Bence bu tradutor Francês
12,716 parallel translation
Ve bence bu gece benimle kalmalısın.
Et je pense que tu devrais rester avec moi cette nuit.
Bence bu, Franklin Holt'un sevgilisi Leelah.
Je pense que c'est la petite amie de Franklin Holt, Leelah.
Bence bu adam Snart'ın ekibinden birisi.
Je pense qu'il travaille avec Snart.
Şahsen, bence bu çok acayip...
Personnellement, je pense que c'est un sacré...
Şahsen, bence bu çok acayip bir kuş.
Personnellement, je pense que c'est un sacré oiseau.
Bence bu büyük bir grubun saldırısı değil.
Je doute que ce soit l'acte d'un grand groupe.
Bence bu daha çok YouTube'a özgü birşey.
Je pense que ce plus un truc de YouTube.
- Bence bu oların gözaltına alınmasında bir saat sonra olması korkunç bir tesadüf.
[soupirs] Je pense qu'il est une coïncidence terrible que ce qui est arrivé une heure après avoir été placé en détention.
Evet, bence bu harika bir fikir.
Ouais, je pense que est une excellente idée.
- Bence bu kadar abartma. - Hayır mı?
- N'exagère pas quand même.
Bence bu en iyi arkadaştan öte bir şey.
Je veux dire, voilà... Un peu plus d'un meilleur ami.
Yani artık o ölü bağlılıklarını ödemek için kasabanın etrafında koşturup duran bütün o kızıl saçlı kızlar gibi, olduğunu hissedebiliyorum fakat bence bu bağlılık değil, bu üçkağıtçılıktır.
Alors maintenant qu'elle est morte, je pense qu'il y a toutes ces filles rousses qui courent dans de la ville en essayant de rendre un hommage, mais pour moi ce n'est pas un hommage, C'est du grand banditisme.
- Bence bu doğru bir hareket değil.
Je ne pense pas que ce soit la bonne chose à faire.
Bence bu ne bulduğuna bağlı.
Je dirais que ça dépend de ce qu'elle va trouver.
Biliyor musun? Bence bu çok şeker.
Je crois que c'est gentil, en fait.
- Evet, zorundayım. - Bence bu bir hata, oğlum.
- Je crois que c'est une erreur, fiston.
Bence bu işi ancak böyle çözebilirsiniz.
De mon point de vue, c'est comme ça que tout s'arrange...
Bence bu seviye mükemmel!
Je crois que c'est le parfait putain de ton!
Bence bu başarısızlık değil.
Je ne pense pas qu'échouer ressemble à ça.
Çünkü eğer senin sonunu getirecekse, bence bu hiçbirimiz için sorun olmayacaktır
Si c'est le tien, je crois qu'on est tous OK.
- Bence bu kölelik demek.
Je veux dire, c'est ce qu'on appelle l'esclavage.
Bakın, bu sadece varsayımsal, ama bence bu...
C'est juste une hypothèse mais...
Hayır, hayır, hayır, bence bu harika her şey açıkça ortada artık.
Non, je pense que c'est bien Que tout soit juste dehors, directement en plein air.
Bence bu iğrenç olay buna engel olmak isteyen birileri tarafından yapıldı.
Je pense que cette abomination est le travail de quelqu'un essayant d'y mettre fin.
Bence bu güzel bir... fikir değil.
C'est pas une bonne... idée.
- Bilmiyorum. Bence 20'li yaşlarındayken, gençken önündeki yol bu kadar net değil. Nereye gittiğini bilmiyorsun.
Je ne sais pas, quand on est plus jeune, qu'on a la vingtaine, la vie devant nous n'est pas aussi claire, on ignore où elle nous mènera.
Bence olay bu.
Je pense que c'est ça. Je pense que je l'ai.
Bakın, bence sorunumuz bu bar.
Le truc, c'est qu'on est dans un bar.
Bence Geitman'ı öldüren bu taraftan geldi.
Celui qui a tué Geitman est entré par là.
Bu kafasızı, cesuru oynarken görebilecek bütün gözlerden uzakta... -... yolculuk halindeyken yakalasak en iyisi olur bence.
Je pense qu'il est mieux d'aller à leur rencontre de jour à l'écart de quiconque qui pourrait voir ce fou jouer le vaillant.
