English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ B ] / Broker

Broker tradutor Francês

136 parallel translation
Bay Fox, iyi bir broker olduğunuza eminim ama broker'larla simsarlarımız ilgileniyor.
Vous êtes sûrement un bon courtier, mais voyez nos acheteurs.
Bu hava yolunda beş yılda kazanacağımdan fazla parayı broker olarak bir yılda kazanabilirim.
Je peux gagner en un an ce que je gagnerais en 5 dans ta compagnie.
Broker'ın olarak sana tavsiye edebileceğim bu hisse senedine tutunman.
Et ton courtier te dit de garder tes actions!
Gordon bana çok yetenekli bir broker olduğunu söylüyor.
Gordon dit que vous êtes un courtier très doué.
Çizelgeleri analiz eden 20 broker'ım daha var.
20 chartistes bossent pour moi.
Ben sadece bir broker değilim, Bay Gekko.
Je ne suis pas un courtier de plus.
Hayatımın geri kalanında broker olmayacağım.
Je ne resterai pas courtier éternellement.
Havayolu isteyen bir broker'ım var.
Le courtier veut sa compagnie aérienne!
Broker'ın olarak almanı tavsiye ediyorum.
En tant que courtier, je vous conseille de prendre.
Gaugin borsa broker'ı olarak yıllarca çalıştı.
Gauguin a peint plusieurs années en restant agent de change.
Günün olayı zimmetine para geçirme suçundan broker Hayden Sloane'ın tutuklanışıydı.
Aujourd'hui a eu lieu l'arrestation du courtier Hayden Sloane accusé de détournement de fonds.
Stockholm'de bir brokerım var benim adıma Volvo'nun % 5'ini satın alacak.
J'ai un courtier à Stockholm
Devlet güçleri, dava açmaya devam ediyor. Altı broker şirketi yetkilisi- -
Rompant le silence à propos de son enquête sur l'immobilier... 18 cadres employés dans six agences immobilières... ont été condamnés.
Bernie için şerefe, dünyadaki en kötü borsa broker'ına.
Un toast pour Bernie, le pire agent de change du monde.
Al sana broker.
C'est un intermédiaire pour toi.
Biz broker işe almıyoruz. Yenilerini yetiştiriyoruz.
On ne veut pas de courtiers, on les forme.
Eğitimden sonra Yedi Serisi'ni alacaksınız. Onu geçerseniz asistan broker olacak ve ekip lideriniz için hesap açacaksınız.
Après avoir passé votre examen, vous ouvrirez des comptes pour votre chef d'équipe.
Eğer senden pembe kağıtlı, negatif gelirli boktan bir şirketin beş bin ya da on bin hissesini almanı isteseydim o zaman sana telefonu kapatmanı ve bölgendeki brokerı aramanı ve ondan satın almanı söylerdim.
S'il s'agissait de 5 ou 10 000 actions d'une compagnie merdique en déficit, je vous dirais de régler ça avec votre courtier.
Onları hazırla. Bir ay sonra bir brokerın ilginç bir fikirle onları arayacağını söyle.
Fais-les mousser et dis-leur qu'un senior les rappellera avec un tuyau.
150.000 dolarlık yıllık geliri ve çalıştığı lokal bir brokerı var.
1 50 000 $ par an, capitaux : 1 million.
- İyi bir broker günde 700 arama yapar.
Un bon courtier passe 700 appels par jour.
Ardından ben arıyorum ve "Selam. Geçen ay benim asistan brokerımla görüşmüşsünüz." diyorum. O da bana "İlgilenmiyorum." diyor.
Je rappelle : "Un associé junior vous a eu le mois dernier", et on me répond : "Pas intéressé".
Gönderdiğimiz dosyanın bir önemi yok. En önemli şey adama harika bir fikrin olduğunu ve bir brokerın onu bir ay içinde arayacağını söylemek.
L'info compte pas, l'important est de leur dire que tu as un super tuyau et qu'un senior rappellera.
Zile ilk basan broker satışı alır.
