Bu incil tradutor Francês
313 parallel translation
Bu İncil'i alsanız iyi olacak.
Prenez cette bible.
Dostlarım, İncil günlerinden beri bu böyle olmaktadır.
Allons, cela se passe ainsi depuis la nuit des temps.
İncil biliyorum. Bu da bana yeter.
La Bible me suffit.
Asıl İncil bu. Bir kopyasını edinmelisin.
La voilà, la Bible.
- Goebbeller ve Göringler için İncil'i bir kenara atanlar bu savaşı kazanamayacaklar.
- Ce n'est pas celui qui échange ça... contre un Goebbels ou un Göring qui gagnera la guerre.
Lütfen bu İncil'i öperek doğru söylediğine yemin et.
Embrassez cette Bible et jurez que vous dites la vérité.
Sissy Teyzeniz bu İncil'i ta Sheepshead Bay'dan alıp getirdi. Babanız da bir keresinde Shakespeare kitabı için tüm bahşişlerini vermişti.
Votre tante vous a donné cette Bible et votre papa a acheté ce Shakespeare.
Belki Ulu Tanrımız bu konuda ne yapacağımızı İncil'de söylemiştir.
Peut-être que la Bible nous dira ce qu'il faut faire.
Bu ne acaba? İncil'den kopartılmış bir sayfa.
Cette page a été arrachée à une bible?
Bu İncil-yaygaracılarına, bizi yanlarına almaları için yalvarmadık. - Bunlardan kurtulduğumuzda çok mut- -
On demandait rien à ces bigots et on sera ravis de...
Lâkin bu yazıtından ötürü nadide bir kalıntı. Bu yazıtın üzerindeki metin İncil : Krallar Kitabı'ndaki pasajı doğruluyor.
Elle corrobore un passage du Livre des Rois, dans la Bible, qu'on tenait pour une légende.
Bu yerli incil üstüne mi yemin etti?
La parole d'Indiens vaut parole d'évangile?
- Bu sözcükler Gospel İncil'inden.
Ce sont les mots de l'Évangile.
İncil'de, toprağa sahip olmak için sabretmek gerekir, der. Anchor'da biz bu saçmalığa kulak asmayız.
A Anchor, on se fiche de toutes ces sottises sur les bons qui hériteront.
Bu İncil'den.
Ça, c'est dans la Bible.
Sadece bu İncil ve resmim.
" Je n'ai que cette Bible et ma photo.
Bu, İncil'den bir alıntı.
C'est une phrase de la Bible.
- Bu İncil'e aykırı.
- C'est contre la Bible.
- İncil'de de bu söyleniyor!
- C'est écrit dans la Bible.
Bu odadaki herkes gibi ben de İncil'in köktendinci yorumuna inanıyorum. Ama gelişmelere gözümüzü kapatamayız. Söylemek istediğim- -
Comme vous tous ici, je crois en une interprétation fondamentaliste de la Bible, mais on ne peut pas renier le progrès, ignorer tout ce qui représente...
Bay Drummond bu adamı sadece İncil'e inandığı için mi jüri üyeliğinden reddediyor?
M. Drummond refuse-t-il que cet homme fasse partie du jury juste parce qu'il croit en la Bible?
Bu İncil'den nefret edenler, bu evrimciler zehir damıtıyorlar.
Ces tueurs de Bible, ces évolutionnistes sont des distillateurs de poison!
Şey... bu bir İncil.
C'est la Bible.
- İncil sana bu fiyatlarla satabileceğini öğretiyor mu?
Ces prix, c'est dans l'évangile?
Bu evde, Bayan, İncil hakkında fikir yürütme yetkimiz yoktur.
Ne blasphème pas! Pas ici!
Hala atanmış İncil vaizi olduğumu bu hanımefendilere göstereceğim.
Et je veux leur montrer que je suis toujours "froqué"!
Gide bu dizinin çıkış noktasına İncil'i okuduktan sonra sahip oldu.
