English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bandits

Bandits tradutor Francês

1,127 parallel translation
Bu işi hakkını vererek yapabilecek birini bulma zamanı geldi..
On a eu assez de bandits portant des étoiles. On a pensé qu'il était temps d'avoir un homme avec un peu de caractère dans le job.
Vadide terör estiren maskeli bir grup var.
Des bandits masqués terrorisent la vallée.
Maskeli Haydutlar adının Kingsley olduğunu öğrediğinde,
Si les bandits masqués découvrent que tu es le fils de Kingsley,
- Maskeli Haydutlar olmalı.
- Les bandits masqués.
Maskeli Haydutlar mı?
Les bandits masqués?
Slim, Maskeli Haydutlar K Çiftliği yolundalar.
Slim, les bandits masqués vont attaquer le ranch K.
Maskeli Haydutlar K Çiftliği yolundalarmış.
Les bandits masqués vont attaquer le ranch K!
- Maskeli Haydutlar!
- Les bandits masqués!
Bir süredir kim olduklarını bilmediğimiz,
Des bandits masqués nous terrorisent, Des bandits masqués nous terrorisent, et on ne sait pas qui ils sont.
Slim Moseley`nin çetenin lideri olduğuna dair kanıtlarım var.
J'ai la preuve que Slim Moseley est à la tête des bandits.
Elimde cinayetten sanık bir adam ve silahla öldürmeye teşebbüsten iki kişi var.
J'ai un meurtrier et deux bandits, en prison.
Evladım. Şu ileride bir grup cani var... Yanlarında Teksaslıların kafa derileri, bir de beyaz kız var!
Petit, il y a une poignee de bandits avec plein de scalps de Texans et une jeune Blanche.
Sürüm telef olurken, kanun kaçaklarının peşine düşemem.
Je ne peux pas traquer des bandits quand mon bétail crève.
Ne zaman bizim gibi bir yığın dışlanmış, serseri, silik, aylak, hayata yenilmiş ne dersen de. Her ne zaman bir araya gelsek birbirimize ilginç hikayelerimizi anlatırız.
Vous savez, quand des gens comme nous, hors-la-loi, tricheurs, bandits ou autres, se réunissent, ils se racontent des histoires drôles.
Eğer kanunen Ekselans'a ait dokümanları kastediyorsanız boğaz kesen devrimci hırsızlar ele geçirmesin diye transfer edildi.
Quant aux biens légaux du gouvernement de S.M., des documents ont été mis hors de portée des bandits.
Sadece kızları Eponine ona ilgi gösteriyor gibiydi.
Des bandits qui ont trahi leur roi, servi Robespierre et Buonaparte!
Tövbe eden silahşor daha önce de gördüm.
J'ai déjà vu des bandits repentis.
Silah kullananlar istenmiyor.
On ne veut pas de bandits, ici.
Bu iki silahşorun bu vadiden uzak durmasını istiyorum.
Ces deux bandits. Je veux que vous quittiez la vallée.
İzole kalma tutkunuz nedeniyle güvenli geçiş sağlamayı reddederseniz dünya da Japonya'ya karayolunu saran haydut çetesiymiş gibi davranacaktır.
Si pour préserver votre isolement vous refusez d ´ y assurer un trafic pacifique le monde traitera le Japon comme des bandits de grand chemin.
Şu kötü çocuklara bakalım mı, artık?
On va jeter un œil sur nos bandits?
Yüce tanrım, o aşağılıları acılar içinde öldür.
Sales bandits! Que Dieu les fasse crever!
Daha sonra eşkıyalara saldırının da aynı sıkıntıdan dolayı gerçekleştiği söylenilebilinir mi?
Et l'attaque des bandits, qui s'est ensuivie, découlait-elle de ce même stress?
Sadece sığır çalmayıp, haydutluk yapıyorlarmış.
Et il y a des bandits!
O soyguncuları dışarı çıkarıp asacağız, Blaisedell.
On va pendre ces bandits!
Onlar yol kesmekten suçlu bulundular. Bunu biliyorlar.
Parce qu'on les traite en bandits de grand chemin.
Amerikan bozkırları Wyatt Earp, Jesse James, Bat Masterson... ve Doc Holliday gibi silahşor ve kanun kaçaklarının... isimleriyle yankılanırken, güzel ve işveli bir aktris... kumpanyasıyla beraber Batı'yı kasıp kavuruyordu.