Bence hâlâ bu bir ipucu.
Je pense que c'est un indice.
Bence Simon bu konuda yardımcı olmak ister.
Je pense que Simon aimerait aider pour ça.
Bence sana sahip oldukları için bu soytarılar şanslı.
Je pense qu'ils ont de la chance de t'avoir.
Hayır, annemi bu kadar kazanmaya çalıştıktan sonra bence babam bilmeyi hak ediyor. Ve annemin kabul etmesinin tek sebebi yardımcılık için final listesinde olması.
Non, je pense que mon père mérite de savoir, après des années à essayé de se remettre avec ma mère, la seule raison qui la poussé à accepter est qu'elle est approuvé pour la liste des candidats pour la Vice Présidence.
Bence Rio'nun yaptığı da bu.
Et je pense que c'est ce que Rio fait.
- Bence aradığımız adam bu.
Je pense que c'est notre gars.
Bence içindeki komplocu bu sabah fazla latte içmiş.
- Je pense que la conspiration écrou en vous avait un peu trop de lattes ce matin.
Dinle. Bence Sakura bu binada bir yerlerde bir oda, ve onu bulmak zorundayım.
Je pense que Sakura est une pièce quelque part dans le bâtiment et je dois la trouver.
Bu soruşturma FBI tarafından başlatıldığına göre bence bırakalım da davayı federal hükümet açsın.
- C'est... non. - Puisque le FBI a commencé l'enquête, nous vous suggérons de permettre au gouvernement fédéral de poursuivre l'affaire.
Bence bütün bu olayı tam tersine çevirip Krantz'ı savunmaya koymalıyız.
Je dis on retourne tout ça sur lui et on met Krantz sur la défensive.
Ama bence sizin emekliye ayrılmanızın asıl sebebi yakında onun işine konabileceğinizi fark ettiniz ve bu sizi ölesiye korkutuyor.
Mais je pense que la vraie raison pour laquelle vous souhaitez vous rétracter est parce que vous réalisez que vous pourriez bientôt avoir son travail, et que ça vous effraie.
Güven bana, bence sorun bu değil.
Tu vas trop vite. Crois-moi, ne pense pas que c'est le problème.
Bence Weber'ın metresini bulacağız ama bu benim fikrim tabii.
Je pense que nous trouverons la maîtresse de Weber. Mais c'est juste mon avis.
Bence müstakbel damadın senin bu işle bir ilgin olmadığına inandı kıçını bir suç şlemekten kurtardı.
Je crois que votre futur gendre pensait que vous n'aviez rien à voir avec ça et donc il a sauvé vos fesses de commettre un crime.
Hastalık Kontrol tüm gün laboratuvarda poker oynayacağına bu tür çabaları dikkate almalı bence.
Au CDC ils devraient étudier les Z comme ça au lieu de jouer au poker dans leur labo.
Bence benimle yeniden çıkmak istiyorsun ve bana bu bahaneyle geldin çünkü gerçeği söylemeye korkuyorsun.
Je crois que tu veux ressortir avec moi et que tu es venue avec ça parce que tu as peur de me le dire.
Dede, bence sen zihnini bu bedenin genç beynine koyunca, her genç beynin yapacağını yaptı.
Grand-père, je pense que, quand tu as mis ton esprit dans le jeune cerveau de ce corps, ça a fait ce que les jeunes cerveaux font...
Bu yüzden çekip gitmelisiniz bence.
Alors je pense que vous devriez juste partir.
Bence Jay'i bulmalıyız, bu konuda bize yardım etmesini sağlamalıyız.
Je pense qu'on devrait trouver Jay, le convaincre de nous aider.
Sanırım bu küçük plan hayatlarımızı mahvedebilir. Bence aynı ehemmiyeti gerektiriyor.
Vu que ce projet peut ruiner nos vies, il mérite la même attention.
Bu Tamir denen adam, artık onunla hiçbir şekilde alakalı olmayı istemez bence.
Et ce fameux Tamir, il ne voudra plus rien avoir affaire avec elle désormais.
bence bu harika 29
bence bu iyi bir fikir değil 21
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
bugün 1104
bence bu iyi bir fikir değil 21
buddy 296
burger 17
butt 27
bu ne 1749
buster 93
bush 29
bunny 148
bugün 1104