Bisküvi tradutor Francês
827 parallel translation
Yeni çeşit bisküvi yaptım.
Moi faire nouveaux biscuits.
Dükkanda, en çok sattığım bisküvi bunlar.
Et c'étaient ceux qui se vendaient le mieux à l'épicerie.
Bu 15 gece boyunca, günde 6 parça şeker ve 2 bisküvi ile yürümek demek.
Et il faut compter 15 nuits de marche. avec 6 morceaux de sucre et 2 biscuits par jour... On peut tenir le coup!
Sandviç ve bisküvi, tabii efendim.
Sandwiches, biscuits. Oui, monsieur.
Şey.. biraz bisküvi alır sonra yağ ve sirke... katarsın, sonra soğan ve sarımsakla beraber... ekmek kırıntıları katar -
Biscuits, huile et vinaigre... des oignons et de l'ail.
- Bisküvi?
- Un biscuit?
Sana yukarıya sherry ve bisküvi yollarım.
Je ferai monter du sherry et des biscuits.
- Bir bisküvi al tatlım. - Teşekkürler.
Un biscuit?
- Bir bisküvi daha al canım. - Hayır, sağolun.
Un autre biscuit?
Delikanlının düşleri sevgilisinin odasında oturup, bisküvi yemek.
Voici le rêve de tout adolescent : Manger des biscuits chez sa petite amie.
- Sekiz bisküvi.
- Huit gâteaux.
- Eksi sekiz bisküvi.
- Huit gâteaux de moins, c'est ça!
Çorba, bisküvi, reçel.
Du potage, des scones, de la confiture...
İyi ki fazla bisküvi almışız eve!
On a bien fait d'acheter tous ces gâteaux!
Size diyorum. Turta, bisküvi ve fasulye yiyip kahve içtim!
J'ai eu de la tarte et des biscuits et des haricots et du café et du whisky.
Şeri ve bisküvi istiyorum.
J'aimerais mon xérès et des biscuits.
Eski bir bisküvi kutusunun sadeliğini tercih etmez miydin kesinlikle?
Une vieille boîte à biscuits est en soi plus belle.
Bize gereken, vurucu bir ifade, "idealleri bisküvi üzerine sürmek" gibi.
Il faut une image comme : "Tartiner ses idéaux".
"İdealleri bisküvi üzerine sürmeyi denedin mi hiç?" Beğendiniz mi?
"As-tu déjà essayé de tartiner des idéaux?"
"İdealleri bisküvi üzerine sürmeyi denedin mi hiç?" - Jeff. Olmadı...
"As-tu déjà essayé de tartiner..." Je ne peux pas!
"İdealleri bisküvi üzerine sürmeyi denedin mi hiç?"
"As-tu déjà essayé de tartiner des idéaux?"
İngilizceyi nerede öğrendi acaba, bisküvi fabrikasında mı?
II a appris l'anglais dans une fabrique de bretzel.
Sonra üç tereyağlı bisküvi ile çayınızı içiyordunuz.
Puis vous preniez le thé avec 3 biscuits.
Epeyce bisküvi yapar.
Ça fait beaucoup de blé.
Bize limonata ve bisküvi getir.
De la limonade et des gâteaux!
Bisküvi ister misin, Charlotte?
Encore un gâteau?
Bana her zaman bir kutu bisküvi verir.
Il m'offre toujours une boîte de biscuits.
Edna, çocuğa sütle bisküvi verirsin.
Edna, donnez-lui du lait et des biscuits.
Ayrıca yanımda bisküvi var. Yumurta unu jambon ve marmelat.
J'ai aussi des biscuits, des œufs en poudre,
Yatakta bisküvi yemek falan filan işte.
Soi-disant que je mangeais des biscuits dans le lit et cetera.
Buna üzüldüm çünkü içine galeta bile koymuştum. Bisküvi gibi hani... galeta! Onları çok sever!
C'est dommage parce nue j'lui avais fait des gâteaux des biscuits, vous voyez ll aime tant les gâteaux, l'pauv gros!
Bir paket bisküvi alabilir miyim?
On a tout le temps. Madame, mes cakes, s'il vous plaît.
Bize bisküvi getirirsen ziyaret etmene izin veririz.
Vous pourrez la visiter si vous amenez de tels biscuits.
Küfelik olmamanız için bisküvi...
Vous mangez quelque chose?
Ginetta bisküvi ikram etsene! Gerçekten çok hoşlar!
Donne-leur des petits gâteaux!
Et kavurmayı ve kremalı bisküvi yapmayı bilirim.
Je fais du rôti et de la crème renversée...
- Merhaba, bisküvi getirdim.
- Bonjour, j'ai apporté des biscuits.
Bisküvi, iki paket.
Biscuits, deux paquets.
- İncirli bisküvi yer misin?
- Un biscuit aux figues?
Bisküvi yedikten sonra yatacağım.
Ranger les biscuits et aller au lit.
Bisküvi kutusu içindeki 8.10 sterlin için mi?
Amasser 8 £ dans une boite à biscuit?
Kilerde bisküvi yeme.
"Ne mange pas de gâteaux dans le garde-manger."
Bu fırını yakabilirsem, bisküvi yapabilirim.
Si ce four consent à chauffer, nous aurons des gâteaux.
Bisküvi yiyordum.
Je mangeais un biscuit.
- Meyve, bir bisküvi ya da iki.
- Des fruits, des biscuits
Çikolatalı bisküvi nasıl fikir?
Une bo ^ Ite de guimauve au chocolat?
İki adet üç buçuk dakika pişmiş yumurta ve biraz da bisküvi.
Des œufs á la coque et des petits fours.
- Size bir bardak içki ve bisküvi ikram edebilir miyim?
Puis-je vous offrir un verre de sherry et un biscuit? Oui, merci.
İki paket bisküvi, bir kutu peynir. Bir paket limonata veya portakal tozu. Dört kesme şeker.
Deux boîtes de biscuits, du fromage, un sachet à l'orange ou au citron, quatre sucres, un paquet de cigarettes, des allumettes, un paquet de bonbons, un autre de chewing-gum...
Sana bisküvi alayım. Boş ver.
Je descends.
Fakat bisküvi istedin.
Tu voulais des cakes.