Bulursun tradutor Francês
2,746 parallel translation
Evet, Böyle bir yüzle, birkaç ay içinde koca bulursun
Oui, avec un visage pareil, tu trouveras un mari d'ici quelques mois.
Corey, kuru bir ülkede nasıl viski bulursun?
Comment trouver du whisky ici?
Artık gereksiz hayır işi yapmıyorum bu yüzden akşama dairemden çık yoksa eşyalarını dışarıda bulursun.
Je fais pas la charité, alors dégage de chez moi, ou tes affaires finiront dehors.
Ve sana bir şey söyleyeyim bana engel olmaya çalışırsan bir hafta bile olmadan kendini sokakta bulursun.
Essayez de me contrer, et vous serez viré en moins d'une semaine.
Dolapta ihtiyacın olan her şeyi bulursun.
Le nécessaire est dans le placard.
Yani, sorun yaratmak istedikten sonra her zaman bir şey bulursun.
Y aura toujours des problèmes si tu veux qu'il y en ait. Détends-toi.
Belki bize gerçekten peşinde olduğumuz bir şeyler bulursun.
Allez, on avance. Trouvez-nous de vrais indices.
Beni bulursun.
Vous me retrouverez.
Kızın ismini bulursun herhâlde tabii Güneşli Günler anaokulunun güvenlik duvarı sana zor gelmiyorsa.
Vous trouverez son nom si le pare-feu de l'école Sunny Days vous laisse faire.
Sendeki bu yeteneklerle, bir iş bulursun. Şimdi gitmelisin ama. - Geriye de sakın bakma.
Avec tes talents, tu trouveras du boulot, mais pars tout de suite.
Belki bir şey bulursun. Belki de bulamazsın.
On trouvera peut-être un truc.
Eminim sen insanlara zarar vermeyecek bir yol da bulursun.
Et je suis sûr que tu trouveras un moyen de ne blesser personne.
Her zaman yapacak bir Maxlik bulursun.
Tu dois toujours faire ton Max.
- Bir yolunu bulursun sen.
Tu trouveras bien.
Ülkede istediğin takıma git, hepsinde ihlal bulursun ama yok, her sene benim peşime düşüyorsun.
Sur n'importe quel campus, vous y trouverez des violations. Mais non, tous les ans, vous venez ici.
Kısa bir süre önce olsa, vakit kaybetmeden sarışın bir kaşar bulursun diye seni yalnız bırakacağım için endişelenirdim.
Vous savez, il n'y a pas si longtemps, j'aurais été inquiète de te laisser seul, tu n'aurais pas été à ton aise avec une bimbo blonde écervelée.
Ama bir yolunu bulursun.
Mais vous trouverez votre chemin.
Bizi uygun eşlere vermenin bir yolunu bulursun.
Tu trouves un moyen de nous assembler de manière optimale.
Haberin olsun şehirdeki en iyi kokteyli Parchment adlı barda bulursun.
Pour info, on trouve le meilleur Sazerac dans le meilleur bar de la ville, le Parchment.
Sen bir şekilde çözümünü bulursun.
Tu trouveras le moyen d'arranger ça.
Eminim bir çaresini bulursun, Harold.
Je suis sûre que vous trouverez une solution, Harold.
Caminoların tabancalarını inceletirsen iddiaya girerim cinayet silahını da bulursun.
Et si vous effectuez la balistique sur les armes à feu des Caminos, je parie que vous trouverez l'arme du crime.
- Vardır kesin. Neden şöyle bir göz atmıyorsun, eminim bulursun bir şeyler.
vous avez bien quelque chose.
- Eve teslim yapmayan yatak şirketini anca sen bulursun zaten.
T'as trouvé le seul vendeur de matelas qui ne livre pas.
Halledecek bir şeyler bulursun.
Vous trouverez quelque chose.
Sonra da siyahileri vazgeçirmenin bir yolunu bulursun.
Ensuite, il faut faire arrêter les noirs. Petit à petit.
Cevabı hep şişenin dibinde bulursun zaten.
Car les réponses sont au fond des bouteilles.
Yapma be, sen bir yolunu bulursun.
Tu pourrais le faire.
Anlıyor musun? Eğer başarısız olursan masanla birlikte kendini sokakta bulursun.
Vous avez saisi? je vous mets à la rue.
Açmanın bir yolunu bulursun, değil mi?
Tu peux régler ça, non?
Dilerim aradığın şeyi bulursun.
J'espère que vous trouverez ce que vous cherchez.
Yalnız Kuzey Afrika'ya gitmek için bize şu Ölüm Duvarı'ndan başka yol bulursun herhalde değil mi?
Mais peut-on aller en Afrique du Nord sans traverser ce mur de la mort?
Bazen bir çiçek bulursun ve çiçeklenmesine yardım edersin.
Parfois, vous trouvez une fleur vous pouvez l'aider à s'épanouir.
Başka birini bulursun.
Vous trouverez quelqu'un. Vous trouverez, vous êtes super.
Umarım aradığın şeyi bulursun evlat. Kendine iyi bak.
J'espère que vous trouverez ce que vous cherchez, petit.
Böyle işlere bulaşırsan cevaplar bulursun. Ama istediğin cevapları değil.
En accédant à un secret comme celui-là, Ben, tu as des réponses, mais pas celles que tu crois.
Tek umudum, eğer sen bensen anahtarı bulursun, onunla ne yapacağını biliyorsun.
J'espère que si tu es moi, tu trouveras la note et sauras quoi en faire.
Onu istiyorsan, karşında beni bulursun.
Si tu le veux, tu vas devoir me passer sur le corps.
Ona yalancı dersen, hatta yan bakacak bile olursan karşında beni bulursun.
Si vous le traitez de menteur, si vous ne faites que le regarder de travers, vous aurez affaire à moi.
Muhtemelen bulursun. Biliyorum... Pek seksi bir resim değil ama kevase gibi görünmek istemedim.
Vous pourriez sans doute le faire, mais je sais que... c'est pas une photo très sexy, mais je voulais pas paraître vulgaire, vous voyez.
Kalbini açarsan, belki onu bulursun.
Si vous coeur est ouvert, elle devrait vous trouver.
Bunu hemen çöz yoksa kendini Staten adasında park görevlisi olarak bulursun. Anladın mı?
Réglez-moi ça ou demain, vous ferez la circulation dans un bled.
Zengin bir koca bulursun.
Que tu trouveras un mari riche.
Anca bir motor bulursun.
Une traînée.
Eğer yeterince çabalarsan, her zaman bir yol bulursun.
Si on regarde bien, y a toujours une issue.
Aşk çok tuhaf her zaman aramadığında bulursun
C'est drôle, l'amour Quand on ne cherche pas, on trouve
Dua ettim belki huzur bulursun kalbinde... Düşmanlarım için dua etmeliyim derdim.
J'ai appris... à prier pour mes ennemis.
Güney yarım küredeyken tam güneyi nasıl bulursun?
Dis-moi, comment tu repères le plein sud dans cet hémisphère?
Karşında polisleri bulursun, anlıyor musun? Aç kapıyı!
Tu vas devoir traiter avec eux, tu comprends?
Umarım ailesini bulursun.
J'espère que vous trouverez sa famille.
UMARIM ARADIGINI BULURSUN CONAN.
Adieu mon ami Puisses-tu trouver ce que tu recherches Conan.