Le 1er senior qui prend l'appel fait la transaction.
Hayır Anne. Söyledim ya daha broker olmadım.
Non, m'man, je ne suis pas encore courtier.
Onları heyecanlandırman gerek. Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? İlk görüşmede bir broker için yalvarmalılar.
Tu dois les faire baver, te supplier de leur passer un courtier.
- Çocuklar broker mı arıyorsunuz?
Vous cherchez un courtier?
- Ben bir şey yapmıyorum. Belki de yatırım yapmak için bir broker arıyor olabileceğinizi düşündüm. - Hayır.
Je croyais que vous vouliez investir.
Aramıyoruz. Biz brokerız.
Non, on est courtiers.
Sonra da lisanslı bir broker olarak alım satım yapabilirsiniz.
Puis vous pourrez faire des transactions comme courtiers.
Seth Davis, yani broker.
- Qui? Seth Davis, un courtier.
Dinle. Biraz önce başka bir firmadaki broker arkadaşımı aradım. Eşimin kızkardeşi adına 50 bin hisse aldırdım.
Ecoutez-moi, j'ai fait acheter par un courtier ami d'une autre Cie, 50 000 actions au nom de ma belle-soeur.
Bu satış kağıdını bir brokerın imzalaması gerek. Böylece o hisse senetlerini alır ve borsada satarak parasını geri alabilir.
Un senior doit signer cet ordre de vente pour qu'il ait ses actions, qu'il les vende à perte, et récupère son fric.
Sonra hayatın bir cilvesiyle broker oldum.
Ce qui m'a conduit à être agent de change.
- Neredeyse evleniyordum ve neredeyse F HAT'de broker olacaktım.
- Presque marié. Et presque courtier chez E.F. Hutton.
Yüce Tanrım, o benim brokerım.
Si Rory n'y voit pas d'inconvénient.
53 teydi, 51 deydi... Şov katındaki her makina söyleyebileceğim her makina e-ticaret hesaplarına veya broker hesaplarına odaklandı, Red Hat ın değerini biliyorlar
Toutes les machines, aussi loin que je peux voir sur l'exposition sont connectées à leur compte d'e-commerce ou de traders, elles savent le prix de Red Hat
Savunma, broker'ların mantıklı olmalarını istiyor.
Pourquoi? La défense demande à ses courtiers une certaine logique.
Adam Robert Pike. Evli, iki çocuk babası Bregson Yatırım'da broker olarak çalışıyor.
Ce Robert Pike était marié, deux enfants, agent de change chez Bregson lnvestments.
Öncelikle bir broker bulmamız lazım. Evet bunu yapıcak bir adam tanıyorum. Dolar başına elli cent ten fazla alamayız.
J'en connais un, mais il nous laissera que 50 cents par dollar et on risque gros.
Benim orjinaliyle bir broker çiftliğinin içine gireceğimi sanıyorsun,
Tu me vois apporter l'original chez un courtier?
Mr. Broker'ın gerçeği söylediğine inanıyoruz.
Nous sommes convaincus que M. Brooker dit la vérité.
Mr. Broker bize karınızın bir çocuğu olduğunu söyledi.
M. Brooker nous a dit que votre femme avait eu un enfant.
Mr. Broker doktora başvurdu, hava değişikliği için şehir değiştirmesi gerektiğini söyledi,..
Le médecin dit qu'il devait quitter la ville.
Yani, bir borsacı olmanın sana kazandırdığı bu.
Voilà ce que ça rapporte d'être broker.
Bir broker olmak fark etmiyor.
Tu as beau être courtier, elles te prennent de haut.
Kendi brokerı onu tanımıyor.
Normal qu'il ait les boules, son propre courtier ne le connaît pas.
Broker, gerçekten mi?
Un courtier?
Bak brokerım birkaç gün içinde bir anlaşmayla dönecek.
Les bons seront vendus sous deux jours.
Mr. Broker açık konuşayım...
J'irai droit au but :
Borsacı.
Broker.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]