Bekar tradutor Francês

Bu sakallar bekar bayana uzak dur demek için tasarlandı.

La barbe sert à éloigner les femmes célibataires.

Bekar anne, yalnız, savunmasız.

Une mère célibataire, seule et vulnérable.

Bekar olduğun sürece buraya her gece gelebilirsin.

Si tu es célibataire, tu peux venir ici toutes les nuits.

O, uh, bekar mı?

Est-elle, euh, unique?

Evet, 40 yaşında ve bekarım ama.

Mais je suis célibataire à 40 ans.

Ben de 40 yaşındayım ve bekarım.

J'ai 40 ans et je suis pas marié.

Bekar hayatına alışamayacağımı düşünerek epey kaygı duyuyordum ama bu tek gecelik ilişki olayı gerçekten hoşuma gitmeye başladı.

Je craignais de pas m'habituer à la vie de célibataire, mais ces aventures sans lendemain, je commence à m'y faire.

Yani ayrılmadan önce bile onsuz çocuklarımızı büyüten bekar bir anne gibi hissediyordum.

Je veux dire, même avant qu'on se sépare, je me sentais comme un mère célibataire, à élever nos enfants sans lui.

Senin numaranı alabilir miyim? Yakışıklı, bekar ve ateşli bir amcan yoksa hayır.

Seulement si t'as un oncle sexy et hétéro.

Bu harika bir fikir. Sana bekar arkadaşlarımı verebilirim.

Je vous filerai tous mes 1 $.

Tamam. Oldukça bekarım. Göğsü kıllı erkeklere bayılırım.

D'accord, je suis célibataire, et j'aime les hommes au torse poilu.

Bekar anne, garson. İki işte çalışıyor. 10 bin dolar borcu var.

Mère célibataire, serveuse, a deux emplois, et des dettes.

Benim düşüncem, Kurbanların hepsi 20'li yaşlarda, bekar.

Mon avis est qu'ils ont la vingtaine, célibataire.

Penny, umarım yaşadıklarımız yüzünden bunu yapmıyorsundur çünkü benim bir sevgilim var ve sen de bekar bir kadınsın...

Penny, écoute, j'espère que tu ne fais pas ça à cause de toi et moi, parce que j'ai une copine, et que tu es célibataire...

Çok güzel. Sana bekar bir anne olduğum için yardıma ihtiyacım olduğunu da söyledi mi?

Est-ce qu'il t'a aussi dit que j'avais besoin d'aide parce que je suis une mère célibataire?

Sen bekar bir annesin. Artık tek başınasın.

Tu es mère célibataire, tu es en solo maintenant.

Bekar bir kadın olmak utanç verici.

Roxanne : être une femme seule aujourd'hui est embarrassant.

İki bekar kadınız, bu gece bela arıyoruz.

Hey. Nous sommes deux filles seules qui veulent s'amuser ce soir.

Sen de niye hala bekarım diye merak mi ediyorsun?

Et tu te demandes pourquoi je suis toujours célibataire.

- BlueBell'de bekar erkekler olmalı.

Il doit bien y avoir quelques gars célibataires à BlueBell.

Ve Şükran gününde bekar havalı tiplerin nerede takıldığını öğrendim.

Et on m'a dit que c'était là où les célibataires sympas sortaient à Thangsgiving.

Seninle yemek yemekten keyif alacak bekar havalı bir kız tanıyorum.

Je connais une fille vraiment sympa, et célibataire qui adorerait dîner avec toi.

Çok havalı ve çok bekar. Değil mi Annie? Evet.

Elle est super cool et super célibataire, pas vrai Annie?

Genç. Bekar.

Jeune, célibataire.

Jakarta'lı bekar bir anne.

Une mère célibataire à Djakarta.

Bekar adamların "güle güle" deme şeklidir bu.

Ouais, mais c'est une façon de dire au revoir pour un célibataire.

Eşcinsel olmayan, bekar bir erkeğin tüm o perdeleri seçmesi imkansız.

Bon, il n'y a aucune chance qu'un célibataire normal choisisse ces rideaux.

Sanırım sana bakan bekar bir doktor gördüm!

Je pense que j'ai vu un docteur célibataire Regarde!

- Dans listelerinde 3 numaraya yükselen bekar genci kesiyordum.

- A découpé les singles qui avaient atteint la troisième place dans les classements.

Ama onunla ayrılmış olacağım. Yani bekar ve özgür olacağım... Ve sende bana büyük bir iyilik yapmış olacaksın.

mais je vais le laisser tomber, aussi je serai, seule et libre, et tu me ferais une faveur, parce qu'après tout ce temps avec la même personne, ce serait super d'avoir un peu du changement.

Bütün kitapta bir tane bekar kadın yok?

Tu sais qu'il n'y a aucune femme dans tout le livre?

Bekar bir anne olmak zordu, sen de pek bir yaramazdın.

Ce n'était pas facile d'être une mère célibataire... et tu étais difficile à gérer.

Bekar bir kadın için bu şekilde anahtar bırakmak riskli.

C'est dangereux pour une femme seule.

Hala bekar olduğun için çok iyi bilmiyorsundur.

Nous avons divorcé.

Bekar mı, biliyor musun?

Il est célibataire?

- Bekar olduğun yazıyor. - Evet.

- Il est dit ici que vous êtes célibataire.

Bekarım ben, böyle saçmalıklar istemiyorum.

- Je suis célibataire. C'est bon.

- Bekar babalara bir puan.

Victoire pour les pères célibataires.

Ama bekar olmayı isteyen biri veya bunu kıskanan geri zekâlı biri değilim!

C'est pas que je veuille être célibataire ou que je sois jaloux, ou une autre connerie!

Bekar heteroseksüel bir adam. New York'ta pek bulunmazmış.

Un homme célibataire, non gay à New York City- - je comprends qu'on en manque.

Öyle takılan iki bekar adam gibi.

On est comme deux célibataires qui trainent ensemble.

Bekarım.

Célibataire.

Alex benim geriye kalan tek bekar dostumdu ve... artık o da yok...

Alex a été mon dernier ami, et... maintenant, il est parti.

İlişki sorusu altında sadece "bekar" ya da "evli" var.

Dans la case "relations", il y a seulement "célibataire" ou "marié".

"Bekar" yaz. Fark etmez.

Coches "célibataire", on s'en fout.

Ama bekar değiliz.

Mais nous ne sommes pas célibataires.

Bekar olsaydım, bir yabancının çekyatında susuz ve simle kaplı halde sızmış olurdum.

Si j'étais célibataire, j'aurai fait le tour de plusieurs lits d'étrangers déshydratée et couverte de paillettes.

Size söylüyorum. O formdaki aptal "bekar" seçeneğini ikinci kez kontrol ettiğimde, o kadın fikrini değiştirdi.

A la seconde où j'ai évoqué cette stupide case "célibataire" sur ce formulaire, cette femme a fait son choix.

Hayır, o kadın bekar karşıtı.

Non, c'est une faiseuse de liste.

Ve bekar bir anne olma kararı

Elle était une vraie révolutionnaire, tout en elle, depuis la façon dont elle s'habillait

Ben de bekar bir anneydim.

Et j'ai été mère célibataire.