English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Blond

Blond tradutor Francês

800 parallel translation
Şey, sarışın olduğu söylenemez ama esmer olduğu da söylenemez.
Il n'était ni blond... ni brun...
Sarı maymun! Bana sataşıp durdu.
Ce grand singe blond!
Güzel bakışlı olanı değil,.. ... savaşta en iyi olanı seçeceğimi söylemiştim.
J'ai dit aux deux que je n'aimerai ni le blond, ni le brun, ni le pondéré mais le plus brave qui s'est distingué au combat.
- Kim o? Kahverengi takımlı ve şapkalı, şu sarışın adam.
Cet homme blond au costume et au chapeau marron.
Öyle görünüyor. Polisler ceketinde bir sarışına ait saç teli bulmuşlar.
- Les flics ont trouvé un cheveu blond sur le gilet.
Yakında uzun boylu, çok iyi bir babası olan yakışıklı bir çocukla evleneceğini işaret ediyorlar.
Ils disent que vous épouserez bientôt un grand jeune homme blond avec un père adorable.
Bunu giyen adam en az 1,75 m boyunda... sarı dalgalı saçlı, yaklaşık 78-80 kg ayakkabı numarası 40.
L'homme qui portait ça mesure 1,78 m ou 1,80 m, blond, bouclé, il pèse dans les 80 kilos, chausse du 43.
Sarışın, benden genç, al yanaklı.
Herbie... un blond, rougeaud, plus jeune que moi...
"Ben bir kelebeğim, yarı beyaz, yarı sarı"
Je suis un papillon Moitié blanc, moitié blond...
Gittiğimde Bunbury ile konuşurum... eğer bilinci yerindeyse.
j'ai entendu dire que ses cheveux ont viré au blond.
70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
1,83 m, 73 kg. Blond, yeux bleus.
Beyaz, Amerikalı erkek, 32 yaşında ve genç görünümlü 70 Kg., sarı saçlı, mavi gözlü.
Homme blanc, âgé de 32 ans, fait plus jeune. 1,83 m, 73 kg. Blond, yeux bleus.
Zayıf, uzun boylu, sarışın...
Il était mince, grand... blond, très pâle, spirituel.
Müsaade var mı? Ben Augusto'nun bir arkadaşıyım, Roberto Giorgio. Onun da arkadaşıyım.
Je suis l'ami d'Augusto et aussi l'ami du petit blond.
Sarışın olan mı?
Le blond qui rit toujours?
- Sarışın bir muslukçu mu?
Un plombier blond?
Çok güçlü, tam bir sarışın. Kulağına dağ çiçeği takardı.
Très fort, très blond, avec un edelweiss derrière l'oreille.
Karargahınızda - sarışın ile, kaz ciğerini kim sevmez?
Le Q.G. blond qui aime le foie gras?
Sarışın adamı gördünüz mü?
ah ça, alors, c'est lui, là, le p tit blond? - Bordin..,
- Ve sarışın.
- Etre blond.
Neden sarışın değil acaba.
Pourquoi n'est-il pas blond?
Öyle mavi gözlüler genelde sarışın olur.
Généralement, on est blond avec des yeux d'un bleu pareil.
- Ben sarışınım.
Moi, je suis blond.
Ceketinin altında bir şey saklıyordu. Bir tür paket. Ne enayi!
Il était blond et cachait quelque chose sous son blouson... comme un paquet, avec une lanière.
Sanırım genç bir adamdı, beyazımsı sarı saçları vardı.
Plus près, il y avait... un jeune type blond, qui avait l'air de se cacher.
Uzun boylu, sarışın.
Grand, blond.
"Sarışın balığın güzel saçları"
"Les beaux cheveux du poisson blond."
Ne tesadüf, senin şu sarı kafayla yapımcı aynı evde yaşıyor demek ki.
Je suis allée chez le producteur. Quelle coïncidence que ton ami blond péroxydé et ce producteur vivent sous le même toit.
Şimdi bunları konuşmaya gelmedim. Oğlum Harold'ın haline bir bak. İyi görünümlü bir çocuk.
" cheveux blond-roux, yeux bleus globuleux, fauteur de troubles zélé.
- Saçınızı neden boyattınız? - Dışarı.
- Pourquoi vous teindre en blond?
Altın saçlı bir melek onu koruyor.
Un ange blond veille sur lui.
Uzun boylu, sarışın, puro içiyor ve o bir domuz.
Il est grand, blond, il fume le cigare et c'est un fils de garce.
Genç ve sarışın biri...
Il est jeune, blond...
Sarışındı, melek gibi yüzü vardı, hepimiz güldük.
Il était blond, un visage de chérubin. On riait tous...
Adam sarışın ve otuzlarında.
Il est blond, la trentaine.
Külüstür bir MG arabadaki, iriyarı sarışın bir adam tarafından.
Grand blond dans une MG saloon délabrée.
Poltroni, 1,80 boylarında, 80 kilo ağırlığında, mavi gözlü ve sarı saçlı.
Poltroni fait 1 m 88, 80 kg, blond aux yeux bleus.
Sarışın olduğundan aklıma gelmemişti bu hiç.
On ne dirait pas, il est blond.
Köprünün altında karşılaştığım sarışın adam düşünecek fazla zaman bırakmadı.
Le petit blond, avec qui j'avais rendez-vous, ne m'a pas laissé le temps de réfléchir.
Çilek sarısı mı?
C'est blond ardent?
- Kocanın teni açık mı, koyu mu?
Ton mari est blond ou brun?
O zaman sana bir sarışın bulalım.
Il vaut mieux un blond alors.
Esmer olan — Onu görüyor musun, Jan?
Le loup à poil blond, tu le vois, Yan?
Sen de onun kadar esmersin.
Loup Blond?
Şu sarışın ufak çocuk.
Le petit blond.
Sarışın biri mi, esmer biri mi?
Brun ou blond?
Baş belaları!
Pas un blond.
Sen esmer, ben sarışınım.
Toi, brune, moi, blond.
Buraların en iyi nişancısıymış.
Blond.
Sarışın olanı canlı istiyorum.
Ils sont deux. Je veux le blond vivant.
Sarı saçlarım var.
Je suis blond.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]