Açlıktan ölüyoruz tradutor Francês
85 parallel translation
Elbette geliriz. Açlıktan ölüyoruz.
On est affamés!
Luis, açlıktan ölüyoruz.
Nous avons faim, Luis.
- Ama kredi almam şart çünkü Tobacco Road'da ailemle açlıktan ölüyoruz.
- Mais il me faut un prêt, car ma famille et moi, on crève de faim ici.
Açlıktan ölüyoruz.
On meurt de faim.
Açlıktan ölüyoruz.
Nous mourons de faim!
Rica için geldik! Açlıktan ölüyoruz!
Nous venions mendier, nous mourions de faim.
İkimiz de açlıktan ölüyoruz.
On a la dalle. On mange quand?
Açlıktan ölüyoruz.
On est affamées.
- Açlıktan ölüyoruz.
- On meurt de faim!
- Açlıktan ölüyoruz. - Yemek ne zaman?
- On dîne quand?
Hepimiz açlıktan ölüyoruz.
Nous sommes affamés.
Al, açlıktan ölüyoruz.
Al, on a faim.
Açlıktan ölüyoruz.
Arrête de plaisanter. On meurt de faim.
Açlıktan ölüyoruz!
On meurt de faim.
Açlıktan ölüyoruz.
On a faim.
Açlıktan ölüyoruz!
- On crève de faim, ici!
- Açlıktan ölüyoruz Ange.
- On crève de faim, Ange.
Açlıktan ölüyoruz.
On crève de faim.
- Marie, biz açlıktan ölüyoruz.
- Marie, on meurt de faim.
Açlıktan ölüyoruz.
- On meurt de faim.
- Açlıktan ölüyoruz!
- On meurt de faim!
Nerede yiyeceğimize karar veremediğimizden açlıktan ölüyoruz.
Nous mourons de faim, faute de décider d'un restaurant.
Hepimiz açlıktan ölüyoruz ve bu senin suçun.
On meurt de faim, par ta faute.
- Burada açlıktan ölüyoruz!
- On meurt de faim!
Açlıktan ölüyoruz!
On crève de faim!
Bütün ekip gelebilir mi? Açlıktan ölüyoruz da.
Le reste de l'équipe peut venir?
Üzgünüm, hanımefendi, açlıktan ölüyoruz.
Désolés, madame, on est morts de faim.
Açlıktan ölüyoruz da, Gianni'yle bana bir şeyler hazırlarsın belki dedik.
- On meurt de faim. J'ai pensé que tu pourrais nous préparer quelque chose.
- Açlıktan ölüyoruz.
- Maman? - Non.
- Hadi! - Açlıktan ölüyoruz.
Allez, on a faim.
- Richard lütfen. Açlıktan ölüyoruz.
- Richard, s'il te plaît, on meurt de faim.
Biz açlıktan ölüyoruz.
On a faim.
Açlıktan ölüyoruz, değil mi?
C'est nous là. On est affamé.
Yani, halimize bak, bütün gece sırf bir din kampına gitmek için kamyonetlerdeyiz, neredeyse açlıktan ölüyoruz.
Je veux dire, regardez-nous, à conduire toute la nuit juste pour arriver dans un camp de renouveau, pratiquement affamés.
Aman Tanrım, açlıktan ölüyoruz.
Oh mon dieu, nous sommes tellement affamées.
Biz açlıktan ölüyoruz ve o, bizim hoplayıp zıplamamızı istiyor.
Nous mourons de faim et il veut nous faire gigoter!
Çünkü açlıktan ölüyoruz.
On meurt de faim.
Açlıktan ölüyoruz, tavsiyen var mı?
On a faim. Vous nous conseillez quoi?
- Açlıktan ölüyoruz.
- On meurt de faim.
Açlıktan ölüyoruz, ayrıca üç gündür banyo yapmadım.
Je meurs de faim et il faut que je me lave.
Açlıktan ölüyoruz.
On a la dalle.
Elbette gururum incinir,... bunun önemi yok. Açlıktan ölüyoruz.
Ma fierté de mâle en souffrira s'il m'en reste, mais quelle importance quand nous mourons de faim?
- Açlıktan ölüyoruz.
- Nous sommes affamés,
Ortam çok ısındı. Şimdide burada açlıktan ölüyoruz.
Maintenant on crève ici.
Beyler, açlıktan ölüyoruz.
Messieurs, nous sommes affamés.
Zaten açlıktan ölüyoruz.
On est affamés là, non? .
Açlıktan ölüyoruz.
Nous sommes affamés.
Açlıktan ölüyoruz.
On est mortes de faim.
- Açlıktan ölüyoruz.
- Nous mourrons de faim.
- Açlıktan ölüyoruz. Ne zaman dönüyoruz?
- Nous mourons de faim.
- Hayır, açlıktan ölüyoruz.
- Non?