Ben ne bileyim tradutor Francês
499 parallel translation
- Ben ne bileyim?
- Comment je saurais?
- Ben ne bileyim?
Vous êtes censée être écrivain.
Ben ne bileyim. Olanı bu kadar işte.
J'ai jamais vu un camp pareil.
- Ben ne bileyim? Kapa çeneni Wilson!
Votre gueule, Wilson!
Ben ne bileyim? Yıllardır bana Danimarka tatlısı getirirsin.
Durant toutes ces années, tu m'as amené du gâteau danois.
Ben ne bileyim?
Je n'en sais rien.
Ben ne bileyim.
Je n'étais pas au courant!
- Ben ne bileyim?
- Je sais pas.
Ben ne bileyim.
J'en sais rien!
Ben ne bileyim, ben de aynı sizin gibi bilmiyorum.
! Je ne sais pas, je suis comme vous... Je ne sais pas..
- Ben ne bileyim.
- Comment je saurais?
- Ben ne bileyim?
J'en sais rien!
Ben ne bileyim?
Comment veux-tu que je le sache?
Nereden bileyim ben?
Je ne sais pas, moi.
Ben nereden bileyim?
Je ne suis pas sa gardienne.
Ne bileyim ben? Bu yolculuğa sen kendi kendini davet ettirdin.
C'est toi qui as voulu venir!
- Ne bileyim ben?
- D'où je le saurais?
- Ben nereden bileyim?
Je ne sais pas.
- Ben nereden bileyim?
Non, je ne sais.
Nerden bileyim ben.
Je ne sais pas pourquoi.
Bana görmek istediğin rüyayı söyle ben de sana ne verebileceğimi bileyim.
- Que voulez-vous? - Peu importe. Dites-moi a quoi vous voulez rever, je vous servirai.
Ne bileyim ben?
- Est-ce que je sais!
Ne bileyim ben?
Est-ce que je sais?
Belki trafik sıkışmıştır. Ne bileyim ben?
Est-ce que je sais?
Ne bileyim ben. Gelmiş işte!
C'est pas moi qui ai commandé le café.
- Ne bileyim ben.
Comment le saurais-je?
Ne bileyim ben?
Qu'est-ce que j'en sais?
Ne bileyim ben?
Est-ce que je sais!
Sadece sen ve ben. Senin yalan söylemediğini nereden bileyim?
Comment savoir si tu ne mens pas?
- Ne bileyim ben...
- Ah bon!
- Ne bileyim ben!
Comment veux-tu que je le sache?
Manganez, tungsten madenleri... Ne bileyim ben. - Madencilik fena iş değildir.
Mines de manganèse, de tungstène, de je ne sais pas quoi c'est pas bête ça, les mines mademoiselle
Nerden bileyim ben.
Je ne sais pas.
Ne bileyim ben sana ne olacak?
Est-ce que je sais?
Ne bileyim ben?
Je ne sais pas.
Ne bileyim ben.
- Qu'est-ce que j'en sais?
Ne bileyim ben?
Va savoir.
- İkimizin ki bir aradaydı. - Ne bileyim ben..
- Je l'ai apporté le même jour.
- Kim bu ya? - Ne bileyim ben?
Qui c'était?
Ben ne bileyim?
Pour ce que j'y comprends!
Belki de dengesini yitirip boynunu kırmıştır. - Hayır, beni bulduğunuzda ben uyuyordum! Ne bileyim!
Elle a dû perdre l'équilibre, j'en sais rien moi!
- Ne bileyim ben!
- Je n'en sais rien...
- Senin ne yapman gerektiğini ben nereden bileyim?
- Qu'est-ce que je vais devenir? - J'en ai rien a faire.
Ne bileyim, seninle bir araya gelsek, evlenmeye karar versek ve sen bir kazada ölmüş olsan, ben cesedi teşhis etmeye geldiğimde, aptal gibi görünmeyecek miyim?
Et si on avait continué à se voir, qu'on s'était mariés, que tu t'étais fait tuer et que j'avais dû identifier le corps? Quelle honte!
Ne bileyim ben, lanet iş?
Est-ce que je sais, moi?
Ne bileyim, ben iz sürücüyüm.
Je ne suis qu'un pisteur.
Ne bileyim?
Ben... je sais pas.
- Ne bileyim ben?
- J ´ ai oublié.
Victor Hugo yaşayan en büyük şairdir tıpkı, ne bileyim ben, Homer, Dante, Shakespeare gibi.
Victor Hugo est le plus grand poète de notre époque... comme... Je ne sais pas... Homère, Dante, Shakespeare.
Ne oldu ki? - Ben nereden bileyim?
- Je n'en sais rien!
- Ne bileyim ben!
- Je n'en sais rien!
ben ne yapabilirim ki 27
ben neredeyim 43
ben new york 51
ben ne 49
ben ne yapabilirim 58
ben ne olacağım 76
ben neysem oyum 16
ben nereden bileyim 163
ben ne yapayım 50
ben neyim 72
ben neredeyim 43
ben new york 51
ben ne 49
ben ne yapabilirim 58
ben ne olacağım 76
ben neysem oyum 16
ben nereden bileyim 163
ben ne yapayım 50
ben neyim 72