Azgın tradutor Francês
1,429 parallel translation
Bütün o iğneli laflarının sebebi azgın dev mi? Yanlış yer.
Toutes les recherches que tu as faites sur le géant à cornes... ce n'est pas la bonne direction.
- Hey. Eğer o zamana kadar azgın bir göçmen bulamazsam, burada kalmayı hak etmiyorumdur.
Si je trouve pas d'immigrée en chaleur d'ici là, je ne mérite pas de rester.
Her düzgün tipli adamı birazıcık kazıdığın zaman altından edepsiz hemşireler ve azgın pon-pon kızlar çıkar.
Au fond, n'importe quel mec clean rêve de vilaines infirmières et de majorettes.
Larry Newman dünyadaki en azgın adamdır. Dünya çapında bir sapıktır.
Larry Newman est l'homme le plus sexy encore en vie, un pervert de premier ordre.
Geçmişlinle ilgili anlattıkların doğruysa, neden azgınlığından sana kötü davranan o alçak herifler faydalandı da benim gibi sana iyi davranan erkekler, seks istedikleri için alay konusu oldu?
Si ce que tu m'as dit sur ton passé est vrai, alors je ne comprends pas pourquoi tous les salauds et les vermines qui t'on si mal traités ont eu le droit de coucher avec toi à leur guise. Considérant le fait que des types comme moi qui te traite assez bien... On se ridiculise à attendre de coucher avec toi.
Neyi? Azgın olduğunu mu?
- Qu'il était en manque.
Dört kat çıktık, dar koridordan geçtik... ... azgın bir pitbull atlattık. Ama bu son metre en zorlu kısım.
On s'est tapé quatre étages, un couloir étroit et un pitbull enragé, mais les derniers mètres sont délicats.
Arkadaşlığını yokedebilir veya cinsellikle beslenebilirsin azgın ev kadınıyla birlikte olarak.
Soit vous détruisez votre amitié et comblez votre appétit sexuel en baisant la femme au foyer excitée.
Korkmam, cehennemin en kızgın, en azgın adı olsun isterse adın.
Non, quand tu t'appellerais d'un nom plus brûlant que tous ceux de l'enfer.
Siz yalnız ve azgın heriflere, Elizabeth ve beşkardeşiyle aşk yapmaya hayır diyemeyenlere şunu söyleyeceğim.
Et bien à vous tous, sexy célibataires solitaires avec personne d'autre que Rosie Paume et ses cinq sœurs pour vous aimer, je dis ceci.
Azgın çocuk.
Petit cochon!
Arsız değil, "Azgın."
Ce n'est pas un bagage, mais un Bigage.
Yani, eğer azgın bakire kızlar seks için kıvranıyorlarsa, ozaman bende onları ava çıkıcam.
Donc je me suis dit, si des jolies vierges meurent d'envie de voir du sex, alors à la chasse aux jolies vierges j'irai!
Evet, açsın, onaylandı. Azgınsın, onaylandı.
Affamé, excité...
Sen azgın bir aygırsın, hoş çocuk.
Tu es vraiment un bel étalon.
Ağzından çıkan azgın bencillik dolu... "azgın" 13 puan, "bencillik" 14 puan...
Tu sais que tu es un vrai monstre d'égoïsme? Monstre, neuf points.
At gibi azgın biri olmalı.
Il a intérêt à être bien monté.
Azgın yerlilerin sonuncusunu görüyorsunuz.
Voici le dernier des sauvages ennemis.
Azgın bir aygır gibiydi.
Il m'a pilonnée comme un colvert.
"Bazı insanlar azgın zinanın, depremlere sebep verebileceği ihtimalinden bahsetmişti."
"Selon certains, " l'adultère pourrait causer "des tremblements de terre."
Azgın köpekler her yerde.
Les chiens en rut sont partout.
Hayır, ben yalnızca Sylvia Stickles'ım. Ben kafası incinmiş azgın bir kadınım.
Je suis Sylvia Stickles, une femme en chaleur ayant eu un choc à la tête...
- Azgın bir kurbağaydı.
C'est un crapaud qui a la trique!
Sorun ne, biliyor musun? Sonu kaçınılmazcasına ölüm olan bir azgınlık dönemi sandım bunu.
Mais c'était un tunnel qui débouchait inévitablement sur la mort.
Neden bu kadar azgın?
Pourquoi est-il si excité?
- Azgın değil misin?
- T'es pas excitée?
- Azgın bakışlarını kızlarımızdan çek.
- Garde ta lubricité pour les autres.
Haydi azgınım benim. İşimiz var.
Magne-toi l'étalon, j'ai pas que ça à foutre!
Jane! Seni azgın kız!
Jane, coquine!
Tanrı azgın, şişman, kısa adamlara da karşı.
Ils sont contre les petits garçons dodus et lubriques.
"Mahremiyetinin tadını çıkarırdı." Azgın travesti.
Jaloux de sa vie privée " : folle tordue.
Siz ikiniz bu iş için fazla azgınsınız.
Et avec vos envies...
Konuşana bak! Asıl azgın olan sensin!
T'es encore pire que nous deux.
- Azgın mısın?
- Tu mouilles?
Seni azgın başbelası!
Espèce de sac à merde irrespectueux.
Azgın sarışınları severim.
Ça me fait craquer moi, les belles blondes aux joues roses.
Azgın ev arkadaşımı yardım etsin diye aldılar.
S'ils n'ont pas mon aide, ce sera à mon excité de copain de le faire.
Beni öldürürsen, dışarıda azgın köpekler gibi bekleyen adamları ne yapacaksın?
- Fais-le et y a une bande de chiens enragés qui va se retrouver sans maître.
Seni azgın domuz!
Espèce de petit vicieux!
Şimdi gerçek çaba görmek istiyorum, seni azgın domuz.
Maintenant je veux voir des vrais efforts. Espèce de petit vicieux.
Ne kadar azgındınız!
Vous êtes très forts en la matière!
Ayrıca, vakit ne kadar geçse, o kadar azgın oluyorum.
Plus je suis excité, plus je baise!
Savaş zamanın başlangıcından beri azgın olmuştur neden budur.
C'est pourquoi cette bataille fait rage depuis l'aube des temps.
Anlaşma şöyle, seni küçük azgın köpek.
Bon écoute, espèce de cabot en rut.
Azgın bir mahkûmu hücresine götürmek zorunda kaldım.
J'ai dû raccompagner un détenu agité à sa cellule.
Bu iyi oldu. Çünkü bu azgın Avrupalı erkekleri ne kadar kendimden uzak tutabilirim bilmiyorum. - Efendim?
Notre dernière étape, et tant mieux, parce que je ne sais pas combien de temps je vais pouvoir tenir éloigné ces européens émoustillés
Kendine iyi bak. Ve o İtalyan erkeklerine dikkat et. Özellikle de azgın olanlarına.
Super, bon, prends soin de toi, et fais attention à ces Italiens, surtout les émoustillés
Azgın Boğa'daki gibiydi.
On se serait cru dans Raging Bull.
1 tonluk azgın bir boğayı dizginlemeyi bilen... ve hayvana patronun kim olduğunu gösteren bir adam.
Un homme qui sache comment mater un taureau énervé de 400 kilos... et qui montre à la bête qui est le maître.
Bu, geniş çöl düzlüklerini yürüyerek geçmek, azgın sularda rafting yapmak.
Il faut marcher dans le désert, voyager en radeau précaire...
Evet, devasa azgın bir bebek gibi.
On dirait un bébé géant en rut.