Barbecue tradutor Francês
1,849 parallel translation
Mangalın oraya benim için para bırakacaktı.
Qu'il me laissait de l'argent dans le barbecue.
Doğru anladıysam, mangaldan.
Parmi tous les endroits possibles, un barbecue.
Mangal yakacaktık.
On va juste faire un barbecue.
Bu akşam yemek pişirmeye ne dersin? Yeni barbekünü deneriz.
Tu veux cuisiner ce soir, essayer ton nouveau barbecue?
Ayaklarını uzat.
Faire un barbecue, se détendre.
İşte Tommy'nin barbeküsünün olduğu çardak burası.
Alors... ici il y a une pergola avec un barbecue à gaz pour Tommy.
İmkansız. Yakında, ben, mangal ustası, gıcır gıcır bir barbeküyü vaftiz edeceğim.
Bientôt, le maître de la grillade baptisera son barbecue tout neuf.
Ve ısıya dayanıklı bir barbekü çatalı.
Et une fourchette à barbecue. - Pas mal!
Mangal bir tür erkek eğlencesidir.
Le barbecue est un passe-temps viril.
Barbeküde olanlarla ilgiliyse, hayır. O zaman bir çalışanım olarak, 5 dakika mola izni veriyorum, böylece oğlumun erkek arkadaşının bu öğleden sonraki absürt tepkisini konuşabiliriz. İyi.
Si tu veux parler du barbecue, non.
Olmayanları ise, artık yenisini almaları gereken barbekülerinden boyanması gereken duvarlarından ve artık satılması gereken klasik arabalarından anlarsınız.
Ceux qui n'en ont pas ne remplacent pas leur barbecue usé, ne repeignent pas leur façade et vendent leur voiture de collection.
Beyaz kazıklı çitimize, melez çocuklarımıza. Mangal yapmayı bilmiyorum ama onu da öğrenirim.
La clôture blanche, les petits Métis, j'apprendrai à faire le barbecue.
Bütün videolar da aşağı yukarı aynı. Ama 4 Temmuz havuzda mangal gösterisi acayip eğlenceli.
Celle du barbecue dans la piscine pour le 4 Juillet est très divertissante.
Bir de 4 Temmuz havuzda mangal gösterisi varmış.
Et apparemment, il y a un spectaculaire barbecue-dans-la piscine du 4 juillet.
İstiyorsan sana örnek bir tane verebilirim, Ama Moscone'nin barbeküsüne koyduğumuz böcek Çok cızırtı yapıyor.
J'aimerais vous faire écouter, mais le micro du barbecue n'est pas très performant.
Bu gece benim evimde mangal var.
Voilà. Il y a un barbecue chez moi, ce soir.
Oh, barbekü için üzerime bir şeyler giymem gerek.
Je devrais me mettre quelque chose pour le barbecue.
Mangal vardır herhalde.
Un barbecue?
Kement atma, boğaya binme. Pasta yeme yarışması. Nefis mangal.
Lassos, taureaux, concours de mangeurs de gâteaux, barbecue...
Biz, Baba-Oğul Mangal Partisi'ne gittik.
On revient du barbecue père-fils.
Yani ta Babaoğulu'ya mangal için mi gittiniz?
Tu as conduit jusqu'à Pairfiss pour un barbecue?
Hayır baba, bu sadece baba ve oğulların gidebildiği bir mangal olayı.
Non papa, c'était un barbecue pour père et fils.
Cep telefonumu şu maymun / oğul yerinde unutmuşum.
J'ai laissé mon portable au barbecue de Saint-Jeanfant.
Ben baba / oğul partisine gittiğinizi sanıyordum.
Tu as dit que c'était un barbecue père-fils.
Benzer olarak ruhumuz önce bir Çin restoranını yağmaladı, sonra da Koreli Barbekücüyü.
De même que notre âme a d'abord pillé un restaurant chinois, puis un barbecue coréen.
Hayır, öfkeli değilim.
Je vais profiter du barbecue.
Taze su, taze ot ve her hafta sonu barbekü.
De l'eau et de l'avoine fraîche, et un barbecue la fin de semaine.
Çok gürültülü olurlar.
Ça sent le barbecue tout le temps.
Evet.
C'était un barbecue mouvementé.
Molly, barbekü ne zaman?
Molly, à quelle heure est le barbecue?
Barbekü partimize geliyorsun, değil mi?
Au fait, vous venez bien au barbecue?
Barbekü, senin evinde, beni davet etmedin.
Du barbecue qui a lieu chez toi. Tu ne m'as pas invité.
Lanet barbekü partisi.
Saloperie de barbecue.
- Kulağa harika bir barbekü partisi gibi geliyor.
- Dis donc, sacrée soirée barbecue.
Bu barbeküye ayakta-boşaltan-amcık kıyafetiyle gitmeni istemiyorum.
Je veux pas de robe de salope pour ce barbecue.
- Çok iyi barbekü, April.
- Chouette barbecue. - Merci.
Barbeküde olanlar hakkında konuşma şansımız olmadı.
On n'a pas eu l'occasion de reparler de ce qui s'est passé au barbecue.
Sadece şunu bilmeni istiyorum, uzun süredir barbeküde olanları düşünüyorum.
Je voulais te dire que j'ai beaucoup pensé à ce qui s'est passé au barbecue.
Burada dışarıdaki yemek pişirmemiz var.
Ici, nous avons notre barbecue. Regarde.
Annemin barbekü partisi?
Le barbecue chez moi.
Çok pişmiş etin, can sıkıcı sohbetin ve garip komşuların hastası olanlar için sevindirici haber, annemin barbekü partisinin gelmesiydi. Ve çok da güzel gidiyordu.
Grande nouvelle pour les fans de viande trop cuite, de banalités et de voisins bizarres, il y avait le barbecue de ma mère, et ça cartonnait.
Orta yaşlı bir kadının barbekü partisi bu.
C'est le barbecue d'une femme mature.
Aslında gitmek üzere olduğum barbekü partisindeki ateşe koşuyordum.
En fait... vous savez, il y a un feu à ce barbecue où je vais.
Ben de barbekü partisine gidiyor olsaydım böyle yapabilirdim.
J'aurais fait ça aussi, si j'allais à un barbecue.
Adam... mangalı yaktı ama pişmemiş sosisle çekti gitti.
Ce mec a allumé le barbecue et est parti avec la saucisse crue.
Oğlanın içini açıp, ızgara gibi servis edecekler!
Ils vont le déchirer en deux et le servir en barbecue!
Bahçe barbeküsü.
Le barbecue dans le jardin.
- Gidip bir ev barbeküsü alacağız.
On va acheter un barbecue d'intérieur.
Sence barbeküyü yakabilir misin?
Tu pourrais allumer le barbecue?
Her Pazar barbekü yapıyoruz.
On fait un barbecue tous les dimanches.
- Barbeküyü hala istiyor musunuz?
Vous voulez toujours le barbecue?