Benzemiyor tradutor Francês
3,427 parallel translation
Düzene girmiş bir asker hayatına hiç benzemiyor.
Les flics étaient pas organisés.
Sana hiçbir şeyi benzemiyor.
- Et rien de toi.
Kana benzemiyor.
Ca ne ressemble pas à du sang.
Görüyorsun ki, San Joaquin Katili diğer seri katillere pek benzemiyor.
Vous voyez, le tueur de San Joaquin n'est pas comme les autres tueurs en série.
Hayır, benzemiyor. Hem benzese bile...
Non, et même si c'était le cas ce n'est pas une raison pour que tu la violes!
Tesadüfen bulabileceği bir yere benzemiyor.
On n'arrive pas ici par hasard.
Kullanılan dil 7 yıldır esir tutulan 15 yaşında birininkine benzemiyor.
- Oui. Ça correspond pas à une ado de 15 ans enlevée il y a 7 ans.
"Hiç" e benzemiyor pek.
Ça n'a pas l'air de rien.
Bir sodyum karbonat çözeltisine maruz bırakılmış fenolftalein indikatöründen başka bir şeye benzemiyor.
On ne soupçonne pas du tout un indicateur de phénolphtaléine exposé à une solution de carbonate de sodium.
hiç de bana benzemeyen birini öpen bir erkeğin resmi. Bana benzemiyor çünkü seksi ingiliz bir kız arkadaşı var ki kız kahpeye benzese de, benim olabileceğimden çok daha harika bir kız.
C'est l'image la plus romantique d'un mec qui devait embrasser quelqu'un qui aurait dû me ressembler mais ce n'est pas le cas parce qu'il a une copine anglaise sexy qui à l'air d'une garce,
Öncelikle yaptığım iş filmlerde gördüklerine pek benzemiyor.
Pour commencer, ce que je fais ne ressemble pas à ce que tu vois dans les films.
"Bir tanesi, diğerlerine benzemiyor."
" Il y en a une qui n'est pas comme les autres.
Daha önce gördüklerime benzemiyor.
Je reconnais pas ces traces.
Hiç doktora benzemiyor.
Elle ne ressemble pas à un médecin.
Bu lateks eldivene hiç benzemiyor.
Cela ne ressemble pas à des gants en latex.
Gördüğüm camlara benzemiyor.
J'ai jamais vu ça avant.
Evsizleri doyurmamıza rağmen yine de babamla geçirdiğim Şükran Günlerine benzemiyor.
C'est juste que... Même si on a nourri les sans abris, ça ne ressemble pas à Thanksgiving sans mon père.
- Halı izi, ama şekli ve büyüklüğü bu odadaki hiçbir şeye benzemiyor.
Des marques sur le tapis. Il n'y aucun n'objet qui ne corresponde en forme et taille dans cette pièce.
Bu Rafe Tong'a benzemiyor.
- Ça lui ressemble pas.
Kin güdecek birine benzemiyor.
Elle n'a pas l'air de quelqu'un de rancunier.
Geldiğimiz yere benzemiyor. Değişmiş gibi.
Ça a l'air trop normal par rapport à la dernière fois.
Ama o kadın diğer kadınlara pek benzemiyor ve beden ölçüleri de iyi değil.
Mais cette femme n'est pas farouche comme les autres femmes. Et je pense que son corps n'est pas très beau.
Pek mendebura benzemiyor.
- Il est pas dégueu.
Hiç Yahudi'ye benzemiyor da.
Cool. Elle a pas l'air juive.
O, aradığımız kızlara benzemiyor.
Elle n'a rien à voir avec les autres filles.
Aynı zamanda kuartetin önümde uçup gittiğini seyretmek hiçbir şeye benzemiyor.
Et pour regarder le quatuor s'évaporer en face de moi en même temps, c'est... Il ne ressemble à rien. C'est un cauchemar.
Hayır. Bu adam... hayır... Senin her zamanki serseri arkadaşlarından birine benzemiyor.
Non, ce type ne ressemble pas à tes potes habituels.
- Fenaya benzemiyor.
- Elle semble bien.
Bu ilaç değişimi, daha önce gördüklerime benzemiyor.
Cette drogue se vend un max, j'ai jamais vu ça.
Bana hiç benzemiyor.
Il ne me ressemble pas du tout.
Hadi, sesim Peter Griffin'e benzemiyor.
Allons, je n'ai pas la même voix que Peter Griffin.
Bu, birisi şehir dışındayken çiçeklerini sulamaya benzemiyor ki.
Ce n'est pas juste arroser les plantes de quelqu'un pendant qu'ils ne sont pas en ville!
Hiç senin tarif ettiğin gibi birine benzemiyor.
Il ne ressemble pas à celui que tu décrivais.
Bu mal bir boka benzemiyor, ve bu herif de görgüsüzün teki.
Ce mec a l'air d'une merde et se comporte comme un connard.
Ona biraz benzemiyor muyum?
Je lui ressemble un peu, non?
Tamam, buna hiç benzemiyor.
OK, rien à voir avec ça.
Öyle yerlere takıIan birine benzemiyor.
Elle ne comprenait rien... C'est toi qui l'a invitée?
İyi de hala bir boka benzemiyor adamım.
Mais ça pétille pas.
Mükemmel bir yer. Hiçbir yere benzemiyor. Biraz kasvetli ama güzel bir yer.
C'est un lieu étonnant, ce n'est comme nulle part ailleurs, c'est assez morne, mais charmant.
Beatrice bir şeyi unutan türden kızlara hiç benzemiyor.
Beatrice n'a pas l'air d'être du genre à oublier quoi que ce soit.
Sadece o gitara benzemiyor.
Ce n'est pas la même.
Seni yavaşlatmışa benzemiyor.
Eh bien, ça n'a pas semblé te ralentir.
Ayrıca hiçbir kitaba veya internetteki şeylere benzemiyor. Tamam büyük yaratık dünyaya inip kendine bir beden bulur.
Ca ne correspond à rien du tout dans aucun livre ou sur le net d'accord, donc Big Daddy bouffe des terrains ici, il chope lui même quelques dick..
Carol Channlng'ln gençlik halierine benzemiyor mu?
On dirait Carol Channing, en plus jeune.
Genelde takıldığım kızlara benzemiyor.
C'est pas le genre de fille que j'emballe d'habitude.
Kendime benzemiyor muyum?
Je ne me ressemble pas?
Pek plana benzemiyor, değil mi?
Ouais, ouais. Ce n'est pas vraiment un système, n'est-ce pas?
- Sence de bir ele benzemiyor mu?
Ça fait penser à une main?
- Canavara benzemiyor.
Ça ne fait pas d'elle un monstre.
Başka hiçbir şeye benzemiyor.
- Tout à fait.
Hadi o zaman adama bir beşlik verip gidelim buradan. Evsize hiç benzemiyor.
On dirait pas un SDF.