English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ A ] / Açıkça söylemek gerekirse

Açıkça söylemek gerekirse tradutor Francês

64 parallel translation
Açıkça söylemek gerekirse, Yahudi yerleşim bölgeleri iğrenç ve bakımsızdır.
En d'autres termes, les logis juifs sont sales et répugnants.
Açıkça söylemek gerekirse bakımı biraz maliyetli oluyor.
Pour parler en termes délicats, ses soins m'imposent une charge financière.
- Basit bir ne? - Açıkça söylemek gerekirse :...
Oh, non!
Açıkça söylemek gerekirse, o gerçek bir ölü.
En un mot, il est bien mort.
Açıkça söylemek gerekirse, ona karşı boş değilim.
Elle ne me déplaisait pas du tout.
Açıkça söylemek gerekirse, şu sizin teğmenin, adı neydi...
Franchement, je doute que votre lieutenant Machin...
"Açıkça söylemek gerekirse, sahneye çıkması poposuna bağlıdır."
Cela dépend de l'arrière-train.
Açıkça söylemek gerekirse, Nicholas, Elizabeth'in canlı canlı gömülmüş olabileceğine inanıyor.
Pour être vraiment franc, Nicholas pense qu'Elizabeth a êtê enterrée prématurément.
Açıkça söylemek gerekirse, Albay Taylor'ın komutasında olan.
Pour être précis, celui qui était commandé par le colonel Taylor.
Açıkça söylemek gerekirse, kesin bir şey söyleyecek kadar...
Pour être franc, je n'ai pas de base réelle pour...
Açıkça söylemek gerekirse, size bir avuç hırsız demiş.
En clair : Une bande de crapules.
Açıkça söylemek gerekirse, hiçbir şeyleri yoktu. Ama hiç.
Pour le dire tout net, et noir sur blanc, il n'y avait plus rien au village, plus rien de rien.
Ama, açıkça söylemek gerekirse,.. ... bir daha asla hamile kalamaz.
Mais, franchement elle ne pourra plus jamais tomber enceinte.
Açıkça söylemek gerekirse, bilmiyorum.
Puis-je parler franchement?
Aslında çok açıkça söylemek gerekirse Tommy'nin başı gerçekten belada.
Franchement Tommy a des problémes.
Yıldız Filosu komuta zinciri sever ve açıkça söylemek gerekirse ben de severim.
Starfleet aime les voies hiérarchiques et moi aussi.
Açıkça söylemek gerekirse, buna nasıl dayanıyorsunuz bilemiyorum.
Je ne sais pas comment vous faites.
Açıkça söylemek gerekirse, sen şu anda bir çeşit tanık koruma programındasın.
Tu es un témoin sous haute surveillance sans contact avec l'extérieur.
Bu sizin doğrularınızında altında.Ve açıkça söylemek gerekirse, size hizmet etmiyor.
et ça nuit à votre propre image. Franchement, ça vous dessert.
Prenses, açıkça söylemek gerekirse ona ne kadar bastığınızın önemi yok çünkü sadece yukarı ve aşağı gidecek, aynı şekilde.
Puis-je vous faire remarquer que même en appuyant sans arrêt, ça monte et ça descend de la même manière?
Açıkça söylemek gerekirse, bu günlerde taşra Piccadilly'den daha tehlikeli hale geldi.
Franchement la campagne est devenue plus dangereuse que Piccadilly
Ama açıkça söylemek gerekirse onun dırdır etmesini dinlemek istemedim.
Mais honnêtement... je ne veux pas entendre sa salope à propos de ça.
Açıkça söylemek gerekirse kimsenin kazanamadığı bir durum.
C'est rarement une situation où l'on gagne.
Açıkça söylemek gerekirse, çok çekici, çok seksi bir kızsın.
En toute honnêteté... tu es une fille très séduisante. T'es sexy, t'as un beau cul.
Birkaç gün önce bana, istediğim bir rapor sunuldu. Açıkça söylemek gerekirse, ekonomik durumumuz hakkında ayrıntılı bir inceleme.
On m'a présenté le rapport demandé, un audit complet de notre situation économique.
Hayır. Açıkça söylemek gerekirse, sizler onunla takılmak için biraz büyük değil misiniz?
Franchement, vous avez l'air un peu vieux pour le fréquenter.
Bak, açıkça söylemek gerekirse, biraz şaşırdık buna.
