Beryl tradutor Francês
107 parallel translation
Beryl'e bir kaç yemek tarifi kitabı getirmesini söylemeni istedi. Ceviz turşusu falan.
Elle veut que vous rappeliez à Beryl d'amener la recette pour écaler des noix ou je ne sais quoi.
- Beryl, çabuk ol. Hazır oradayken sobaya biraz daha kömür at.
Beryl, rajoutez du charbon dans le poêle.
- Onu bitirdiğiniz zaman. Beryl size verir. Benim yapacak işlerim var.
Beryl vous la servira, j'ai mes comptes à faire.
- Çayı masaya götür Beryl.
- Apporte les thés.
- Sizinle nasıl konuşuyorlar Bayan Bagot? Sessiz ol Beryl.
Quel toupet de vous parler ainsi.
- Beryl Caighn'le?
Beryl Caighn?
- Hayır. Beryl Caighn'le ne zaman tanıştınız?
Quant à Beryl Caighn?
O sırada Beryl Caighn'i öldürmek istediniz mi?
Vous vouliez tuer Beryl Caighn?
Yani tabancayı sadece Beryl Caighn'i... korkutmak için ateşlediniz.
Autrement dit, vous avez tiré... juste pour l'effrayer, elle.
Sizin başarısız aile hayatınıza seyirci olan... masum Beryl Caighn yüzünden mi... yoksa huysuzluğunuzdan ötürü hastalanan kocanız yüzünden mi?
Pour Beryl Caighn, témoin innocent... du sordide échec de votre ménage? Votre mari, malade de vos méchancetés?
Şimdi bunu aklınızda tutun ve Beryl Caighn'e bakın.
Gardez cette image!
Bu kadın kocasını, Beryl Caighn'i ya da her ikisini öldürmeye çalıştı mı?
a-t-elle essayé de tuer son mari et Beryl ou les deux?
Beryl'i getirin.
Amenez Beryl.
Beryl nerede?
Où est Beryl?
Azizemiz Sussex'li Beryl sade bir vatandaştı.
Beryl, notre patronne, était une simple bergère.
Bu olaya iki yaşında bir çocuk tanık oldu. Hemen oraya koşup Beryl'ın yere düşen ayakkabılarını aldı. O çocuk, bu manastırı kurdu.
Voyant cela, une enfant de deux ans ramassa les souliers de Beryl, retombés sans elle, et fonda notre Ordre.
Onun kardeşleri, dünyadaki insanlar Sussex'li Beryl'i ayaklarından tanıyana kadar sessizlik yemini etti.
Nous avons fait vœu de silence jusqu'à ce que le gracieux bond de Beryl lui ait valu la canonisation!
Buna da inanmakta zorlanıyorum.
Une histoire aussi incroyable que celle de Beryl.
Bu konuda yardıma ihtiyacın olursa Beryl...
Si jamais vous avez besoin de quelque chose, Beryl.
Beryl çıktı mı Bayan Christie?
Beryl est partie, Mme Christie?
Beryl, ben geldim.
Beryl? C'est moi.
Beryl'e bakmıştım da...
Je cherche Beryl.
Sanırım bu borç... Beryl'in borcu.
Je n'ai pas voulu... ennuyer Beryl.
Beryl, en iyisi ben gideyim.
Beryl, je m'en vais.
Beryl ve onun arkadaşı Alice var.
Beryl et Alice, une brunette.
Beryl istedi. Bana ihtiyacı olabilir.
Beryl a besoin de moi!
- Tamam Beryl.
- Laisse, je m'en vais!
Beryl.
Beryl.
Beryl, iyi değilsin diye bu saatte bu kadar gürültü yapma hakkın yok. Doktora görünebilirsin.
Si vous n'êtes pas bien, au lieu de faire la folle la nuit... vous devriez voir un docteur.
Merhaba Beryl.
Oh, bonjour, Beryl.
Güzel, otur Beryl... şuraya otur.
Asseyez-vous dans le... transat.
Burada ne arıyorsun Beryl?
Tu fais quoi ici, Beryl?
Gerçekten bilemiyorum Beryl.
- Je ne sais pas.
- Bu pek hoşuma gitmedi Beryl.
Ça ne me dit pas.
Bakın Bay Christie, Beryl bana anlattı...
Beryl vient de me dire...
Nefes al Beryl.
Respirez, Beryl.
Beryl.
Oh, Beryl.
Beryl!
Beryl!
Şey, Beryl nerede?
Où est Beryl?
Birincisi, Beryl'i ben hallederim.
D'abord, il y a Beryl. Je vais m'occuper d'elle.
Sonra ben insanlara... Beryl'in ve senin gittiğinizi söyleyeceğim.
Alors, je pourrais dire aux gens que vous êtes parti avec Beryl.
Beryl ve bebek nasıl?
Beryl et la petite vont bien?
Beryl'in babasına.
Le père de Beryl.
Berly ve bebeğin yazdan beri gelmediğini söyledi.
Il n'a pas vu Beryl ni la petite depuis l'été.
O keserdi, Beryl genelde ona okurdu.
C'est Beryl qui les lui lisait.
" Saat 11.50'de eşiniz Beryl Evans'ın cesedini... 10 Rillington Place, Notting Hill'de çamaşırhanede sarılı olarak buldum.
"À 11 h 15, le corps de votre femme, Beryl Evans, a été découvert, " caché dans la buanderie au 10 Rillington Place, Notting Hill.
"Sen de çok hoşsun, Beryl."
"Ca fait un bail aussi, ouais, Beryl!"
Sevgili Beryl.
Allons, Chère Beryl...
- Evet Bayan Bagot?
Beryl!
Ona dikkatle bakın.
Regardez bien Beryl Caighn!
Arabanın tamiri... bir kaç gün alırmış öyle dediler... - Beryl nasıl?
La réparation prendra quelques jours.