Cannes tradutor Francês
332 parallel translation
Cannes'da havyar yedim ve köpekle, sosis. Biarritz'de bakar oynadım ve başkanlarla dart.
J'ai mangé du caviar à Cannes, joué au baccarat à Biarritz...
Cannes-Paris arasını 10 saat 35 dakikada aldı.
Le mois dernier, Cannes-Paris, 10 heures 35!
Değirmenin sağından, kamışlıktaki büyü sembolüne kadar gidin.
Vous allez à droite du moulin jusqu'à un écriteau obi dans les cannes.
- Cannes'da ne işin var?
- Que faites-vous ici? - Je vous attends, naturellement.
İşte onların yanında bir şeker tarlası.
Il y a des cannes à sucre à côté.
Bu adam o tarlaları koruyan bir piyade ekibindeydi.
Sa compagnie défendait le champ de cannes à sucre.
Yahut şeker kamışı.
Ou des cannes à sucre.
Tepelerin batısında şeker kamışı tarlaları...
À l'ouest des hauteurs. Un champ de cannes à sucre.
Buradaki büyük bir şeker kamışı tarlası. Hiç buraya bir şey taşıdın mı?
Tu as amené des chargements au champ de cannes à sucre?
Kaptan Makino'nun haritasında bulduğun o şeker tarlası vardı.
Il y avait une plantation de cannes à sucre sur la carte.
Bagajdan olta takımını alın.
Sors les cannes à pêches!
Court de zour, Cannes Nice, belki Paris bile.
Cote D'azur, Cannes, Nice, peut-être même Paris!
- Yarın sabah Cannes'a hareket ediyorum.
- Je pars demain pour Cannes.
Cannes'da sadece köpekler için bir güzellik salonu bile var.
Il y a à Cannes un salon de beauté... rien que pour les chiens.
Onca yön arasında, neden Nice'le Cannes arasında uzanan o yolu tercih ettim?
Pourquoi ai-je choisi celle qui mène à cette terre de vulgarité s'étalant entre Nice et Cannes?
Cannes Film Festivali'nde aday gösterilmiştir, 1954
Film sélectionné au Festival des Arts 1954
Haziran'da yanında bir jigoloyla Riviera'daydın
En juin, tu te prélassais à Cannes, avec un gigolo.
Foussard'ın kızı seni Cannes'daki sahil kulübüne götürecek.
La petite Foussard va t'emmener... - Où? - A Cannes.
Hayır, Cannes'daki kulübe.
Non, simplement à Cannes.
- Hayır, Cannes'daki kulüp.
Non. Sur Cannes!
Carlton, Cannes.
Au Carlton!
Seni ilk kez Cannes'de plajda gördüm. Fransız kızın sürdüğü bir tekneden kıyıya yüzdün.
Quand je vous ai vu pour la première fois... la petite Française vous ramenait en bateau.
Cannes'a giderken beni de çağırdılar.
Elles partent pour Cannes et veulent que je vienne.
Siz Cannes'dayken, ben de Brükselli bankacıyla olacağım.
Vous serez à Cannes, je serai à Bruxelles avec le banquier.
24 Ağustos Pazartesi..... Frank Flannagan ve Ariane Chavasse dosyası..... Cannes'daki nikah memurunun önüne çıktı.
Le lundi 24 août de cette même année, l'affaire Frank Flannagan / Ariane Chavasse passa devant le juge de Cannes.
- Cannes'e geri dönüyorum.
- Je retourne à Cannes.
"200 kulaç kadar yeni halat ve kancalarım gitti." diye düşündü.
" J'ai perdu 200 brasses de ligne, des crochets et des cannes.
Sopaları alabilirsiniz.
Les cannes de golf, si vous le voulez bien.
I no Cannes dan istedigin bir gay var ml?
Que désirez-vous de Cannes?
Robert, Cannes'da all § veri § yapaca § ; lnl séyledi.
Robert m'a dit qu'elle fait des courses à Cannes.
Ona bu sabah Cannes'da u § ; ramallydlm.
J'aurais dû la voir à Cannes.
No I Dogruca Cannes a gideriz Sadece yarlm saat sllirer.
On va directement à Cannes. C'est à une demi-heure.
- Ya da Cannes veya Palma gidersiniz.
- A Cannes aussi, ou à Palma.
Villa Rossa'dan ayrıldıktan sonra ne yapacağını bilmiyordu : Cannes'e gittik, oradan Montecarlo'ya, sonra San Remo'ya, kısacası baronla gitmeye alıştığı bütün yerleri.
Après Villa Rossa, nous sommes allés à Cannes, à Monte-Carlo, à San Remo, bref, dans tous les coins où il allait avec le baron.
Cannes'daki kumarhaneyi duymuşsundur.
T'as peut-être entendu parler du casino d'été à Cannes
İlk kim? Binbaşı Phipps. Mağaza açıldığından beri baston ve makaralara bakıyor, ve binbaşıyı bilirsin.
Le major Phipps est au rayon des cannes et moulinets depuis l'ouverture.
Bastonlar, makaralar, oltalar, kapanlar, fırıldaklar, sinekler, böcekler, kaşıklar... whole mess!
Cannes, moulinets, lignes, appâts, cuillers, mouches, vers, tout le toutim.
Dostum ve koruyucum ve yapımcım Bay Alexander Meyerheim Cannes'dan Paris'e Pazar sabahı..... 10'da gelecek.
Mon ami et producteur M. Alexander Meyerheim arrive à Paris à 10 heures... dimanche matin.
Cannes festivalinde Yunan sinemasını temsil eden figüran bir kız vardı.
Il y avait cette starlette du cinéma grec au festival de Cannes.
Santral, Cannes'da
J'aimerais joindre
Bay Meyerheim'la görüşmek istiyorum.
M. Alexander Meyerheim à Cannes.
Benim şeker kamışlarım ne olacak?
Mais alors, mes cannes?
- Açık konuşmak gerekirse Cannes.
Cannes, pour être précis. Tu es précis.
Cannes'da ve Fresnes'de olan katliamları önleyebilmek için.
Afin d'éviter des massacres, comme ceux à Caen et à Rennes.
Cannes'dan henüz döndüm, biliyorsun.
J'arrive de Cannes.
Cannes çok eğlenceliydi.
C'était très bien, Cannes.
- Festivaldeyim.
Que fais-tu à Cannes?
Kredini dört gün içinde onaylatabilirim. İlgilendiğim bir kişi Cannes'dan ayrılır ayrılmaz Canlı olarak!
Je leur dirai de solder votre emprunt, dès qu'une certaine personne aura quitté Cannes... vivante.
Yoksa deniz kenarında güzel bir tatil mi yapıyordun?
En vacances à Cannes?
Charles Cannes yakınlarında inşa ettiği yeni evin projelerini gösteriyordu.
! ... Charles me montrait les plans de la nouvelle cabane
- Emlâk işleri konuşuyorduk.
Qu'y vient de se faire construire à côté de Cannes... On causait bâtiment, Madame...