Bailey tradutor Francês
2,590 parallel translation
Bay William Bailey hâlâ burada mı yaşıyor?
M. William Bailey vit ici?
Şok tabancasıyla başından vurulmuş. Tıpkı Bay Bailey gibi.
Il a été tué au pistolet d'abattage, comme M. Bailey.
Karşınızda, Terrence Bailey.
Acceuillez comme il se doit Terrence Bailey.
Terrence Bailey.
Terrence Bailey.
Bailey Dickler'ın babası da babamın oturduğu binada oturuyormuş.
Le père de Bailey Dickler vit dans le même bâtiment que papa.
Bailey Dickler'ın babası kendi taşınmak istemedi. Bizim babamız istemedi.
Le père de Bailey Dickler voulait déménager, notre père ne voulait pas.
Bunu halletmenin iyi bir yolu yok, Bailey.
input " )
- Bailey'nin dört numarada yardıma ihtiyacı var.
Bailey a besoin de quelqu'un au lit 4.
Bugün klinik deney hastalarından birini kaybetmişsin diye duydum, Doktor Bailey.
J'ai entendu que vous aviez perdu l'un de vos patients de l'essai clinique, Dr. Bailey.
Kurbanın ismi Michael Bailey, 28 yaşında. Batı 93. caddede yaşıyormuş.
La victime s'appelle Michael Bailey, 28 ans, il habite West 93e Street.
- İlişki yaşamışsınız.
- Bailey et vous aviez une idylle.
- Hayır, bu adam Michael Bailey.
C'est Michael Bailey.
Michael Bailey, ölümcül dozda colchicine ile zehirlenmiş.
Michael Bailey a été empoisonné d'une dose mortelle de colchicine.
- Evet, ve Bailey'de romatizma yokmuş ama sisteminde ilaçtan normalin 50 katı fazlası çıktı.
Oui, mais Bailey n'en avait pas, et il a reçu une dose 50 fois trop forte.
Bayan Franklin, ben... Anlaşılan, Bay Bailey'in birlikte olduğu tek kadın siz değilmişsiniz.
Mlle Franklin, il semblerait que vous ne soyez pas la seule femme à avoir été... avec M. Bailey
Merak etmeyin, adli tabibimiz Bay Bailey'in iki seferde de prezervatif kullandığını tespit etti.
Sachez que notre légiste a pu déterminer que M. Bailey portait... un préservatif.
Bu arada, bizim de Bailey'in 16 : 00 ile 18 : 00 arasında kiminle, nerede olduğunu ve nasıl zehirlendiğini bulmamız gerek.
En attendant, on doit trouver où était Bailey et avec qui entre 16 et 18 h, quand on l'a empoisonné.
O zaman Bailey'in Holly'e söylediği her şey yalanmış.
Donc tout ce que Bailey a dit à Holly à propos de lui, était faux.
Holly'ye neden yalan söylediği önemli değil. Bence asıl katil Bailey'in bugün yattığı diğer kadındır.
Peu importent ses raisons de mentir, notre tueuse est sûrement l'autre femme avec qui il a couché.
Bailey'in birlikte olduğu diğer kadını bulabildik mi?
Et l'autre femme de Bailey?
Bailey bu kadınların hepsiyle beraber mi olmuş?
Bailey avait une relation avec toutes?
Hepsi de kendilerinin Bailey için tek olduğunu düşünüyormuş.
Et chacune croyait être la seule.
Bailey dün 16 : 00 ile 18 : 00 arasında bunlardan biriyle miymiş?
Bailey était avec l'une d'elles entre 16 et 18 h, hier?
Bailey'nin binasındaki kapıcı, adamın bir aydır sadece birkaç gece geldiğini söyledi.
Selon le portier de son immeuble, depuis un mois, il n'y a passé que quelques nuits.
- Hayır, adam Mike Bailey. Ehliyet sahte.
Non, c'est un faux permis.
Bailey ne yapıyormuş böyle?
Dans quoi il trempait?
Castle, biz de gidip Global 12'de Bailey'in patronuyla görüşelim. Kurbanımız neden izin almış onu öğrenelim.
