English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bak ne yaptım

Bak ne yaptım tradutor Francês

639 parallel translation
David, bak ne yaptım.
Regardez ce que j'ai fait!
Bak ne yaptım!
Qu'ai-je fait?
Bak ne yaptım, ağlattım seni.
Je t'ai fait pleurer.
Bak ne yaptım!
Regarde ce que j'ai fait!
Tanrı onu kahretsin. O... çocuğu. Bak ne yaptım.
Cet espèce d'enfoiré!
Bak ne yaptım İki erkekle birden çıktım
Regardez où j'en suis Je me retrouve avec deux hommes
Oh, üzgünüm, efendim. - Bak ne yaptım.
- Quel maladroit!
- Bak ne yaptım... - Seni cahil zenci!
Idiot de négro!
Gerçeği kabullenme yolun bu mu? Gururla dünyayla yüzleşebilirsin ama bak sana ne yaptı?
M. Furusawa est heureux, c'est bien, mais toi, dans quel état es-tu?
Bakın, daha önce ne yaptığınız veya sabıkanız umrumda değil. Ama şunu unutmayın. Benim için çalışırken beladan uzak durun.
Ce que vous avez fait m'importe peu, mais, ici, il faudra être régulier.
Bana bak kare parmaklı, sivilce kafalı casus ne yaptığının farkında mısın?
Espèce de tocard boutonneux... vous savez ce que vous faites?
- Ne yaptığımı biliyorum, bak şimdi.
- Je sais ce que je fais. - Regardez.
Bak ne yaptın. Artık kaçağım. - Ne diyorsun?
A cause de toi, je suis déserteur!
- Ne yaptığına bak. - Ne yapmışım?
- Tu peux être fier!
- Bakın bana ne yaptı. - Anladınız mı?
- Voyez ce qu'il m'a fait.
Bana bir iyilik yaptın. Bak, inanılmaz bir şey kazandım :
Alors, ne me remerciez pas.
Senin için, elimden gelen az şeyler içinde ne olursa olsun yaparım fakat durumuma bakılırsa- - Yaptığının nasıl bir delilik olduğunu düşün.
Je ferais bien tout mon possible pour vous, mais dans mon état...
Kendi kocamı tanımalıyım. Ne yaptığınıza bakın.
- Je connais mon mari!
Lütfen, Polly! Bay Starkey, bundan sıkıldım. Ona ne yaptığına bir bakın.
Regardez dans quel état elle est!
Bak, Harry zaten ölecek, bizim ne yaptığımızın önemi yok.
Harry va mourir de toutes façons.
Taksime ne yaptığına bakın. - Ben mi başlattım?
Il a commence.
- Sessiz ol yoksa yapacağımı bilirim. - Ne yaptığına bak -
Silence ou on vous coffre!
Bak John. Baban, öldüğü gece bana parayı ne yaptığını söyledi.
John, au cours de la nuit qui a précédé sa mort... ton père m'a dit ce qu'il avait fait de cet argent.
Bak, bunca yıl sana hizmet ettik.. ve her şeyi yaptık, yaptıklarımızı sana sorduk, ama orada sevindirici bir şey yok, şölen ne ailemizene de dostlarımıza!
Il y a tant d'années que je te sers, sans avoir jamais transgressé tes ordres, mais jamais il n'y a eu de réjouissances, de festin pour la famille ou les amis.
Herkes içeri bakıyor. Bizi izliyorlar. Ne yaptığımızı görüyorlar.
Tout le monde peut voir à l'intérieur ce que nous faisons!
- Sakin olun bakalım. Bakın, bana söylemeniz gerek. Ne yaptığınızı bilmezsem tamir edemem ki...
Si je ne sais pas, je ne peux rien réparer.
Bak, başka bir şey daha yaptım. Umarım kızmazsın. - Ne oldu?
J'ai fait une chose, j'espère que tu m'en voudras pas.
Bak ben ne yaptığımı sana hep söylüyorum, sense hiç söylemiyorsun, baba.
Je te dis ce que je fais, mais tu ne me dis jamais ce que tu fais.
Bak ne yaptı.
Vous avez vu ce qu'il m'a fait?
- Sonunda mutlaka ortaya çıkacak. Bak, ne yaptığımı biliyorum.
Je sais ce que je fais.
Bak bana ne yaptın.
Regardez ce que vous m'avez fait.
Bakın ne yaptım.
Regardez ce que j'ai fait!
Bak senin yüzünden ne yaptım.
Regardez ce que vous m'avez fait faire.
Bak, yüzüme ne yaptın!
Regarde ce que tu m'as fait!
Bundan önce yaptığı girişlere bakılırsa, ne kadar zamanımız olduğunu anlıyorum.
Mais en fonction des autres entrées, je sais combien de temps il nous reste.
Bana ne yaptıklarına bak!
Regarde ce qu'ils m'ont fait.
Bak, ne yaptığımı biliyorum herhalde!
Je sais ce que j'ai fait.
Bak, hayatım boyunca kimse bana kötü yumurta yaptığımı söylemedi.
On ne m'avait jamais dit ça.
Bakın, bunu, bunu, bunu, bunu... bir de ayrıca şuna bakın, bunu ben yaptım, bakın ne güzel.
Et regardez celle-là. C'est moi qui l'ai faite, regardez..
Yaratıcılıkla dolup taşan kasları boy atmaya başlayan kanatlar gibi ortaya çıkan okuldaki çocuklara bakınca yaptığım şeyin ne kadar değerli olduğunu anlıyorum.
Chez certains de nos élèves, les muscles de la créativité se tendent, l'imagination se déchaîne. C'est ce qui rend ma tâche exaltante.
Ne yaptığımıza bir bak.
Regardez ce qu'on a fait.
Gilles'in gerçek yüzünü göstererek bir bakıma iyilik ettim. Birinin iyiliği dokunacağından emin olmasam yaptığım şeyden bu kadar haz duyacağımı düşünmüyorum.
Non, je n'aurais pas pu éprouver un plaisir aussi parfait si ne s'était joint l'idée de ma bonne action.
Bak ne yaptım sana.
Pauvre petit chéri.
Kanıtlanmadığı sürece masum sayılırım ve bakın bana ne yaptılar.
Je suis innocent jusqu'à preuve du contraire. Et regardez-moi!
Şu yaptığım işe bak.
Je ne suis pas doué.
Bak, ne istediyseniz yaptım.
Écoutez, j'ai fait tout ce que vous m'avez demandé.
Olaya bak, ne yaptım ki şimdi?
Qu'ai-je fait?
- Fotoğraf benim fotoğrafım. - Bak ne yaptırdın bana.
Tu as vu ça?
Bak, vasiyetimi Nero lehine değiştirmeye karar verdim bunu neden yaptığımı tam olarak sana açıklamak istiyorum.
Personne ne doit savoir. C'est pour ça que je t'ai fait venir à cette heure, pour garder le secret.
Bak bana ne yaptın. O halde keseceğim. Ne kadar da ahmakmışım.
Je suis désolée d'être si longue, je voulais un assistant, mais j'avais peur qu'il gâche tout.
Ama bak bana ne yaptılar Fiddler.
Regarde ce qu'ils m'ont fait, Violon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]