Bulun tradutor Francês
5,105 parallel translation
Ekip gelene kadar kaleyi korumak için adam bulun diyorlar yani.
Leur équipe? Des renforts?
Gidin bulun şunları.
Trouve-les, bon sang!
Gidip lanet olası adamlar bulun madem!
Trouve-moi des hommes!
Aktöre nasihatte bulun.
Parlez à l'acteur.
Tüm binayı arayın ve bulun onu!
Fouillez tout le bâtiment et trouvez-la!
Anahtarı bulun.
Où sont les clés?
Şu balık pulu ticaretini önleyip Tanner'i kimin öldürdüğünü bulun.
Ce qui veut dire arrêter ce trafic de cocaïne et découvrir qui a tué Tanner.
Tamam, anestezi uzmanını bulun. Ameliyathaneyi hazırlayın.
Appelez l'anesthésiste, préparez le bloc.
Siz ikiniz gidip bulun. Bir kereliğine de ayrıcalıklı kişi, zor işi yapsın.
Les privilégiés peuvent travailler pour une fois.
Parlamento oturumunda konuşma yapmak için resmi bir talepte bulun.
Faire une demande officielle pour parler au parlement en session.
- Tanner hangi odada tutuluyor bulun ve onu koruyan subayı arayın. - Emredersiniz komutanım. Bana bağlayın.
Trouvez où Tanner est détenu et appelez l'officier qui le surveille.
Onu bulun.
Trouve-la.
Nerede olduğunu bulun yoksa polise başvuracağım.
Relâchez-le ou j'appelle la police.
Bulun onu, şehrin tüm kapılarını kapatın.
Trouvez-la. Fermez les portes de la ville.
Gidecek bir yer bulun.
Trouvez un endroit où aller.
Şu işi halledin! Nasıl yapılacağını bulun.
Faites ce qu'il faut, maudit.
Bana kenar mahallelerde ya da hemen yakınlardaki en yüksek binayı bulun.
Trouvez-moi le plus grand bâtiment des bidonvilles ou adjacent.
Beyaz Sarayı dahil etmemi istemiyorsanız bir yolunu bulun.
Trouvez une solution, si vous ne voulez pas impliquer la Maison Blanche.
- İğrenç. Gidin bir oda bulun.
Prenez une chambre.
Çanakkale vapuruna binin. Oradan da bir balıkçı bulun.
Prenez le ferry jusqu'à Chanak et trouvez un pêcheur.
Lütfen Çanakkale'de Babamı da bulun.
S'il vous plaît, retrouvez mon papa à Çanakkale.
Kendi eşlerinizi bulun!
Trouvez-vous une femme!
Kendinize başka yargıç bulun.
Trouvez-vous un autre juge.
"Hazır olduğunuzu düşünüyorsanız gelip beni bulun."
"Si vous pensez être prêts, venez me trouver."
Kendisini öldürtmeden bulun onu.
Trouve le avant qu'il ne se fasse tuer.
Bir milyoner bulun.
Trouvez vous un millionnaire.
Keçenizi başka bir yerden bulun.
Trouvez votre feutre ailleurs.
Bu kadını bulun.
Pour trouver cette femme.
- Kim olduğunu bulun.
- Cherchons qui elle est.
İşleri yoluna koyup, bana yeni bir şüpheli bulun.
Pouvons-nous revenir sur la bonne voie et me trouver un nouveau suspect?
Baş ağrısı ya da bulantısı olursa beni mutlaka bulun.
Si elle se plaint de maux de tête ou de nausées venez me voir ou une infirmière.
O zaman gidin başka yerde bulun.
Et bien, trouvez-les ailleurs.
Telefon numarasını ve adresini bulun.
Prend son numéro de téléphone et son adresse.
Onları CIA'dan önce bulun.
Trouvez-les avant que le CIA le fasse.
Birazdan yapacağım konuşmanın nereden yapıldığını bulun.
Je vais prendre cet autre appel. Tracez-le.
Kumaş korkusunu bırakın artık Bay Deeks ve Atugu'nun neden öldürüldüğünü bulun.
Oh, lâcher cet intérêt pour ce costume, Mr Deeks, et trouvez pourquoi Atugu a été tué.
Bir cadı bulun, buraya gelin.
Trouvez une sorcière, et ramenez-là ici.
Bulun şu görsel ikizleri.
Trouve moi les doubles.
Maval okumadan gidip bulun onları.
Alors sautez la chanson et la danse et trouvez-les.
Ryan! Cassius! Ateş eden kişiyi bulun!
Trouvez le tireur!
Guaranin getirin ve Dr. Duchamp'ı bulun.
Amenez la guaranine et trouvez le Dr Duchamp. Non!
Bana bir neşter ve yarayı kapatmak için bir şeyler bulun.
Trouvez-moi un scalpel et quelque chose pour compresser la plaie.
- Gidin de bir oda bulun ya.
Trouvez-vous une chambre.
İşinizi yapın da hangi yavşağın yaptığını bulun, tamam mı?
Écoutez, faites votre travail et trouvez la garce qui a fait ça, d'accord?
Bana Yüzbaşı Alden'ı bulun yeter.
Vous venez de me trouver capitaine Alden.
Doktoru bulun.
Va chercher le médecin.
- O halde bulun lütfen.
Alors trouvez-le, s'il vous plaît.
Kardeşimi lütfen bulun.
Trouvez ma sœur, s'il vous plait.
Derhal bulun.
Trouvez-le maintenant.
Görünüşe göre baba, örgütü finanse eden bir diktatör. - Bulun onu.
Apparemment, le père est un chef de guerre local avec des liens financiers au groupe.
Bulun onu.
Trouve-le.