Alors que la frontière américaine retentissait des noms des bandits et hors-la-loi tels que Wyatt Earp, Jesse James, Bat Masterson et Doc Holliday, une belle et séduisante actrice remportait un immense succès dans l'Ouest, avec sa troupe.
Bu haydutları kasabamızdan atabilirsek, burada hayat çok rahat olabilir.
Si on pouvait éloigner les bandits, la vie serait agréable au village.
Meryem Ana'nın gözlerinin önünde, kutsal kilisede yüce askerlerinizin ne yaptığını biliyor musun?
Ce que ces bandits ont eu le courage de faire sous les yeux de la Sainte Vierge?
Neden kendini bu haydutlar için feda etsin?
Pourquoi te sacrifier pour ces bandits?
Haydutlarin amaci ne?
Ce ne sont pas eux, les bandits.
O zaman, biz de gerilla oluruz.
Eh bien, nous deviendrons des bandits.
Evet, bu dünyadaki tek işimiz Bill Sikes ile başa çıkmak olsaydı daha kolay olurdu.
Notre travail serait plus facile si on n'avait affaire qu'à des bandits.
Gangsterler yapmıştır.
Les bandits!
Kaçaklar ve haydutlardı.
des contumaces et des bandits.
Söylediklerine göre sokak haydutlarla doluymuş ve jandarmayla 1 saat çatışmışlar.
Mais ils ont dit que les bandits et les carabiniers ont tiré pendant...
Havan topları ve ağır makineli tüfekler kanun kaçakları ve ayrılıkçı fanatiklerin küçük ordusunu korurlar.
Mortiers et mitrailleuses lourdes protègent la petite armée de bandits et de séparatistes fanatiques.
Bunlar haydut mu yoksa partizan mı?
Ce sont des bandits ou des partisans?
Hanımefendi, ben bir polisim ve aradığım kaçakları canlı yakalarım.
Madame, je suis policier. Et les bandits, je les capture vivants.
Kaçaklar, polis ve mafya. Şeytani üçgeni kurmuşlar!
Bandits, police et mafia tous dans la même combine.
Sayın Hâkim, şahide görüşme esnasında iki kaçağı yani Giuliano ve Pisciotta'yı neden tutuklamadığının sorulmasını talep ediyorum.
M. le président, j'aimerais qu'on demande au témoin pourquoi il n'a pas procédé à l'arrestation des bandits Giuliano et Pisciotta, justement pendant cette rencontre.
Asıl kendilerine dürüst diyenler haydutluk yapıyorlar.
Les bandits, c'est ceux qui se disent honnêtes.
- Ne oldu? Haydutlar!
Bandits!
Bu iş, düşman kızılderililere, haydutlara kavurucu sıcak ve susuzluğa karşı cesaret, yetenek ve hız gerektirirdi.
Avec courage et habileté, ils affrontaient Indiens, bandits, canicule et eaux torrentielles.
Ama daha çok insan kanunlara uyulmasını istedikçe ve onları korumak için savaşmaya hazır olduğunu gösterdikçe pervasızlar, gözü dönmüşler ve vurup kaçan haydutlar için zaman doluyordu.
Mais les jours étaient comptés pour les desperados et les bandits à cheval, car les citoyens brandissaient la loi, dans l'intention de la faire respecter.
Birkaç haydut için 4 tümen kullandığını görürse çekilir.
S'il lui faut quatre divisions pour repousser quelques bandits... il va se replier.
Hırsızlar!
Bandits!
Fakat bu durumdan bütün Boxerların eşkıya olduğu sonucu çıkarılmasın.
Mais tous les Boxers ne sont pas des bandits.
Ankara'ya giden şu yol Türkiye'de ne kadar haydut, eşkıya varsa onların yuvası.
Tous les bandits de Turquie hantent cette route.
Pek çok kez, Mukur kasabasındaki eşkıyanın kurbanı olmuşumdur.
Je connais cette ville. J'ai été victime de bien des bandits à Murcur.
O ne yapabilir? - Bu haydutlar istediğini alır, veya...
Les bandits prennent ce qu'il veulent ou...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]