Bars tradutor Francês
1,428 parallel translation
Birlikte içmeye giderdik hep. Pekala, bir kez gittik.
On n'arrêtait pas de sortir dans les bars... un soir.
Başka bi'yer biliyorum.
- Je crois que les bars ferment. - Je connais un endroit.
O gece o bar senin bu bar benim gezdiğim yer.
Où j'avais fait la tournée des bars cette nuit là.
Çin restoranlarındaki barlar yaşa bakmaz.
les bars et les restaurants chinois
- Daha çok bar var onu bulacağız.
Il y a d'autres bars. On va la trouver
- Ben de barlara gideyim.
Je devrais aller dans les bars! Je devrais sortir avec Moby!
Barlara gidebilirsin.
Tu pourrais aller dans des bars.
DiNozzo, Norfolk Girişindeki ve bağlantı noktalarındaki bar ve kulüplerde, kimliği belirsiz kurbanımızı soruştur.
DiNozzo, montre cette Jane Doe dans tous les bars, boîtes de nuit et clubs de strip-tease sur un périmètre de 1.5 km autour de Norfolk.
Kaç tane bar dolaştın?
Combien de bars et de clubs as-tu prospectés?
Sana kalsa, Bar mitzvah için bile uygundur.
Tu penses vraiment que les bars juifs sont appropriés.
Dışarı çıkıp bir iki tek atmayı sevmiyordu demek?
Il n'aimait pas sortir dans les bars, hein? Exactement.
İşte bütün olay bu, tamam mı? Orası Manhattan'daki en ünlü gay barı.
C'est un des bars gays les plus connus.
Cumartesi geceleri güzel bir elbise giyip, izbe barlara gidiyor ve herkesten bana Bayan Haberdasher demesini istiyorum.
aller dans les bars obscurs et insister pour que tout le monde m'appelle Mlle Mercière!
Amerikan Barosunun bana verdiği yetkiye dayanarak, sizleri, eski karı-koca ilan ediyorum.
Donc, par les pouvoirs qui me sont conférés par l'Association des Bars Américains, je vous déclare ex-mari et ex-femme.
Özel birisiyle tanışmak istediğiniz halde bar sahnesinden bıktınız mı?
"Vous voulez rencontrer quelqu'un de spécial mais vous êtes lassé des bars de rencontres?"
Hayır, bar sahnesinden asla bıkmam.
Non, je ne me lasserai jamais des bars de rencontres.
Annesi nihayet eve döndü, Meksika kültür turunun iyi barları ve meyhanelerinden.
Sa mère est rentrée de son voyage culturel dans les bars mexicains.
Bu ve Red Sage. Şimdi hep et lokantaları ve nargilecilerle doldu.
Maintenant la mode est aux rôtisseries et aux bars à cigares.
- Barlara ya da öyle yerlere takılmazdı.
- Il ne sort pas dans les bars.
Hayır ama D.K. Nimmanit'in bölgede birkaç barı olduğu ortaya çıktı.
Non, mais D.K. Nimmanit possède quelques bars dans le secteur.
Eğer Danny barları kontrol ediyorsa Burns'ü kim izliyor?
Danny surveille les bars. Qui suit Burns?
Hey, onula birçok bar bahsi kazanacağım.
tu gagneras des paris dans les bars un jour
Buralara sepet müesseseleri derdik.
On appelait ça des bars à corbeilles.
Sonra 8'de sepet dolaştırıp çalabileceğiniz... diğer bütün kulüpler açılırdı.
Et à 20 heures, tous les autres bars ouvraient, où on passait la corbeille et on jouait.
Yani Jasper'ın şarap evi açmasına engel olan, bu banka borcu mu?
Autrement dit, le montant du découvert empêche Jasper d'ouvrir d'autres bars à vin?
Peki, kaç tanesinde paralı bar var?
- Combien de bars payants?
İçkiyi bıraktığım için, barlardan uzak duruyorum.
Je bois pus, ça fait que... j'évite les bars.
Kendini kulüplere, kötü yerlere adadın. En büyük ve kötü belayı arıyordun ve beni buldun.
Alors, t'as écumé les bars glauques pour trouver une grosse brute, et tu m'as trouvé.
Hep birlikte bir şehir turu atacağız ve harika olacak.
On va faire la tournée des bars tous ensemble, ça va être super.
USA Today'da renkli resimler ve grafiklerden başka neyi seviyorum biliyor musun?
Tu sais ce que j'aime dans l'Amérique d'aujourd'hui, outres les codes-bars et les images colorées?
Uygun hava koşullarında ve saatte 300 mil hızda bile dayanıklı. Buna garanti veririm. Bunlar hız lastikleri, kendim yaptım.
Ils sont gonflés à 3 bars et sans aucun danger jusqu'à 480 km / h, je le garantis.
Rahatladık, düzüştük ve bardan bara koştuk.
On baisait et on faisait la tournée des bars.
Paris'teki leather barlara sık sık gidermiş.
Il a fait le tour des bars cuir de Paris.
Paris'te çok iyi leather barlar var.
Il y a de bons bars cuir là-bas.
Bazıları San Franciso'dakilerden bile çok daha iyidirler.
Certains bars sont mieux que ceux de San Francisco.
Eskiden barlarda dans ederdim!
J'ai dansé dans les bars.
Demek istediğim içinde zenci geçen bir esprim vardı, biraz sertti. Ve çok popüler. Bu espriyi şehirdeki tüm komedi kulüplerinde yapıyordum ve bir keresinde şov sırasında ön sıradakilere baktım ve tüm sıra siyahtı.
J'avais une vanne avec le mot "n gre" dedans que je trouvais tellement borderline, je faisais mon spectacle dans des bars de la ville, et j' tais dans ce club faire mes skecthes.
Arabasında uyuduğuna eminim.
Je parie qu'il a dû faire la tournée des bars et qu'il a dormi dans sa voiture.
- Ne yapıyorsun? Ben şey değilim. - Çok güzel gözlerin var.
Elle voulait que ça continue, elle a acheté une fausse carte et un wonderbra pour traîner dans les bars.
Şimdiden 17 tanesini ayarladım.
- Combien de bars payants?
Biz bara gitmeyiz.
Nous n'allons pas faire les bars.
Hiçbiri bar kavgasına karışmaz.
Mais aucun ne se battait dans les bars.
Ama barlara girmek için ona ihtiyacım var!
Mais j'en ai besoin pour entrer dans les bars!
Galibe bara gitmek istiyorsun.
J'imagine que tu veux sortir dans les bars.
O, köpecikleri, kedicikleri, ördekcikleri seviyor, bilirsin, tatlı yemeği, dans etmeyi seviyor.
Elle aime les chiots, les minous et les canetons et, et vous savez, Jell-O shots, et, danser dans les bars.
Barı aldın mı yoksa bir barda takıldın mı?
Je suis désolée, vous allez à la barre, ou juste dans les bars?
Tony'le barları mı gezmemi istiyorsun? !
Tu veux que j'aille faire la tournée des bars avec Tony?
Hayır, barlarda tanıştığını söyledi.
Non, elle les voyait dans les bars.
Barlara, striptiz kulüplerine gittim.
- Bars, stripclubs
Kalacak bir yeri olmayan kızları barlardan toplamaya bayılır.
Il ramasse les filles paumées dans les bars.
Eski oturduğumuz mahalledeki barları kontrol ettim.
J'ai fait la tournée des bars à sa recherche.