On va parler au patron de Bailey chez Global 12 Consolidated, et découvrir la raison du congé de notre victime.
O zaman Michael Bailey'le olan ilişkini açıklamak istersin belki.
Alors expliquez-nous votre relation avec Michael Bailey.
Bu Bailey.
Voici Bailey.
Bailey gizli görevdeydi.
Bailey est sous couverture.
CIA, FBI ve İç Güvenlik. Hiçbirinin Bailey veya sahte ismiyle ilgili bir bilgisi yok.
Ni la CIA, ni le FBI, ni la Sécurité intérieure ne connait Bailey ou ses pseudos.
Bailey'le neyin peşindeydiniz ve neden onu öldürdünüz?
Que trafiquiez-vous avec Bailey, et pourquoi le tuer?
Bailey'in o kadar kadını nereden tanıdığını açıklıyor.
D'où les femmes de Bailey.
Kadına kancayı takabilmiş mi bakar. Kadın da Bailey'in hareketlerine uydu.
Il enchaine avec l'ultimatum de Bailey.
Burada Bailey'in yattığı yüzlerce kadın var. Gerçekten yüzlerce.
Ce sont les centaines de femmes avec lesquelles Bailey a couché.
Bailey nasıl bir işe bulaşmış bilmiyorum ama her neyse, bunu bırakmak zor olmuştur.
Je sais pas ce que faisait Bailey, mais il était fort.
Bailey de, o da sadece dolandırıcının, yalancının tekiymiş.
Et Bailey n'était qu'un escroc et un menteur.
Bak bakalım Bailey onu neden hedef almış bulabilecek misin.
Et trouvez pourquoi Bailey la visait.
Bailey'in Mayıs 2009'dan bir kaydı.
Le journal de Bailey au 20 mai 2009.
Bailey büyük balık peşindeymiş.
Bailey chassait du gros gibier.
Bailey sahte ismi Jake'i sadece Holly ve Lisa'da kullanmış. İkisi de zengin.
Bailey n'a utilisé le pseudo de Jake qu'avec Holly et Lisa, qui sont riches.
Yani öyle sanıyordunuz, ta ki gerçek adının Michael Bailey olduğunu ve size şantaj yapmaya çalıştığını öğrenene kadar.
C'est ce que vous pensiez, avant de découvrir son vrai nom, Michael Bailey, et avant qu'il ne tente de vous faire chanter.
Evet. Bailey bir e-posta atmış, evet. Kendine.
Bailey s'est envoyé un email, à lui-même.
Bailey gerçekten de gizli görevdeymiş.
Donc Bailey était en mission secrète.
Yani, Bailey kadın tavlama yöntemlerini Ron Hill'in karısıyla yatmak için kullanır ve şirket sırlarını çalar.
Bailey utilisait donc ses talents de séducteur pour séduire la femme de Ron Hill afin de voler des secrets de société.
Bailey, bu seks içerikli casuslukta kaç kadını daha kendine hedef seçmişti?
Combien d'autres femmes ont subi le "sexpionnage" de Bailey?
Şuna ne dersiniz peki? Bailey, Holly Franklin ve Ron Hill'in karısı Lisa'yla görüşmelerde kullanmanız için şirket sırlarını çalmak amacıyla yattı.
Bailey a couché avec Holly Franklin et Lisa Hill et volé des infos sur K.P.W. pour votre négociation.
Bu, Bailey'in fikri olamaz.
Ce n'est pas Bailey qui a imaginé tout ça.
Bir gün Bailey'i bir barda sihirini konuştururken mi gördün? Bunu kendi avantajıma kullanabilirim mi dedin?
Avez-vous vu Bailey par hasard, un soir, dans un bar, en pleine séduction et compris que vous pourriez utiliser ses compétences?
- Ne yani, Bailey işin içinde miydi diyorsun?
- Bailey était dans le coup?
Banka ve hukuki danışman firmalar da dahil. Bailey'in tüm bunları tek başına planlamış olması imkânsız.
C'est peu probable que Bailey ait fait ça tout seul.