Bahse girerim tradutor Francês
4,525 parallel translation
Bahse girerim bu şeyi çalıştıracak bir şeyler bulabilirim.
Je vais bien trouver un truc.
İşinizin bazen yaralanmanıza neden olduğuna bahse girerim.
Et je parie que parfois, votre travail vous permet de vous blesser.
Bahse girerim hiç George Lopez izlememişsinizdir.
Je parie que même vous, vous regardez pas George Lopez.
Bahse girerim yapılan imdat çağrılarının sahil güvenlik tarafından kayda alındığını da bilmiyorsunuzdur.
Je parie que vous ne saviez pas que les gardes cotes gardaient un enregistrement de tout les appels qu'ils recevaient.
Hepsinin bir açıklaması olduğuna ve o odanın hayaletlerle ya da ruhlarla bir alâkası olmadığına bahse girerim.
Tout va s'expliquer, et je te parie que ce salon n'a rien à voir avec des fantômes ou des démons.
Tanık olduğu cinayetin bu olduğuna bahse girerim.
C'est sûrement le meurtre qu'il a vu.
- Bahse girerim söyleyeceksin.
Je parie que je sais ce que tu vas dire.
- Bahse girerim karaya çıkınca en az bir muhafız öldürüp mayın dolu bir ormandan geçeceğiz. Sonra kaledeki askerleri indireceğiz ve nihayet kendini yakalatan o orospu çocuğunu kurtardığımız zaman aynen şöyle yapacak...
Je parie qu'après avoir traversé les récifs, détruit un PO, fait notre chemin à travers une jungle minée, neutralisé la garnison et sorti cet enfant de chienne de kidnappé de là, il va faire :
Bahse girerim ateşim var.
Je parie que j'ai de la fièvre.
Eğer yazıcıyı kontrol ederseniz bahse girerim ki kullanılan şifrelerin neredeyse hepsi budur.
Si vous vérifiez les enregistrements, vous verrez que 90 % du temps, c'est ce code-là.
Hayır, ama bahse girerim bunu, onun kitap satışlarıyla almıştır.
Non, mais je te pari qu'il l'a acheté avec les ventes de ses bouquins.
Bahse girerim kar küresini kırmak için bu kullanıldı.
Je parie qu'il a été utilisé pour fracassé la boule à neige.
Hiccup'un bayılacağına bahse girerim.
Je parie que Harold va adorer.
Ejderhaların bu yüzden gittiğine bahse girerim.
Je parie que c'est pour ça que les dragons sont partis.
Ben şunun tamale olduğuna bahse girerim.
Je vais parier sur le tamale.
Bahse girerim, sadece onu bir kez daha görebilir miyim diye düşünüyorsun, değil mi?
Vous ne pensez qu'à le revoir, je me trompe?
Bahse girerim kurşun kalbe isabet etti.
Je parie que la balle l'a frappée au cœur.
Şimdi içeri girse, bahse girerim sana kızmaz bile.
Il verrait ça, ça le gênerait pas.
Bahse girerim Bodaway'in burada olmadığını gösteren bir kanıtı vardır.
Je suis sûre que Bodaway a un alibi en béton.
Bahse girerim, bütün yolu koşarak geldim. - Vay, uzun bir yol.
Un peu, mon neveu.
Bir altınına bahse girerim ki vurdum!
Touchée, j'en suis sûre.
Eğer bir bahisçi olsaydım ki değilim, bahse girerim Yüzbaşı Massey'e şarap şişesiyle vuruldu.
Si j'était un parieur, ce que je ne suis pas, j'aurai parié que le Lieutenant Massey a été assommé avec une bouteille de vin.
Bahse girerim ki ürün icat etme hakkında hiçbir şey bilmiyorsundur.
Vous devez rien connaître en invention de produits.
Evet, bahse girerim ışın çubuğundan korkmuştur. O şeyle çok çeviktin.
Voilà, c'était ton bâton lumineux, t'étais doué avec ce truc.
Bahse girerim o sevimli mavi şapkanin altinda birkac sürprizin daha vardir.
Je parie que vous avez plein de surprises sous votre beau chapeau bleu.
Tamam, fikrinizi değiştirebileceğime bahse girerim.
Et bien, je parie que je peux te faire changer d'avis.
Haziran'a kalmayacağına dair seninle 2'ye 13 bahse girerim. İpimizi kesecekler.
À 13 contre 2 que ce sera fini en juin, faute d'argent.
En uzun ilişki kurduğun şeyin elindeki olduğuna bahse girerim.
Ta plus longue relation, c'est avec ce sandwich?
Senin bacaklarına bahse girerim evet.
- Un peu, que j'y bosse.
Pekala, bir bakalım. - Bahse girerim Los Angeles'ta 15,50 dolara iki hamburger, iki kola alamazsın. - 15,50 dolar.
Alors... ça fera 15,50.
Bahse girerim babanın koltuğuydu.
- Le fauteuil de ton père, je parie.
Bahse girerim burada yaşamak Amy'nin fikri değildi.
Je parie que c'est pas une idée d'Amy.
Bahse girerim kocası olacak o şanslı hergele ünlü biri olmadan önce - öyle kuku tatmamıştır. - Hey!
Son veinard de mari n'avait jamais eu un si bon coup avant d'être un cador.
Bahse girerim, oynamış olsan büyük bir yıldız olurdun.
Je suis sûre que tu aurais été une grande star.
Her şeyine bahse girerim.
Sur tout ce qui bouge.
Bahse girerim sol elini kaldırırsan avucunun tam içinden geçen büyük beyaz bir yara izi göreceğim. Bu yara, sen 10 yaşında iken bana bir martini yaparken oldu. - Hatırlamıyor musun?
Si vous leviez la main gauche, je verrais une cicatrice que vous vous êtes faite en me préparant un martini, à 10 ans.
Bahse girerim seni gördüğü an polisi çağıracaktır!
Je parie qu'elle appellera les flics à la seconde où elle te verra.
Sol cevizime bahse girerim ki, şu an o sürtüğe bakıyorsun.
Je parie ma couille gauche, que tu es avec elle en ce moment.
Şapkam üzerine bahse girerim ki o senin kardeşindir, değil mi?
Je parie que c'était ta sœur, hein?
Hala ona karşı bir şeyler hissettiğine bahse girerim.
Je te paris qu'elle a encore des sentiments pour lui
Yüzüme bahse girerim.
Mon nez à couper.
Selam. Bahse girerim bunları daha önce görmemişsindir.
Salut, je parie que tu n'as jamais vu ça.
Bahse girerim peri hayranıdır.
Je suis sûre qu'elle aime les fées.
Bahse girerim Kasırga seçmeleri için buradadır, yarın yapılacak.
Il vient pour les essais des Tornades de demain.
Bahse girerim sürmeyi biliyor.
Elle sait monter, sans doute.
Bahse girerim gülümsemen de güzeldir.
Je parie que t'as un joli sourire.
Bahse girerim o zamanlar hepiniz bakirdiniz.
Je parie que vous étiez tous vierges et désespérés, à l'époque.
Hayatım üzerine bahse girerim ki onlar.
- C'est certain.
Bahse girerim Crescent City'den alınma silah taşıma ruhsatın yoktur, var mı?
Sans permis pour Crescent City?
Senin erkekler kulübünde çok da popüler olmadığına bahse girerim.
Ça doit être dur de se faire accepter par les mecs.
Bahse girerim oraya bir kadın yüzünden çıkmıştır. Para yüzündendir.
Sûrement pour une femme.