayağa kalktınız Amerika ve demokrasi hakkında nutuk çektiniz.
Vous êtes sur un écran de 53 cm et hurlez à propos de l'Amérique et de la démocratie.
Anne, inek ayağa kalktı!
Maman, la vache est debout!
Madem ki ayağa kalktın yemek yapabilirsin.
Tu marches, tu fais à manger.
Evet, bayıldı. Ama ayağa kalktı, değil mi?
D'accord, il s'est évanoui.
Ama 10 gün sonra ayağa kalktı.
Il est resté dix jours dans le coma.
Yanında mübaşir olduğu için ayağa kalktık.
Il y avait un garde avec vous.
Aynı gün, Londra ile Beyaz Saray olayı duydu ve durum tam bir skandala dönüştü. Ortalık ayağa kalktı.
Et ordonna à l'agence responsable de... récupérer cette lettre à tout prix.