Il est bon de savoir que c'est André Gide qui a eu l'idée de cette collection en lisant précisément la Bible.
Şimdi bu 475'ten 500'e kadar olan sırayı İncil'in ilk sırası ile karşılaştır.
Confrontez ces suites de 475 à 500 à cette première série de chiffres.
Bu benim İncil'im.
C'est ma Bible.
- Bu İncil gibi.
- A Chicago, les autorités sont tombées.
İncil'e göre anlamak bu ifadeyi de çok saçma bulurum.
"connu" au sens biblique du terme. C'est assez con, cette expression, "connaître au sens biblique du terme".
İncil'e sadık bir kilise, hatta belki bu bölgede bir sürü kilise.
Un temple du vrai Evangile, plusieurs sur le territoire.
Tanrı'ya hizmet etmenin yolunun para ve dolar için İncil satmak olduğunu ya da bu işin ticari boyutu betimlemek niyetinde değilim.
Je ne dis pas que son business était de vendre des bibles pour en tirer un profit,
Ama asıl iyiliğin İncil satmaktan, İncil almaktan ve İncil okumaktan geldiğine inanıyorum ki bu da kesinlikle Tanrı'ya hizmet olarak tanımlanabilir.
mais je crois que le bien engendré par la vente des bibles et la lecture des bibles est en relation avec les "affaires" du Père.
- Bu kadar güzel bir İncil'in...
Oui...
15'e yakın İncil'i olan bir kadına bu İncil'i sipariş verdirmiştim.
J'ai connu une femme qui avait déjà 15 bibles.
- Sanırım İncil olduğunu düşünüyorum. - Bu doğru. Pek çoğu aynısını söylüyor.
C'est le cas en général.
İncil bu yüzden dünyada en çok satılan kitap.
C'est l'ouvrage le plus vendu au monde.
Tanrı şahidim olsun Bayan O'Connor, uzun bir süredir İncil satıyorum. Neden mi bu işin içindeyim? Çünkü insanların evine hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramayacakları bir şey koyuyorum.
Très franchement, je place des bibles depuis des années et je sais que les gens ne le regrettent jamais.
Bu İncil ve bir K.İ.A. Katolik İnsanların Ansiklopedisi.
Ca nous fait une bible et une encyclopédie.
Bu da başka bir şey tabii. İncil yaşamın bir mirasıdır.
N'oubliez pas que la Bible est l'héritage de la vie.
Bu İncil'dir.
Ceci est une bible.
Akrabası yoktu. Araba, at, vaiz giysisi ve bu garip İncil bana kaldı.
Comme il avait pas de famille... j'ai hérité du cheval, du chariot... des frusques et de cette Bible.
İncil'den bir hikâye bu.
C'est une histoire de la Bible.
Siz bir şişeyi bir kalıp sabuna değişmek istiyorsunuz anlaşılan. Ve silahı İncil'e. Ama bu olmaz.
Vous voulez donc échanger la bouteille contre un morceau de savon et le fusil contre une bible mais ça ne marche pas.
Bu senin İncil'in.
C'est ta bible.
Bu durumu tamamen onayladığımı söyleyemem... özellikle karımın Alan'a Incil okuduğunu duyduğum zamanlarda...
Je ne peux pas dire que j'approuve. Surtout quand je l'entends lui lire des passages de la Bible tous les soirs.
Bu İncil'i yanınızda götürmenizi rica ediyorum benden, hepimizden.
Prenez cette Bible... De ma part. De la part de tous.
Bu İncil'i sağ elinize alın.
Prenez cette Bible dans la main droite.
Bu da ne böyle? Kutsal İncil mi?
Qu'est-ce que c'est?
Bu Grogan'ın sonuydu. Babamı öldüren, kızkardeşimi tecavüz edip öldüren, çiftliğimi yakan, köpeğimi vuran ve İncil'imi yakan adamın sonu!
C'en était fini de Grogan, l'homme qui avait tué mon père, violé et assassiné ma soeur, brûlé mon ranch, tué mon chien et volé ma bible.