English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Bayrak

Bayrak tradutor Francês

1,414 parallel translation
Göğüslerine estetik yaptırdın ve kalbi tekleyen bir zengin aramaya koyuldun... ve içindeki nefretin karşısına geçip beyaz bayrak salladın.
Tu t'es fait refaire les nibards pour trouver un richard et tu as fini par te détester.
Beyaz bayrak taşıyan bir sivil.
Un civil portant un drapeau blanc.
En az 5-6 bayrak kaldırıldı.
Il y a au moins cinq, six drapeaux.
Bayrak direği.
Drapeau.
Bayrak nerede?
Où est le drapeau?
Aklınıza gelmeyecek, en ufacık köşeye bile yerleştirilmiş binlerce bayrak... Kırmızı, siyah flamalar... Rengarenk kağıtlar, giysiler...
Des milliers de drapeaux accrochés dans les moindres recoins, rouges, noirs, des morceaux de papier coloriés, des tissus, célèbrent notre entrée dans Holguín.
Balkonlarda ise halk, bayrak, süpürge, harita, ellerine ne geçirdiyse...,... sallayıp selam veriyorlar.
Et encore des drapeaux, attachés à des balais, des serpillières tout ce qui peut s'agiter.
Sonra bana çorba ve sahanda yumurta sundular ve bayrak sallıyorlardı.
Elles m'ont offert de la soupe et des œufs sur le plat, elles agitaient des drapeaux.
Deniz piyadeleri Suribachi'ye bayrak dikmeye hazırlandıklarında, hala direnişle karşılaşıyorlardı, ama dayandılar ve bayrak dikildi.
Quand les Marines sont allés hisser le drapeau victorieux sur Suribachi, l'ennemi s'est encore opposé. Mais ils ont persévéré, et ont hissé le drapeau.
Komutadaki general daha büyük bir bayrak lazım dedi.
Le commandant en chef a voulu qu'on trouve un plus grand drapeau.
Amirim bana "Yukarıda kameraman gönder." dedi. "Bu, resmi bayrak töreni olacak."
Mon patron m'a dit : "Envoie des photographes là-haut, car cette fois-ci, c'est le moment officiel."
Bayrak ya da tente sesi gibi. Bir saniye.
Peut-être un papier.
- Bayrak sallayıp durduracağım.
- Je vais lui faire signe.
Bu bayrak ne?
C'est quoi ce drapeau?
- Ben baharda koşarım. 200 m bayrak.
- Je cours le 100 mètres.
Seni.. seni yapışkanla yapıştırıp beyaz bayrak olarak kullanabilir miyim?
Je peux t'utiliser comme drapeau blanc?
Dikkatli ol, Fry. O bayrak, zehirli olabilir.
Attention, ce drapeau pourrait être venimeux.
- Hiçbiri için kırmızı bayrak kalkmadı mı?
- Personne ne s'est alarmé?
Yarın bize sallanacak pek fazla turuncu bayrak olmayacak.
Je sais pas s'ils agiteront autant de drapeaux orange demain.
Damalı bayrak sallanıyor!
Le drapeau à damiers!
Yeşil bayrak tekrar çekiliyor.
Le vert sort à nouveau.
Ama önde bayrak için savaş devam ediyor!
Mais le duel continue jusqu'au bout!
Boş bir lastik bot.. belki de üzerinde ülkemin amblemi olan küçük bir bayrak.
Un radeau de survie vide. Peut-être un... drapeau, l'emblème de mes compatriotes.
- Yetişkinlere karşı bayrak aç!
- Les drapeaux du mécontentement.
Gelip, normal çocuklarla bayrak yakalama oyununu seyrederseniz, günün kalanında özgürsünüz. Gezegenler, yıldızlar, karanlık madde, yerçekimsel çöküş manyetizma mekaniği çalışabilirsiniz.
Venez voir la partie de drapeau avec les enfants normaux, et vous aurez le reste de la journée pour étudier les planètes, les étoiles, les pulsars, l'héliocentrisme, la gravité et la science de la mécanique céleste,
Tüm Yahudi grupları tek bayrak altında tek hedefe yürümeli.
Tous les Juifs sous le même drapeau, avec le même but.
Dört, bir bayrak...
Quatre, un drapeau.
Bayrak.
Drapeau.
Son olarak bayrak.
Et enfin, le drapeau.
Ama bayrak yok.
Mais pas de drapeau.
Mesele bayrak değil.
Ce n'est pas le drapeau.
Şuraya bak YUAN tarafında bir beyaz bayrak var
Regardez ça un drapeau blanc flotte chez les YUAN
Bayrak havada!
Le drapeau est levé.
Bayrak koyalım.
Un drapeau!
Bayrak!
Drapeau!
Bir bayrak asmaya ne dersin?
On plante un drapeau?
Menzil içerisinde hiç yok, efendim. Görünüşe göre kimse henüz bir bayrak dikmemiş.
Apparemment cette planète n'appartient à personne.
- Bayrak kızı takımındayım!
- Je suis majorette!
Rüzgardaki bayrak gibi sallanıyor.
COMPTEUR DE FLUX TEMPOREL Seigneur, ça remue comme un petit cul.
Geç kalmayın. Bayrak bile tasarlamış.
Elle a dessiné le drapeau.
"Gerçek aşkı Bayrak Bayramı'nda bulacaksın."
"Tu trouveras l'amour le Jour du Drapeau."
Fevkalade! "Gerçek aşkı Bayrak Bayramı'nda bulacaksın."
Capital. "Tu trouveras l'amour le Jour du Drapeau."
İyi de Bayrak Bayramı bugün.
C'est aujourd'hui, le Jour du Drapeau.
Geçirdiğim en kötü Bayrak Bayramı buydu.
Je n'ai jamais connu pire Journée du Drapeau.
Bayrak Bayramı bitmedi, değil mi?
- C'est toujours le Jour du Drapeau?
Yani bunu bir bayrak yarışı oIarak görüyorsun.
Vous pensez donc reprendre le flambeau?
Bayrak töreni ve askeri kavaIye istemiş.
Il veut les honneurs militaires.
Bu bayrak, yakınınız tarafından sağIanmış hizmet ve onurun... ... bir simgesi oIarak, müteşekkir bir uIus tarafından size veriIiyor.
La patrie reconnaissante vous remet ce drapeau... pour les loyaux services... rendus par votre frère bien-aimé.
Bayrak mı?
Un drapeau?
" Belki de bayrak direğinin altında
Il a dit : " Je ne sais pas.
Yemek yiyip, bayrak yakalama oyununu seyretmeye ne dersiniz?
Ça vous dit?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]