English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Boyun

Boyun tradutor Francês

3,191 parallel translation
Sen bir şey istiyorsun diye herkesin buna boyun eğmesi- -
On n'a pas à s'incliner devant tes... Écoute-moi.
Benim yerimde sen olsaydın, bu insanların geride bıraktığımız dünyaya yaptıklarını Terra Nova'ya da yapmalarına boyun eğer miydin?
Si vous étiez à ma place, voudriez-vous vous soumettre, vous laisseriez ces gens faire à Terra Nova ce qu'ils ont fait à la planète qu'ils laissent derrière eux.
Boyun masajı sonra da içeceğimi getireceksin.
Je te masse le cou, et puis tu me donnes à boire.
Bakın, kolları arkasında bağlanmış yazının üstünde aşırı derecede boyun fleksiyonu var havayolunu kapatmış.
Regardez, ses bras sont attachés derrière son dos, et la flexion extrême de son cou par dessus la pancarte a bloqué ses voies aériennes.
Evet ama boyun uzun olup da, elmacık kemiğin mükemmel olunca ironik olarak yapıyor olursun.
Oui, mais compte tenu du reste, chez lui, c'est de la provoc'.
Bay DiNozzo'nun parmak izleri sadece şişenin gövde kısmında, yani şişenin boyun kısmında değil ki eğer şişeyi sıkıca kavrayıp silah olarak kullanmak istersen boyun kısmından tutmalısın.
les empreintes de Mr. Dinozzo étaient seulement sur le corps de la bouteille, pas sur le col, où on l'aurais aggripé si on avait voulu s'en servir comme arme.
İşte o boyun kısmıda şüphe uyandırıcı bir şekilde tertemiz.
Cette partie était étrangement parfaitement essuyée.
Kırık, birinci boyun omurgasının ön ve arka kemerinde. Omuriliğinde bir hasar var mı?
Une cassure de l'avant et arrière des arches de la première vertèbre cervicale.
- Audrey çok çabuk boyun eğdi.
Audrey a cédé trop facilement.
Her seferinde ona boyun eğmenden nefret ediyorum.
Je déteste le fait que tu lui cèdes tout.
Onlar ve diğerleri bilmeli ki ABD, uluslararası terörizm ya da şantaja asla boyun eğmeyecektir.
Qu'eux et les autres sachent que les États-Unis d'Amérique ne céderont pas au terrorisme international ou au chantage.
Boyun kadar alaybozanla falan.
T'avais une pétoire plus grande que toi.
Kaderime boyun eğmiştim.
Je m'y étais résignée.
İstismara boyun eğmeyeceğim.
Je vais pas me soumettre en un abus criminel.
İstismara boyun eğmeyeceğim.
je ne veux pas me soumettre à un abus criminel!
... ve istismara boyun eğmeyeceğim.
et moi je ne me soumettrai jamais à un abus criminel!
İstismara boyun eğmeyeceğim.
je ne me soumettrai jamais à un abus criminel. 845 01 : 08 : 36,082 - - 01 : 08 : 41,254 Dehors, de gros flocons de neige se forment sur les toits.
Rüzgarla yol alıp, zorbalığa boyun eğmiyorsun?
Des vents de liberté et aucune tyrannie pour toi.
- Boyun ne kadar?
- Quelle taille fais-tu?
Boyun yastığımı şişir orta seviye sudoku kitabımı da valize koy.
Gonfle mon coussin de nuque et prends mon sudoku niveau moyen.
Boyun kilidinden kurtulmak için kolu sıkıca kavrayıp aşağı doğru çekerek yana hareket ettirmelisin.
Pour se libérer de l'étranglement arrière, il faut rompre la prise, baisser le bras et aller de côté.
Daha sonra kalçası çıktı ama yine de boyun eğmedi.
Sa hanche était déboîtée. Mais il refusa de se rendre.
Dizlerinin üzerine çök ve ona boyun eğerek sun.
Mes toi à genoux et offre lui de manière soumise
Boyun bir karış uzamış senin.
Tu grandis à vue d'œil!
- Nerelerde? - Yüz, bacaklar, boyun, göğüs.
- visage, jambes, cou, buste.
Bugün, ulusumuzun gerçek gücünün ordularimizin imkanlarindan ya da maddi durumumuzdan degil... ideallerimizin baki gücünden geldigini kanitladik... but from the enduring power of our ideals... demokrasi, hürriyet, firsat ve boyun egmez bir umut.
Ce soir, nous avons prouvé une fois de plus que la vraie force de notre nation... ne vient pas de la puissance de nos armes ou l'étendue de notre richesse... mais du pouvoir durable de nos idéaux... la démocratie, la liberté, opportunité et espoir.
Biri şeyimi çalmış. Boyun masajı aletimi.
quelqu'un a volé mon masseur de cou.
Boyun masaj aletim?
Mon masseur de cou?
Burada işin sırrı, insanın olumsuzluklara boyun eğmemesi.
L'astuce est de ne pas céder à la frustration.
Hayır. Organizatörler onu suçlamadılar. Bunun bir kaza olduğunu ve boyun kırma numarasının bir parçası olduğunu söylediler.
Les types du circuit ont dit que c'était des accidents et que ça faisait partie du jeu.
Ve 2. dünya savaşında tamamen.. Japon ve İtalyanın aksine boyun kırdılar.
Pendant la Deuxième Guerre... elle s'est alliée avec le Japon et l'Italie... pour former ce qu'on a appelé l'Axe.
Melekler bile sana boyun eğer.
"Même les anges vous saluent."
( Boyun Çatlaklar )
[Cou craque]
Ve tüm Avrupa Allah'a boyun eğmek zorunda kalacak.
Et l'Europe entière sera soumis à Allah.
Gerçek Allah boyun eğdirmez.
Le vrai Dieu n'a pas besoin de la soumission.
Sen sürekli babanın emirlerine boyun eğmediğini söylersin. Ya da kocanın.
Vous ne suivez pas toujours les ordres que votre père vous donne, ni ceux de votre mari.
Boyun bağı.
Un foulard.
Boyun bağını falan istemiyorum be adam.
J'en veux pas de ton foulard, le vieux.
Evet. Üşüme, yüksek ateş, boyun tutulması veya baş ağrısı.
Fièvre, torticolis, migraine.
Boyun kırmayı hatırla.
Tu te rappelle la torsion de cou?
Dillon McGwire, Powell'ı boyun kilitine aldı.
Dillon McGwire a pris Powell dans une clà © au cou.
Peki biz genellikle hukuka boyun mu eğeriz tuhaf bir cin oyunu için?
Et parfois on s'accomode un peu des règles. Pour une partie de Gin Rummy?
Aslında ilerisi için haberin olsun Waldorf'lar tehditlere boyun eğmez.
En faite, pour les prochaines réfé - rences, sache que les Waldorfs ne cèdent pas aux menaces.
Hayvana boyun eğmeyeceksin, bu sadece büyük bir kedi baksana.
II faut dompter la bête, c'est juste un gros chaton.
Acıyan bir boyun için hiç Siren tarzı bir fantezin var mı?
T'as un truc de sirène pour un cou endolori?
Sıradan bir askere boyun eğmem!
Je ne m'incline pas devant un soldat!
O zaman bir krala boyun eğersin!
Alors tu t'inclineras devant un roi!
Sana söylediğim gibi, boyun öpücüğü bunun anahtarıdır!
Je l'avais dit.
- Şu boyun bağını.
– Ces nœuds coulants, là...
- Boyun?
- Le cou?
Boyun kilidi!
Étranglement!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]