Açabilirsin tradutor Francês
472 parallel translation
İstersen müziği açabilirsin.
Mettez de la musique si vous voulez.
Çerez parası kazandığın tezgâhtan oldun ama şimdi 5. caddede dükkân açabilirsin.
Tu perds ta boutique, tu peux voir grand.
Havasız kalırsan da pencereyi açabilirsin.
Si tu as froid, remonte la vitre.
Buraya kadar gelmişken bu kapıyı açabilirsin.
Peut-être comme vous êtes ici, pourriez vous ouvrir cette porte pour moi?
Tamam, şimdi açabilirsin.
Maintenant, c'est bon.
- düğmeleri açabilirsin.
- on peut la porter ouverte.
Artık açabilirsin Tanya.
Vous pouvez ouvrir maintenant.
ona açabilirsin.
Demande à Akiko.
Radyoyu açabilirsin.
Tu peux rallumer la radio.
Tamam, şimdi açabilirsin.
Ça y est, tu peux regarder.
Çamaşırhane açabilirsin.
Vous pourriez être blanchisseuse.
Bununla bir vücudu kutunun kapağını kaldırır gibi açabilirsin.
Nous ouvrons le corps comme une boîte munie d'un couvercle.
Bakıcı, Bay Kroll'un kemerlerini açabilirsin.
Infirmier, défaites les liens de M. Kroll.
- Ama açabilirsin.
- Mais... ça peut ouvrir.
Sesi sonuna kadar açabilirsin.
Tu peux augmenter le volume.
Diğer gözünü de açabilirsin artık, kahveyi hazırladım.
Tu peux ouvrir l'autre œil, j'ai préparé le café.
Şimdi şarabı açabilirsin, Havershaw.
Vous pouvez ouvrir le champagne, Havershaw.
Açabilirsin.
II est parti.
Böyle açabilirsin. Dördünü de.
Tu ouvres à fond.
Şampanyayı açabilirsin ama sırf benim için değil.
Débouche le champagne mais tu en bois avec moi.
Telefon açabilirsin.
Téléphone-lui.
Ona karşı dava açabilirsin.
Vous attaquerez Hedy Lamarr.
Şu sıralar, tartışmaya yol açabilirsin.
Pour l'instant tu es trop "célèbre".
yine de benim için bir kapı açabilirsin.
Vous pourriez m'ouvrir la porte, remarquez.
GAZETE'ye karşı hakaret davası açabilirsin.
Tu peux toujours porter plainte en ton nom contre le "Journal".
Pekâlâ, kime dava açabilirsin?
Qui peux-tu poursuivre en justice?
Tabii açabilirsin, seni koca güzellik abidesi.
Bien sûr, ma toute belle.
Şimdi açabilirsin gözlerini.
Ouvre les yeux.
Sen masayı kurup hoş bir müzik açabilirsin.
Tu pourrais mettre la table et mettre de la belle musique.
Gus, sen herşeyi açabilirsin.
Gus, tu sais tout ouvrir.
- Oh, eminim açabilirsin!
- Bon à savoir.
Ama genetik yapında onarılamaz hasarlara yol açabilirsin!
Mais tu risques des lésions génétiques irréversibles.
Şimdi şampanyayı açabilirsin.
Vous pouvez ouvrir le champagne maintenant.
Bu yüzden başına iş açabilirsin.
Ce type pourrait tout faire foirer.
10 dakika geçtikten sonra açabilirsin.
Ensuite, attendez dix minutes avant de l'ouvrir.
Tamam. Açabilirsin.
Bon, allumez-la!
Sözleşmeli ya da sözleşmesiz filmini elden geçireceğim, gidip dava açabilirsin.
Contrat ou non, je vais recouper le film! Et vous pouvez m'attaquer!
Yapabilirsin... her kapıyı açabilirsin... eğer anahtarın varsa.
Vous pouvez ouvrir toutes les portes... Si vous avez la clé.
Bu kapı sadece hayal gücü ile açabilirsin.
Vous ouvrez cette porte avec la clé de l'imagination.
# Kapıyı açabilirsin.
" Tu peux ouvrir la porte
# Kapıyı açabilirsin...
" Tu peux m'ouvrir la porte
Açabilirsin.
Ouvre-les.
Subayım sen gelince, her zaman bir gözünü açabilirsin.
Et vous, faites semblant de rien voir!
Açabilirsin Hunter.
Vous pouvez ouvrir.
Açabilirsin.
Vous pouvez ouvrir les yeux.
Tamam, açabilirsin.
Tu peux regarder.
Dış kapıyı şimdi açabilirsin.
- Tu peux ouvrir le sas maintenant..
Hediyelerini açabilirsin.
Tu peux ouvrir tes cadeaux. Tiens.
Şimdi açabilirsin.
Maintenant, ouvre-les.
Açabilirsin.
Il a fait un grand bond en avant à partir de là.
# Kapıyı açabilirsin.
" Ouvre-moi la porte