English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Blondie

Blondie tradutor Francês

296 parallel translation
Hey, sarışın!
Hé blondie!
C'est moi, blondie! ( Benim, sarışın! )
C'est moi, blondinette.
Harvey, Sarışın Fıstık'ı önerdi, ama doktor Eddie'nin yerine gitmek istedi.
Harvey a suggéré La Taverne de Blondie... mais le docteur voulait aller chez Eddie.
Hayvan, Harry, Hoffy, Price, ya da Blondie, Joey, veya Duke?
Mais qui? Animal, ou Harry, Hoffy ou Price, Blondie, Joey, Duke!
Sen, Hoffy ya da Duke veya Price, Hayvan ya da Blondie hatta Joey.
Toi, Hoffy, ou Duke, Price, Animal ou Blondie, même Joey.
Blondie, sis makinesini getir. Steve'in bacağına bağla.
Attachez à la jambe de Steve le pot qui doit servir à faire la fumée!
Telefonu aç, sarışınım.
Réponds, Blondie.
Blondie'yi vurdular.
Ils ont eu Blondie.
Kurudum, Blondie.
À boire... De l'eau...
Blondie, dinle...
Reviens. Blondin, écoute-moi...
Haydi Blondie.
Du nerf, Blondin.
Blondie...
Eh bien, Blondin...
Ve, Blondie... hoşçakal.
Eh bien, Blondin... Adieu.
Blondie, ölme.
Blondin, ne meurs pas.
Blondie, yardım edeceğim.
Je vais t'aider.
Blondie, neyin var?
Tu te sens mieux? Je t'en supplie, ne meurs pas.
Blondie?
Blondin?
Lütfen... Blondie...
Je t'en prie...
Blondie, şu Angel Eyes değil mi?
Blondin, n'est-ce pas Œil d'ange?
Blondie...
Blondin...
Blondie, o cehennem çukurundan nasıl kurtuldun?
Blondin, comment t'es-tu évadé de cette porcherie?
Blondie, benimle çalıştığın için çok mutluyum.
Blondin, je suis content que tu travailles avec moi.
Blondie, Angel Eyes benimdir. Pekala.
Blondin, je me réserve Œil d'ange.
Blondie, hayatımızı tehlikeye attığımızı farkında mısın?
Ne risquons-nous pas notre vie?
Blondie!
Blondin!
Hey, Blondie.
Hé, Blondin.
Ufak at da civcivler yesin!
Assure! Blondie.
Bu İskoç adının Blondie olduğunu söyledi, değil mi?
L'Écossais s'appelait Blondie, pas vrai?
Senin Blondie'nin saldırısına uğrayan biri onun içinde ölüyor.
Elle transporte un homme mourant, assassiné par votre Blondie.
Bildiğim kadarıyla şu koca memlekette... bu Blondie'nin neye benzediğini bilen tek sefil piç kurusu sensin.
Et le pauvre bougre qui sait à quoi ressemble Blondie, c'est vous.
Birden Blondie kendi vicdanım gibi karşıma dikildi. Kağıt destesi kalınlığındaki para tomarını gözüme sokuyordu.
Et Blondie se tenait là, comme ma conscience, remuant une liasse de billets aussi épaisse qu'un jeu de cartes.
İsim ve adres yok. Sadece bir takma ad : "Blondie."
Pas de nom, pas d'adresse, seulement un surnom : "Blondie."
Fennan'la tanışıklığımıza öylesine karşıydı ki... Blondie'nin bana yaptığını ona yaptı.
Quelqu'un qui était si violemment opposé à notre association qu'il a fait ce que Blondie m'a fait.
Mendel, Blondie kim?
Mendel, qui est Blondie?
Öbür koltukta oturan kişi Blondie'ydi.
L'autre siège était occupé par Blondie.
Blondie'nin işleri hep tıkırında gitmiş. Sadece Fennan'ın öldüğü gece tiyatroya gelmemiş.
Tout ce que fait Blondie paraît fonctionner, hormis qu'on ne l'a pas vu le soir où Fennan est mort.
Yani, Elsa tiyatrodayken Blondie de Fennan'ı öldürmüş olabilir.
Donc Blondie aurait assassiné Fennan pendant qu'Elsa était au théâtre.
Führerim, bana ihtiyacınız varsa... Blondie.
MON FÜHRER, SI VOUS AVEZ BESOIN...
- Blondie bu hafta doğurabilecek mi?
- Blondie a-t-elle mis bas, cette semaine?
Baya bir numara da biliyor.
Blondie connaît beaucoup de tours.
- Blondie'nin yavruları olmuş.
- Blondie a eu des chiots. - Merveilleux!
Merhaba, Blondie.
Bonjour, Blondie.
Woman : "Blondie" graffiti sanatıyla önemli bir figür gibi görünüyor.
"Blondie" semble être une figure importante dans le graffiti.
Mercimekleri sarışının fırınında pişirmen gerekmez mi?
Ne devrais-tu pas faire ta cuisine chez Blondie, désormais?
Ya da sağ eliyle yazanlara Solak denmesi gibi bir şey. - Ufaklık bitirdin mi?
Comme on surnomme les roux Blondie ou les droitiers Gaucho.
Pekala Blondie, burada kal ve bu ikisine göz kulak ol.
Blondie, reste t'occuper de ces deux-là.
Şimdi beni dinleyin! Blondie, burada kalıp bu ikisine göz kulak ol!
Blondie, tu restes t'occuper de ces deux-là.
Bu Blondie için.
- C'est pour le blond.
Sen, bayan sarışın!
Mlle Blondie.
Haydi, çabuk olun!
Bye, blondie!
Blondie'nin yavruları oldu. "
Blondie a eu des chiots. "

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]