- Écoute... La vérité est que nous sommes un petit peu surpris.
Aranızdaki herkes Kelly'nin milyonda bir olduğunu düşünebilir, evet bu doğru, ama aynı zamanda değil, çünkü açıkça söylemek gerekirse, çünkü dünyada Kelly gibi milyarlarcası var.
Certains diront qu'il y a un million de gens comme Kelly. C'est à la fois vrai et faux car en réalité, il y a des milliards d'individus tout comme elle dans le monde.
- Evet, öldü. Ve açıkça söylemek gerekirse, halk sigaranın zehirli olduğuna ikna oldu.
Des mots judicieux vu que le public est convaincu que les cigarettes sont un poison.
Açıkça söylemek gerekirse, bu sinir bozucu.
Et de toi à moi, cela m'emmerde.
Açıkça söylemek gerekirse dengesiz hayran olmaktan da bıktım.
Franchement, j'en ai un peu... ma claque d'être le "fan dérangé".
Açıkça söylemek gerekirse lezbiyenlik politik bir kimlik.
Selon moi, lesbienne, c'est une identité politique.
Açıkça söylemek gerekirse,
Pour être exact,
Açıkça söylemek gerekirse, bence onlarla aynı değerleri paylaşıyorsun.
Et pour être franc, je pensais qu'on partageait les mêmes valeurs.
Açıkça söylemek gerekirse, Bayan...
Fraülein...
Açıkça söylemek gerekirse ilişkimiz entelektüel bir arkadaşlığın ötesindeydi.
Je dirai donc seulement que notre relation n'a pas été uniquement intellectuelle,
Pekala, açıkça söylemek gerekirse sen en büyük başarımızsın.
OK, on ne prend pas de gants, tu es notre plus grande réussite.
Açıkça söylemek gerekirse, Tüm bu heyecan içinde kendimi biraz kaybettim...
À dire vrai, dans l'agitation, j'ai perdu le fil, moi aussi.
Açıkça söylemek gerekirse, bilmiyorum.
Franchement, j'en sais foutre rien.
Açıkça söylemek gerekirse, bu kadar erken bir iyilik isteyeceğini düşünmemiştim.
À vrai dire, je ne m'attendais pas à ce que tu me le demandes si vite.
Ama açıkça söylemek gerekirse, annem çevredeki herkesin saçını yapardı.
Je me coiffe, mais ma mère coiffe tout le monde dans la communauté.
Hayaletlerle konuşuyor. Benim gördüğüm, diri diri gömüleceğini bilen tamamıyla güçsüz biri. Açıkça söylemek gerekirse izlemesi de oldukça keyifli.
À parler aux fantômes? alors qu'on va t'enterrer vivant. c'est de toute beauté.
Açıkça söylemek gerekirse, şaşırdım.
Eh bien, franchement, je suis étonné.
Ve açıkça söylemek gerekirse pek de göze hoş gelen bir kişiliği yok.
Et pour être franche, il a une... personnalité plutôt désagréable.
Açıkça söylemek gerekirse, siz talep müdürüsünüz tıp mütehassısı değil.
{ \ pos ( 192,225 ) } Pour être clair, { \ pos ( 192,225 ) } vous êtes directrice des réclamations, pas une professionnelle médicale.
Açıkça söylemek gerekirse, şu anda bulunduğum... -... yerde gayet mutluyum.
Je suis très bien où je suis maintenant, honnêtement.
Açıkça söylemek gerekirse, kendimi daha iyi hissetmemi sağlayan ne biliyor musun?
Tu sais ce qui me soulage, pour être honnête?
Anlamadım? Açıkça söylemek gerekirse bu akşama kadar sabredemedim. Sabah okuluna uğradım.
Quoi? je suis venue te voir secrètement ce matin.
Açıkça söylemek gerekirse, bu durumdan çok rahatsız oluyorum.
Et honnêtement ça me casse vraiment les couilles.
Onu yok edebilirsiniz tabii. Ama sonra bir sürü soruşturma, bürokrasi... Kulüp iki gün kapanır ve açıkça söylemek gerekirse ben de payımı kaybedebilirim.
Enfin, vous pourriez l'éliminer, mais il faut une enquête, de la paperasserie, la fermeture du club pour deux jours et je perds mes commissions.
Açıkça söylemek gerekirse bu, ona daha fazla yakınlık duymamı sağladı.
En vérité, comme ça, je me sens plus proche de lui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]